18.Bölüm

3.9K 189 24
                                    

Göz kapaklarımda ki tonlarca yük ile gözlerimi araladım.

Bir müddet beyaz tavan ile bakıştım.

Daha sonra tavanda olan bakışlarımı etrafa gezdirdim.

Yanımda sadece Barutçu ailesinden Ediz bey vardı

Ediz bey gözlerini yere dikmiş dünyadan soyutlanmış bir şekilde oturuyordu.

"Ediz bey?"diye seslendim kısık bir ses ile.

Hemen bakışlarını bana çevirip küçük bir çocuk gibi aglamaya başladı.

Yanıma gelip yumuşak bir şekilde sarıldı.

"Güzelim benim, babasının çiçeği çok korktuk."dedi ağlarken.

"Lütfen ağlamayın Ediz bey iyiyim ben." dedim ona sarılırken.

"Ne oldu orada kızım anlatır mısın? "

"Eda hanım ve Barutçu kardeşlerde gelsin anlatacağım."

Bir süre öyle sarılı kaldığımızda ikimizde konuşmadık.

Eda hanım ve Barutçu kardeşlerin gelmesi ile bakışlarımı Eda hanıma çevirip; "Aden ve Alkım nerede?"diye sordum.

Hemşirelerden rica edip onları onkoloji bölümünde hasta çocuklar ile beraber oyun odasına bıraktık. Kendilerine arkadaş edinip oyunlar oynuyorlardı aklın kalmasın lütfen."

Onu başımla onayladım.

Bir süre herkes sessizce oturmuştu. Gözlerimi sıkıca kapattım.

Boğazımı hafifçe temizleyip söze başladım.

"Melih bey yani üvey babam çok fazla baskıcı bir insandı. Beni her türlü şeyden mahrum bırakırdı.
Mesela hep;'okula gidip ne olacak? Okuma yazma öğrendikten sonra erkeklere mektup yazacak, onlar ile konuşacak öyle şeyler bize ters okula falan gitmeyecek' derdi.
Okula da Ahmet dedem sayesinde başlamıştım. Ahmet dedem bizim kaldığımız mahalledeki bakkal amcaydı.
Melih beyi polise şikayet etmek ile tehtit etmişti. Onun sayesinde okudum.
İlkokulu, ortaokulu, lisenin bir kaç dönemini hep evden okula okuldan eve giderek geçirmiştim.
Mesela hiç arkadaşım olmadı. Mert ile tanışmadan önce okurdum ama pek bir şey bilmezdim daha doğrusu dış dünyayı bilmezdim. Yani nasıl desem ben bir bülbüldüm kafese konulmuştum. Ama kafesim altından değildi.
Tülin hanımda aynı şekilde davranırdı bana karşı. Hor görür, diğer çocuklar ile karşılaştırır, yargılar, aşağılardı.
Tüm bunların etkisi ile kendimle ilgili kararlar verirken rahatsız hisseden, nasıl olsa yaptıklarım hiçbir zaman kabul görmeyecek diye vazgeçen, herkes benden rahatsız oluyor mu ki?düşüncesi olan, değersizlik duygusuna sahip bir insan oldum. Kendimi koruyamadım hiç bir zaman.
Aynı bundan 6 yıl önceki gibi.
Yine bir gün okuldan eve dönüyordum. Cihangir çıktı karşıma. Melih bey'in yeğeniydi. 'Amcamlar bizde, gel beraber gidelim. Amcam gönderdi beni'demişti. Melih bey asla böyle bir şeye müsaade etmezdi. Söyledim ya zihniyet olarak biraz geri kalmış bir adamdı. O an içime ufakta olsa bir endişe tohumları ekilmeye başlamıştı. İstemiyorum diyerek oradan uzaklaşmaya çalıştım. Ama beni durdurup duvara doğru savurmuştu. Üzerime doğru eğilip iğrenç ellerini vücudumda gezdirmeye başlamıştı. o kadar çok korkmuştum ki o gün bana bir şey olacak diye. Ama Allah'ıma şükürler olsun ki o gün orada o korktuğum olay gerçekleşmedi. Teyzenin biri benim ağlama yalvarma sesleri duyup gelmişti. Beni perişan bir halde görünce olayı kavramış eline aldığı beyaz çantası ile Cihangiri bir güzel şekilde pataklamıştı. Cihangir ise yakalanmanın korkusuna kaçıp gitmişti. O gün ise o teyze bana yardım etmişti ve iyi olduğuma kanaat getirince de eve geri dönmüştüm.                                                                                     Eve dönünce ise Melih bey ve Tülin hanım söylenmeye başlamıştı. Onlara her şeyi bir bir anlatırken Tülin hanım ağlamaya başlamıştı. Melih bey ise yeğenine iftira atıyorum diye bana bağırıp çağırmıştı. Ona hiçbir tepki göstermemiştim çünkü annem bana inanıyor zannetmiştim ama o öyle değilmiş... Ya o teyze gelip beni kurtarmasaydı ve o pislik ileriye gitseydi hamile kalma olasılığıma ve akrabalarının yüzüne nasıl bakacağına ağlıyormuş. ben o günden sonra onlar için hep bir yüz karası olarak kaldım. utanç kaynağı oldum. Benim suçum neydi ki? ben sadece okulundan dönen kız çocuğu idim. Evden kovulmamın nedeni neydi? İstemediğim halde o iğrenç ellerin benim temiz vücuduma değip kirletmesi miydi? O günden bir ay sonra Melih bey ve Tülin hanım beni yanlarında istemediler. O günden sonra okula gitmedim. Melih beye göre okula gidip gelirken erkekleri baştan çıkarıyormuşum ve Cihangiri de baştan çıkartmıştım.               Bende evden ayrıldığım gün Mert ile tanışmıştım. Zaten o günü sizde biliyorsunuz. Mert ile tanıştığım gün benim hayata yeniden başladığım gündü.'' diyerek her şeyi anlattım.

Gözlerimi açtığımda Eda hanım bana sıkıca sarılmıştı. Bende kollarımı ona doladım. 

Eda hanıma sıkıca sarılmış bir vaziyette diğerlerine baktığımda Ediz bey buruk bir tebessüm ile bize bakıyordu. ama onunda gözleri dolu doluydu. 

Barutçu kardeşlerde Ediz bey gibi dolu dolu olmuş gözleri ile bize bakıyorlardı.

'' Geçti demeyeceğim güzel kızım. Geçmeyecek biliyorum. Ama sen eşin ile o kötü günleri atlatmışsın. O kötü anıların yerine eşin ve çocukların ile güzel anılar ekmişsin. O güzel anıları şimdi hep beraber daha büyük bir alana ekeceğiz. Sana söz veriyorum."diyerek sessiz ortamı bozdu Ediz bey. 

Gözlerine bakıp buruk bir tebessüm ile başımı salladım.

Onlar ile tanıştığım günden beri her günüm güzel geçmişti. Bu kısacık sürede çok güzel anılar ekmiştim gönlümün bahçelerine.

***

Evett uzun bir aradan sonra yine sizinle birlikteyim. 🎈

Lütfen kusuruma bakmayın şehir dışında bir iş buldum ve onun ile meşguldüm.

Kalacak yer ayarlama, yeni bir şehre, işe uyum sağlama, birde vardiyalı çalışma sistemine uyum sağlama derken hikayeye devam edemedim. 

Ama şuan yine karşınızdayım. 

Beni anlayış ile karşılayacağınızı umuyorum ve hepinize iyi okumalar mutlu akşamlar diliyorum.🍀

Sağlıcakla kalın...💛

🧸🧸

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BAŞAK ESNA🎈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin