Biraz geç kaldım biliyorum. Aksaklık kişisel arkadaşlar özrümü bir iki bölümü hızlı yayınlayarak telafi etmeye çalışacağım sizi seviyorum.
***
"Lanet olsun." dudaklarının arasından tıslayan Christian'ın kucağından kalkarak önümde duran masanın örtüsünü çekmemle, masanın üzerindeki herşey yerle bir oldu.
"Sana lanet olsun Christian! "
Kendimi kontrol edemiyordum. Hamileliğin verdiği bir duygusallıktan mı, yoksa o kadını Christian'a dokunurken görmek mi beni böyle delirtmişti bilmiyorum.
Yer, yuvarlanan kadehlerin cam kırıklarıyla dolmuştu.
Şaşkın bir şekilde bana bakan Grey'e okkalı bir küfür savurmak istesemde nefesimi dizginlemeye çalışıp belimi tuttum.
"Bana bir daha dokunma Christian Grey!"
Christian tepkisizce beni izliyordu.
Etrafta ne bulduysam aşağı indiriyor cam çerçeve bırakmıyordum.
Sessizliği beni delirtiyor. Bu insanı delirtiyor. Ne bir inkar etme ne de başka bir açıklama yapmıyordu.
O konuşacak,ben susturacaktım ama konuşmuyordu işte. Lanet olsun.
Canımın bu denli acıyacağı işten değildi.
Bana böyle birşey yapacağı ise , hiç.
Kurduğum cümleyle Christian'ın gözleriyle buluştum. Bir açıklama Chris.
Büyümüş irisleri karşımda öylece bakıyordu.
Burada bir saniye daha durmam aptallık olur.
"Buraya kadar !"
Avazım çıktığı kadar bağırarak telafuz ettiğim cümleyle alt dudağımı ısırarak karnımı avuçlama isteğimi bastırdım. Bakışlarımı kapıya doğru yönelttim.
Beni kucaklayan iki kol ile havalanınca açılan ağzımı kontrolüme almakta zorlanmıştım.
"İndir beni !"
Ses çıkartmadan kapının kolunu indirip yemek odasının dışarısına çıktı. Midemin kalktığından artık emindim. Omuzlarından aşağı kusmamak için öğürmemle baş etmeye çalışırken beni yavaşça yere bıraktı. Şaşırmıştım.
"Cam kırıkları."
Mırıldanarak söylediği bir kaç kelime ilk başta anlamsız gelsede, ince topuklarımla o dağınık yerden geçerken düşebilirdim. Beni düşünmesi gururumu okşasa da sert duruşumu kazanmam uzun sürmedi.
O kadın ona dokundu!
"Anastasia."
Bana yaklaşan Christianın adımlarına karşılık daha seri yürüyerek ellerimi havaya kaldırdım.
"Dokunma. Konuş!"
Onu reddetmenin acısı kalbimi yakarken derin bir nefes almaya çalıştım. Ah sanırım tansiyonum düşüyordu. Ellerimin uyuştuğunu hissettim.
Yaptığım hareketten etkilenip olduğu yerde kaldı.
"Anastasia sakinleştikten sonra konuşalım. Anladığın gibi birşey değil."
düz ve inanılmaz derecede soğukkanlı yüzünde gözlerimi gezdirdim.
Nasıl bu kadar sakin olabiliyordu?
Gözlerimle buluşunca onaylamam için bir kaşını yukarıya kaldırdı.
Sağ elini bana doğru uzattı.
Aramızda bir metrelik boşluk vardı ve elini tutmaya hala niyetli değildim.
"Öyle birşey sana yapmam Anastasia. Yanıma gel."
Yumuşak ses tınısının etkisine girmemeye çalışarak başımı iki yana salladım.
Merdivenlere yönelerek hızlı adımlarla 3.kata doğru koşmaya başladım.
Nefesim inanılmaz derecede daralmıştı.
Aramızdaki mesafeyi kapatmadan odaya girip, kapıyı kilitleyip yalnız kalmak kendimi dinlemek istiyordum. Tek isteğim bu.
Tam yatak odasının merdivenlerini bitirecekken tansiyonumun bir anda düştüğünü hissettim.
Ve gözlerim karardı.
***
-Anastasia iyi. Birazdan kendine gelir Bay Grey.
"Bay Edward Anastasia'ya birşey olursa sizin meslek hayatınızı bitiririm. Bebeğim ? Ah Tanrım!"
Konuşan insan sesleriyle uğultudan kurtuldu kulaklarım.
Gözlerimi açtığımda ulaşmaya çalıştığım yatak odasındaydım. Lanet olsun. Bayılmışım.
Elim karnıma gitti.
"O.. Onun birşeyi yok değil mi? Bebeğimin?"
Beni farkettiğinde sinirlerinin boşaldığını hissettiğim Christian yanıma oturdu.
Elimi dudaklarına götürüp orada bir süre bekletti.
"İyisiniz.İyi olacaksınız."
Öksürerek konuşmaya giren Doktor Edward gülümsemeye çalıştı.
"Hamile olduğunuz için Bay Grey hiçbir şekilde ilaç almanızı kabul etmedi. O yüzden doğal yollarla uyanmanızı bekledik. Merdivenden biraz sert düşmüşsünüz ama Tanrıya şükür şuan birşey yok gibi görünüyor."
-Ne demek yok gibi görünüyor?
Dudaklarımı istemdışı büzerek Christian'a döndüm. Birşey olma ihtimalı mı vardı?
Benden aldığı bakışlarını doktorun üzerinde sabitleyerek ayağa kalktı. Gözlerimi yumdum. İnsanlara yine kötü davranıyordu ama işin içinde bebeğimizde olunca engel olmak içimden gelmemişti.
"Öyle bir ihtimal yok değil mi Bay Edward?"
Yılan gibi tıslayan Christiandan ben bile ürkmüştüm.
Doktor biraz gerileyip kravatını bollaştırdı.
"Hayır, ben. Ben gideyim artık . Birşey olursa beni arayın . Bayan Anastasia yataktan kalkmayın ve istirahat edin lütfen. İyi günler."
Başımı sallayarak onayladım .
Yatak odasının kapısından apar topar çıkan doktora Bayan Katty çıkışa kadar eşlik etti.
Yine Grey'le başbaşa kalmıştık.
Biraz daha gerginliğim azalmıştı.
Ellerimi öpen Christian'ın çenesini yukarı kaldırdım ve bakışlarımı gözlerine yönelttim. Oda beni izliyordu.
Dudağını yalayınca, gözlerim istemdışı iri dudaklarına kaysada hemen gözlerinde buluşturdum.
"Bayan Isabell ile aranızda ne var Christian?"
Boğazımın kuruduğunu hissettim. Yine nefes almak zorlaşıyordu. Derin derin nefes almaya çalışıp tavana doğru baktım ve tekrar Christian'a döndüm. Sorduğum sorunun cevabını Grey'in gözlerinde aradım.
"Anlatacağım. Şimdi dinlenmen gerekiyor Ana. Bebeğimiz için."
-Onunla yattın mı?
Sorum karşısında gözleri büyüdü.
Dudaklarını aralayıp birşey diyecek gibi olsa da ağzını geri kapatıp gözlerime uzun uzun baktı ve odadan çıktı.
Neden cevap vermiyordu?
Cevap verilemeyecek bir soru değildi.
Ah kendimi iğrenç hissediyorum.
***
Gözlerimi aralamakta güçlük çektim. Ağlamaktan gözlerim şişmişti. İnleyerek yastıktan kafamı kaldırdığımda heryer kirli peçeteyle doluydu.
Yatağın karşısındaki kanepeye oturmuş olan Christian'la göz göze geldim.
Bakışlarını yüzümde gezdirip kravatını bollaştırdı.
Saat gece yarısında olmalıydı.
Odayı aydınlatan sadece bahçeden yansıyan lambalardı.
"Anastasia. Artık konuşabiliriz."
Düşüncelerimden sıyrılıp , kurduğu cümlenin etkisinde yoğunlaştırdım kendimi.
-Tabi.
Yerimde doğrulup bir peçete parçasını burnumla buluşturdum.
Bollaştırdığı kravatı boğazından kurtarıp , elinde yuvarlamaya başladı.
"Bayan Isabell benim bir kölem değildi."
Rahatlar gibi hissettim. Kastığım karnımı gevşetip yorganın altından bebeğimi kucakladım.
"BEN ONUN KÖLESİYDİM ANASTASİA ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARBE 2 (+18)
AléatoireHayatı boyunca kaybetmeye mahkum olmuş genç bir adam. Yaşadıklarını cinsel eğilimlerinden çıkarmaya çalışması ve insanlara verdiği işkenceden ne zaman vazgeçecek dersiniz? Christian Greyin hayatına hoşgeldiniz.