Komşuculuk ( Yarı Texting ) +18

⁸

"Hayır, arkadaşım kadın." Kadınlar rahat bırakın adamımı ya yeteeerr. Tekrar kafa salladım ve anlatmasını beklediğimi anlaması için gözlerine baktım. "Aslında yeni bir arkadaşlık. Belki bizim mahallede falan görmüş olabilirsin çünkü bizm oralarda yaşıyor." Hazır ol Rüya çünkü ikinci Aşkım krizi yaklaşıyor gibi. "Beyaz tenli biri, saçları kumral galiba tam emin değilim." O konuşmaya devam ederken ben de iç sesimle konuşuyordum. Şimdi pat diye leopar derse bide bayıl istersen Rüya. Vee bingoo "Bugün leopar bi üst altında da aynen senin altındakinin renginde aaa hatta şekli de benziyordu böyle bir şey var." Aptal adam bu kadar mı körsün. Madem bana beni aratacakatın bastan söylesene. O kadar adrenalin yaşadım kim bu kadın diye. "Ee bu kadar mı? Yani yüzü falan nasıl? Okulda vardır böyle giyinen çok kız." Durup etrafa baktı "Yüzü güzel, yani dudakları biraz şey dolgun, çenesi kavisli ama küçük ve bilgiler bu kadar." Yüzü mü güzel, dudağı mı dolgun... aayy bir dakika bu gece attığım fotoğrafta gördüğü kadarını anlattı. "Tamamdır Rüzgar pardon okulda hocam ben gözüme çarparsa söylerim size." Tam bir şey söyleyecekken iyi dersler dileyip yanından uçarak ayrıldım. Ne yani gün boyu ben onu her gördüğümde kendime bakınıyor gibi mi yapacaktım. Görmedim der geçiştiririm. 3 derse girdikten sonra telefon yeni aklıma geldi ve telefonuma baktım. Rüzgardan mesajlar vardı. Koridorda bir camın yanına yaslanıp hemen mesajlara girdim.

Rüzgar:Seni yakalamama çok az kaldı

Rüzgar:Nefesimi ensende hisset

Rüya:İnş cnm ya

Rüya:Etrafında çok kız dolaşıyor, görüyorum

Rüya:Gözüm üstünüzde Rüzgar hocamm

Kafamı telefondan kaldırmamla onu karşı duvarda görmem bir oldu. Telefonuna baktı bir süre sonra etrafına bakıp telefonuna döndü. O mesaj yazarken ben ondan önce davrandım.

Rüzgar: yazıyor...

Rüya: Aramayacağın kadar yakınındayım.

Telefonumu cebime koyup dersliğime gittim dersimiz Rüzgar ile.
Bir süre sonra sınıfa girdi. Yüzü tuhaftı. Gözlerinin içi parlıyor ama suratı asık gibiydi. Dersle çizimlerle ilgili bir şeyler anlattı ve bize gösterdi. 5 dakika ara verdiğimizde bana baktığını hissettim. Tam olarak hırkamın açıkta bıraktığı omzuma bakıp bastan aşağı beni süzüyordu. Yüzünde anlamsız bi gerginlik vardı. Omzumu kaşıyor gibi yaparak hırkamı düzelttim. Önüme dönüp çizimimle ilgilendiğim sırada yanıma geldiğini parfümünden anladım ama bakmadım. Elini kolumum yanına hatta bitişiğine masaya koydu ve hafif üzerime eğildi. Yeni farkına varıyormuş gibi başımı kaldırıp baktım. Uzak dur yoksa yapışcam şimdi. "Güzel gidiyorsun ve bu proje için tek ümidim olan kişi sensin Rüya." İsmimi bilerek mi bu kadar yavaş ve güzel söylüyor bu adam. Eriyorum da ben burdaa. Polis jandarma itfaiye yok mu bir şey atın üstümee. "Aslında galiba ben de başaramayacağım. Şurda bir hata var ama çözemiyorum. Ben de onunla uğraşıyordum." Biraz kağıda baktı sonra elimden kalemi aldı. Parmağı elime değince elektrik çarptı. Gülerek kalemi alınca ben de güldüm. Kalemle hatanın yerini gösterdi "Bak burda ölçü hatası yapmışsın o yüzden diğer duvarlar yamuk oluyor." Ah tabi ya ben bunu nasıl görmedim. Tekrar gülerek ona baktım "Teşekkür ederim hocam." İlerde kocam olsun dinimiz amin. Kalemi almak için elimi uzattığımda elim havada kaldım. Az önce kalemimi dızladı mı o. Kaleme baktığımı anladı ve önce elime bakıp sonra güldü "Birkaç derslik ödünç aldım benim kalem kayıp." Al tabi al benim ordan toptan kalemciye benzer bi halim var galiba. Bir şey demeden başımı salladım. Tokam düşünce yerine yerleştirdiğim kalemi saçlarımdan çıkardım. Hatayı düzeltmek için ona biraz arkamı dönüp yan oturdum. Arkamdan bana baktığını hissediyorum ve kokusunu aldıkça da yanılmadığımı doğruluyorum. Çizim yaparken hırka omzumdan tekrar düştü ve arkamda olduğu için sırtımı da görmüş oldu. Şimdi naneyi yedin Rüya. Hırkayı tekrar düzeltirken arkamdan hafif bir kıkırdama duydum. Dersin bittiğini söyleyip hafifçe bana eğildi ve kulağıma fısıltı gibi bir sesle söyledi
"Sonunda yakaladım seni leopar...cık."