İntikam

1.2K 32 7
                                    

HİKAYENİN GERÇEK YÜZÜ BURADA BELLİ OLUYOR LÜTFEN YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN ARTIK KENDİ AĞZIMDAN YAZMAYA BAŞLAYACAĞIM.

Ben Savaş ile Filistin'de tanıştım. Ülkem için eğitildim ve en seçkin askerlerden biriyim. Bu yüzden Savaş'ın seçtiği 20 kişilik ekibin komutanı olarak görev aldım. Kısa zamanda Savaş ile çok samimi olduk aramızda farklı bir bağ vardı belkide bir abi kardeş ilişkisi...

Yaklaşık olarak 1 aydır Gazze topraklarındayız buranın havası da güzel tabi ama memleketimi ailemi çok özledim. Ama yaptığımız iş çok ciddi asla duygusallığa yer vermez biz bu vatan için doğduk, onun için eğitim aldık, sınavlardan geçip seçildik. Bu benim için en büyük şeref.

Bir gece sahile indim ayaklarımı suya sokup yürümeye başladım. Akdeniz'in soğuk dalgaları ayağıma çarpıyor, bu biraz içimi ürpertse de beni rahatlatıyordu. Haftalardır yaşadığım stres sanki ayaklarımdan akıyordu...

Biraz daha ilerleyip kendimi kumların üzerine attım son günlerde yaşadıklarımızı düşünüyordum, milletimi düşünüyordum, ailemi, acaba sonumuz ne olacak burda daha ne kadar bekleyeceğiz diye düşünürken omzuma dokunan bir el ile irkildim bu Savaş'tı.

Hemen ayağa kalktım "özür dilerim komutanım dalmışım" dedim başımı öne eğerek. "Özür dilenecek bişey yok Ethem" dedi gülümseyerek. "Aylardır burada bize gelecek emri bekliyoruz hepimiz yorulduk kafa dağıtmak hepimizin hakkı" diye sözlerine devam etti.

Ne olduğunu anlamadım aksi ve suratsız olan bu adam şimdi pamuk gibiydi... Yere oturup eliyle oturmamı işaret etti. Ceketinin iç cebinden sigarasını çıkarıp bana da uzattı. "Kullanmıyorum" dedim. "Hiç ölmeyeceksin ya içme tabi" dedi alaycı bir ses tonuyla.

Gözlerini zar zor açıyordu içmişti galiba. Onun bu hallerine üzülsem de elimden bişey gelmezdi komutan sonuçta ne denilebilirdi ki. Burada bulunduğumuz her gece aralıksız olarak kafası güzeldi.

"Komutanım" dedim. "Neden her gece her gece? Kendinize yazık etmiyormusunuz? Bu halinize çok üzülüyorum". Bir an duraksadı kafasını kaldırıp bana ölümcül bakışlar attı. O an yanlış bir şey söylediğimi düşündüm. Yaklaşıp omzumdan sertçe tuttu kalbim hızla çarpıyordu kulağıma, "neden burada olduğumu biliyormusun Ethem?". "Ne-neden" diye sordum bilmiyormuşcasına.

Ayaklarını suya doğru uzatıp ellerini yere yaslayıp anlatmaya başladı. "Bundan 10 yıl öncesine kadar tıpkı senin gibi genç mutlu bir adamdım, o sıralar Mavi Marmara saldırısının üzerinden 3 yıl kadar geçmişti Serkanla birlikte büyük operasyonlara imza atmıştık. İsrail'e geri adım attırdık ve özür dilendi. Ama ben ailemi çocuklarımı çok ihmal etmiştim, onlardan tam 2 ay uzak kalmıştım en sonunda görev bitti ve sesine hasret kaldığım karım ve çocuklarımı görmek için uçağa bindim, çocuklarıma bir sürü hediye almıştım hepsi burnumda tütüyordu" buraya kadar anlattıktan sonra sesi titremeye başladı ve gözünden gelen bir damla yaşı görmezden gelip devam etti.

"Sonra eve geldim, kapıyı açtım..." gerçekten merak etmiştim ne olabilirdi?

"Karım ve çocuklarım yerde yatıyordu, hepsinin de alnında bir tek mermi yarası..." Artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordu bu hikayeyi duyunca bende göz yaşlarıma hakim olamadım annem ve kız kardeşim geldi aklıma yanına sokulup kolumu omzuna sardım. "Kaybın için çok üzgünüm".
"Benim kadar olamazsın"
"Peki kim neden yapmış bunu?"

Aldığım cevap gerçekten de herşeyi açıklığa kavuşturuyordu, cevap kısa ve özdü. "İsrail hükümeti".

Savaş'ın neden böyle bir plan yaptığını artık daha iyi biliyordum geçmişte yaşadıklarının intikamını almaya çalışıyordu, hala ilk günki gibi öfke ve kin doluydu.

Peki ben ne yapmalıydım, Savaş öfkesine, hırsına yenik düşüp ülkesine zarar verebilirdi. Çok uykum gelmişti bunları sabah düşünürüm diyip uykuya daldım.

Derin DevletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin