4.Bölüm, İyi Okumalar...
Bir kaç silah sesi duydum.
Fırat hızla beni kollarının arasına aldı ve yere doğru eğilmek zorunda kalmıştım
Köşeye sinmiş elim Fırat'ın belini sarmalamış ve Fırat'ın göğsü ile bakışırken. Olduğum yerde Rahatsız bir şekilde hareketlendim.
"Hareket etme." dedi.
Zaten bu durumda, Fırat'ın kolları arasında hareket etmem zordu.
Kafamı Fırat'ın göğsünden kaldırıp. Yüzüne bakmaya çalıştım. Etrafa doğru bakıyordu.
" Ne oluyor. " dedim kısık bir ses ile.
Yüzüme doğru baktı. " Bilmiyorum ama birazdan öğreniriz. " dedi. " Sen iyisin değil mi? " diye ekledi.
"İyiyim." dedim.
Ellerimi Fırat'ın belinden çekip, kalkmak için hareketlendiğim sırada , Fırat elimden tutup kendine doğru geri çekmişti.
"Ne yapıyorsun?" dedim sitem ve şaşkınlık dolu bir ses ile.
İşaret parmağını kaldırdı ve dudaklarına götürdü bana sus işareti yapmıştı.
Ne var der gibi kafamı salladım.
Kapı sesi geldi. Birkaç adım sesi duyuldu ve adım sesleri durdu.
Fırat yavaşça oturduğu yerden doğruldu tabi ben de onunla birlikte doğruldum ve belindeki silaha uzandı. Beni arkasına almıştı. Az önce duran adım sesleri tekrar duyulmaya başladı. Adım sesleri yakından geliyordu. Fırat elini omuzuma koyarak beni daha çok arkasına aldı.
Adım sesleri daha da çok yakından geliyordu artık ve Fırat adama doğru silahı doğrultu." Abi dur! " dedi korkmuş bir ses. " Benim Yılmaz. " diye ekledi hızla.
"Yılmaz?" dedi şaşkın bir ifade ile Fırat. Yılmaz'a doğrultuyu silahı indirdi. Silahı beline geri koydu.
"Oğlum bak bir gün kaza kurşununa gideceksin haberin olsun." dedi Fırat alay eder bir ses tonu ile.
"Ne oldu dışarıda ne bu silah sesleri?" diye sordu Fırat.
"Valla abi bizde anlamadık. 2 adam geldi motor ile biri buraya doğru 4-5 el sıktı. Peşlerine takıldı bizim çocuklar." dedi adını yeni öğrendiğim Yılmaz.
"Dilan Hanım." dedi Fırat.
Fırat'a doğru baktım.
" Sizi evinize kadar bırakalım." dedi. " Böyle bir hadisenin tekrarlanmasını istemeyiz." diye ekledi.
"Yani aslında gerek yok. Kendim gidebilirim. Dışarıda zaten taksi vardı." dedim.
"Eminim bu silah sesine taksi burada durmamıştır. Gitmiştir." dedi kendinden emin bir şekilde.
Kafamı anladım der gibi salladım.
Bu adamla gitmem doğru olur mu ki? Sonuçta düşman düşmandır. Yaa biri görürse ve abime söylerse. Ya bana bir şey yaparsa. Offff!!
Tekrar Fırat'a baktım. Hâlâ bana bakıyordu. Ne desem, taksi bulurum desem, ya o silahlı adamlar ben buradayım diye ateş ettilerse. Taksinin önünü keserler ve yine ateş ederlerse. Fırat ile gitsem ayrı dert.
Fırat'a baktım ve " Olur. " dedim. Sonuçta denize düşen yılana sarılır.
" O halde buyurun Dilan Hanım." dedi elini öne doğru uzatıp geçmem için yol verdi.
"Yılmaz arabayı hazırla Seyidoğlu konağına gidiyoruz." dedi Fırat. Ego kokan bir sesle.
"Tamam, abi." dedi Yılmaz hemen hareketlendi ve dükkandan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM'IN GÖLGESİNDE AŞK
Ficción GeneralHayat, dediğimiz neydi bizim? Yaşamak istediğimiz mi? Yoksa, mecburiyetten yaşadıklarımız mı? Sevmek... Birini sevmek, mecburiyetten mi? Yaşamak isteğimden mi? Ben Dilan, bu benim hayatım. Adına her ne deniyorsa, mecburiyet veya yaşama isteği, aş...