"Sana ne dedim ben? Senden hoşlanıyormuş işte. Gitme demiştim." ~Mina
"Üzülen sen oldun. Onun umrunda bile olmadı." ~Niki
"Harbi salaksın Cheonsa. Peşinden boşuna mı bağırdık?" ~Sunghoon
"Salaksın lafından nefret ediyorum tamam mı?! Benim yanımda 'salaksın' yada direk olarak 'salak' kelimesini kullanmayın!!" ~Cheonsa
"Sakin ol Civciv-" ~Niki
"Bana civciv demeyin!!" ~Cheonsa
"Tamam abla sen ne dersen o..." ~Niki
"Ona cidden sevgili olduğumuzu mu söyledin?" ~Sunghoon
"Yalan söyledim ve bu beni hiç iyi hissettirmiyor!" ~Cheonsa
"Zaten garip olurdu." ~Mina
"Ben o çocuğu bulmaya gidiyorum. Durumunu öğreneceğim. Belki bizi öldürmekten vazgeçersin." ~Sunghoon
"Ben de geliyorum." ~Niki
Sunghoon ve Niki oturduğumuz banktan -benim bir saniye olsun oturmadığım- kalkıp okul binasına doğru ilerledirler. Bense Mina'nın başını döndürmüş gibiydim. Gözleri yetmezmiş gibi, başı ile de beni takip ediyordu.
"Yeter! Başım döndü! Ve üşüdüm. Sınıftan montlarımızı alalım hadi. Ders beden." ~Mina
"Ben buradayım. O merdivenleri çıkamam." ~Cheonsa
"Peki. Telefonumu çantana koyacağım, haberin olsun." ~Mina
Mina'da gittiğinde, bankın önünde daha hızlı dolanmaya başladım. Duramıyordum. Üzgündüm, kızgındım ve cidden iyi değildim.
"Banklar oturmak için yapıldı, sen etrafında dört dönesin diye değil." ~Heeseung
"Yani?" ~Cheonsa
"Yani mi? Önünde taş var takılma diye-" ~Heeseung
Cümlesini bitiremeden önümde ki taşı görmemiş ve takılmıştım.
Ama omuzlarımdan geriye itilmem ile yüz üstü düşmekten kurtulmultum.
Aksine, bu seferde geriye, sırt üstü düşüyordum. Aşırı becerikliyim!
Kollarımdan çekilip, yumuşak olsa da sert sayılabilecek bir şeye çarpmıştım.
"Diyecektim... Taşa takılma diyecektim. Seni cam kavanoza falan koysak ona da kafa atarsın." ~Heeseung
Çarptığım şeyin Heeseung olduğunu anlamam bir kaç saniyemi alsa da, aptal gibi duruyordum ve kıpırdamıyordum.
Benim sorunum ne?
"Te-teşekkürler..." ~Cheonsa
Sonunda kendime gelmiş, Heeseung'dan uzağa sayılabilecek -ona yapışmışken oldukça uzak oluyordu- iki adım geriye gittim.
"Dikkat etmen gerek. Yerde cam kırıkları da var, düşsen onlar da batabilirdi. Ya öyle bir şey olsaydı? Kim bilir canın ne kadar yanardı." ~Heeseung
Bu... Üçüncü bir kişiden gördüğüm değer mi? Çok farklı hissettiriyor... En son seneler önce Mina ile arkadaş olmaya başladığımızda hissetmiştim bu duyguyu. (farklı birinden hissettiğini söylüyor)
"Cidden, teşekkür ederim Heeseung oppa. Uyarmaya çalıştığın, düşündüğün için ve yardım ettiğin için." ~Cheonsa
"... Bir şey değil, rica ederim..." ~Heeseung
Garip bir sessizlik olmuş, boş bankın önünde ayakta duruyorduk. Biri görse, manyak bunlar derdi.
"Oturalım mı?" ~Heeseung
Galiba düşünceleri okuyabiliyor...
"Düşünceleri okuyabiliyor musun?" diye sordum, banka otururken.
"Ne dedin?" diyerek bir kahkaha atmıştı. Cidden, neden öyle bir şey demiştim ki?
"Bazen çok komik geliyor.... Verdiğin tepkiler." ~Heeseung
"Bu aralar bunu duyuyorum... Dur... Yok... Olmaz... Olamaz..." ~Cheonsa
Verdiğim tepkiler hakkında sevgili salak dedektörü de konuşmuş ve komik olduğunu söylemişti.
Beni tanıyan, nadiren konuştuğum, 4 yaştan fazla büyük olan ve verdiğim tepkilerin komik olduğunu düşünen...
"Doğru, doğru. Ama yine de salaksın. Basketbol oynayalım mı?" ~Heeseung
Doğru?
Cevap vermedim. Kendime bile laf edemiyordum şu an. Şok içerisindeydim. Tahmin etmemiştim, hatta aklımın ucundan, aklımın ucunu bırak, benim yakınımdan bile geçmemişti onun olabileceği.
"Bunda o kadar şaşıracak bir şey yok. Jay'e aşkla bakmasan, sana seni sevdiğimi söylediğimi duyardın." ~Heeseung
"Bana beni sevdiğini mi söyledin? Ne zaman dedin bunu tanrı aşkına?!" ~Cheonsa
"Imm... Sen de haklısın, her zaman Jay'e aşkla bakıyorsun. 3 ay önce, yani tanıştıktan 4 ay sonra. İşe bak, tanışalı 10 ay olmuş." ~Heeseung
Flashback
"Cheonsa! Gelmiyor musun?" ~Niki
"Neden geleyim Niki? 7 kızın içinde oturur muydun? Ben 7 erkeğin içinde oturmak istemiyorum çünkü." ~Cheonsa
"Heeseung hyungun abisi ile dedikodu yapın o zaman, banane." ~Niki
"Dur ben de masayı kurayım." ~Cheonsa
Mutfaktan masayı kurmak için ne gerekiyorsa götürmeye hazırdım. Ama mutfakta Jay vardı. Nasıl girebilirdim ki? Onun yanında elim ayağım birbirine giriyordu.
Tabakları sayarak aldım ama tekrar saydığımda 3 tabağın eksik olduğunu fark ettim. Ve tekrar saydım. Sonra bir daha. Jay barbekü için ne gerekiyorsa götürürdüğü için, mutfaktan çıkmıştı. O kadar rahatlamıştım ki...
"Cheonsa, seni seviyorum." ~Heeseung
Sadece Jay'in peşinden bakıyordum. Ama vakit kaybetmemeliydim.
"Efendim?" ~Cheonsa
"1 tabak fazla almışsın diyorum." ~Heeseung
"Fazla mı? 1 tabak mı? Ben 3 tane az saydım." ~Cheonsa
"Tekrar say. Bir tane eksik. Kopya ile mi geçtin sınıfları?" ~Heeseung
"Sadece orta bir de çekmiştim ve sonra hiç çekmedim." ~Cheonsa
"Galiba sınavlardan sonra sayı saymayı bile unutmuşsun. Ailene kolay gelsin yani, seni alacak adam tam salak olmalı ki alsın." ~Heeseung
Flashback And
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMB ⚜ ENHYPEN ✔
FanfictionSen salak Ben salak Gel sarılak Çok romantik... Değil mi? 15.10.21 14.08.22 Bu hikaye gerçek dünyayla ilgili değildir. İdollerin gerçek hayatlarıyla ilişkilendirilemez. Bu yüzden karakterlerden nefret etmeyin veya onları eleştirmeyin. Cheonsa kurgu...