7. Bölüm

8.8K 437 241
                                    

Mina ailesin gitmesiyle odaya çıktı yıkılmış şekilde sindi duvarın dibine içli içli ağlamaya başladı gözün önüne babasının o son bakışı geliyordu her seferinde ağlaması daha da şiddetlendi ne kadar orda kaldı bilmiyordu daha fazla bu acıyı kaldıramamıştı. Hamza kaçıncı kez geldiğini bilmediği kapının önünde bir süre bekledi ağlama sesleri yüzümden bir türlü eli gitmiyordu kapı koluna içerde aylarca şen kahkahaları ile izlediği kızın ağlama sesleri yankılanıyordu eli her kapı koluna gidişince bir hıçkırık sesi kalbine ok misali sabitleniyordu hamza saatlerce beklediği kapın önünde uyuşan bacakların inat oturmaya devam etti ağlama sesi gelmiyordu yarım saattir hamza yerinden doğruldu ağır ağır odaya girdi duvar dibinde ağlayarak bitap düşen kadını kucağına aldı odanın ortasındaki gri yatağa bıraktı sarı saçlarını okşadı ve mırıldandı "bir resimle vuruldum sana ama mecburum gülüşüne öldüğüm hani gülünce dudağının iki yanında çukurlar oluyor ya işte beni oraya gömsünlerki mecburdum senin her göz yaşına yemin olsun her şeyi düzelteceğim" dedi hamza mina usulca iç çekti hamzanın gömleğini sıkıca tutarak "bırakma ben" diyebildi

Yanyana uyudular bütün gece hamza minayı vermemek istercesine sarmaladı sardı.

Mirhan ise girdiği konağın avlusunda öyle bir bağırıyordu ki mardin inledi. "Evlenmem" diye bağırdı mirza ağa "mirhanım karar alındı mecburuz oğlum bir ölünün ardından kaç yıl daha yas tutacaksın söyle aslanım kaç yıl" dedi mirhan "ölene kadar baba ölene kada" yumruk yaptığı elini vurdu göğsünün üstüne "ben onla öldüm baba burda koca bir boşlukla yaşıyorum" dedi mirza ağa "mina için kendin için bu evliliğe razı ol" dedi mirhan olduğu yere çöktü " ben ölüyüm baba bedenim sağ ama ruhum ölü o gelecek zavallıya bu ölü beden neler yapar düşündün mü paramparça etmez mi minaya yazık ya o gelecek masuma yazık değil mi" dedi mirza ağa derin derin soludu arkasını dönüp çıktı odadan ikiside biliyordu bu evliliğin olacağını kimi yanacak kimi yakacak sonra kül olacaklardı birbirlerine umut birbirlerine can olacaklardı.

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Nare yine bütün gece gözünü kırpmadan bekledi abisin gelmesin bekledi  Hamza aksatmazdı oysa gelişlerini iki gün geçmişti ama gelmemişti Hamza nare gözleri dolu bekledi camın önünde kapıdan giren ağırlı "emanetim kızım" dedi nare "ağırı" dedi el işaretleri ile
-Hamza aradı seni almaya gelecekmiş
Nare şankınca
-nasıl
-sözüm kesme kızım dinle beni sen benim üç oğlumdan kıymetlisin sen benim yıllarca kız çoçuğu hayalimsin sözümsün şerefimsin emanetimsin ama abini ikna edemedim durduramadım hem kendini hem seni hemde o iki masumu atı ateşe" dedi
-kimi baba ne diyorsun
-mirhan ve mina abin bir şeyler planlıyor ama ne etsem durmadı intikam gözünü kapadı kuzum
-telefonun ver baba
-nare. Almaya gelecek seni yarından sonra annenle bende geleceğiz seni asla yanlız bırakmam babanım senin gözümün nurusun
Dedi yaşı adam göz yaşları içinde nare onun için can yoldaşın emaneti yıllarca özlemin çektiği evladı belede bir yanı hüzünle sarıldı nareye
Kanatları kırık serçeyi aslanların içine atığını biliyordu ağrılı sesi çıkmaz gücü yetmezdi bilirdi ağrılı en büyük yarayı açacaklardı serçesine ama ne çare o yaralı serçeye kalkan olacaktı
🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Hamza yanında uyuduğu kadın yanından usulca kalktı Mina anılan küçük bir buse koydu saçlarını şefkatle sevip kokladı. Yerinden yavaşça kalkıp adım adım odanın içindeki giyinme odasına ilerledi siyah bir takım mavi bir gömlek aldı hızlıca hazırlandı giyinme odasından çıkıp yatakta uyuyan dünya güzeline baktı bekle beni geleceğim yakında dedi
Merdivenleri hızlı hızlı indi hazır olda bekleyen Hakkı'ya baktı dedesi Asım ağanın sağ kolu en güvendiği adamıydı rahmetliden sonra ağalık Hamza'ya geçince Hamza'nın her anında konağın işlerinde her şeyi ile ilgilen adamdı oğlu beyarda babasından farksız değildi adı gibi gölge idi Hamza'nın en has adamı idi gölgesi sesi soluğu idi bir kardeşte. Bir yoldaştan farksızdı Hamza düşüncelerden sıyrılarak konuştu
-hazırım her şey
-hazır ağam
- güvenliği artır kuş uçmasın hakkı
-emrin olur ağım
- iki güne geleceğim
-bende geleyim ağam
-sen burda kal beyar yeter gözün kulağın açık olsun
-emrin olur ağım birde ya gelin ağam dışarı felan çıkmak isterse ailesi gelirse
Hamza kaşlarını çatarak
-gelin ağan o odan çıkmayacak biz birlikte gittik iki güne geleceğiz gelen ailesinde bunu söyle

Hızla çıktı konaktan... Beyar ön koltukta saatlerdir kulandığı arabadaki ağasına bakarak ağam diye seslendi Hamza yıllardır adı gibi gölgesi olan adama sessiz ol Beyar düşünüyorum gölge ol sessiz ol Beyar sadece kafasın saladı emir mayetinde
Ağrı sokaklarında yavaş yavaş ilerleyen arabanı içinde geldiği koca konağın önünde durdu araba kapıdaki adamlar ezbere tanıdıkları arabanın kapısını açtılar Hamza hızla indi arabadan ezbere bildiği konağın kapısından içeri giremedi o kadar tereddütlüydü ki herkesin tepkisinden korkuyordu yıllardır aile bildiği bu insanların yanından  kardeşlerin alıp gitmek helede mirhan gibi bir manyağın yanına koymak akıl karı değildi narenin  tepkisi en çok korktuğu ise oydu onu bilinmeze sürüklemek ama canın koruyacaktı bunu biliyordu Karacabey'in olana dokunmak kimsenin harcı değildi.

Kapıdan ağır ağır girdi sultan hanım karşısındaki Hamza'ya bakarak
Hoşgelmişsin oğul nerede kaldın
Geldim sultan ana
O sırda sesleri duyan nare koşarak indi merdivenden sarıldı Hamza'ya 
Sevgiyle sardı naresyi Hamza nare
-çok bekledim dedi
-Geldim geldi serçem geldim
-abi dedi nare vurulma
-götüreceğim seni narem
Sultan kadın ilkkez duydu şeyle şaşkınca baktı
-oğul ne dersin
-ana ağrılı ile oğlanlar gelsin konuşacağız
Nare sığındı mirhan ile kollarına şu koca dünyada bir tek abisi kalmış huzurla sarıldı  sultan kadın ağır ağır kalıp mutfa geçti iki kardeşi yanlız bıraktı nare her zaman olduğu gibi hadi söyle bana o türküyü söyle abi dedi Hamza narenin saçların okşadı ve mırıldandı

Turnam gidersen Mardin'e
Turnam yare selam söyle
Karlı dağların ardına
Turnam yare selam söyle

Turnam gidersen Akdaş'a
Karlı dağlar aşa aşa
Hem kavıma hem kardaşa
Turnam yare selam söyle

Turnam gidersen Gündeş'e
Yere döşene döşene
Al sana veren nişane
Turnam yare selam söyle

Turnam gelirken ilinden
Yüce dağların belinden
Dertli Kerem'in halinden
Turnam yare selam söyle
❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️
Beğeni ve yorumlarınız bekliyorum

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 07, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kalbine sor❤️ (aşiret gelin olmak kitabın ikinci kitabıdır)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin