50

326 31 34
                                    

"Sadece... Söyleme. Babama bir şey söyleme... İzin ver, bir süre mutlu olayım."

"Benim bu durumda çıkarım ne olacak?"

"Bi-bilmiyorum... Ne istiyorsun?"

"Düğünden kaçmayacaksın. Evleneceğiz. Ve üstüne, ben de arkadaşlarının ve Sunoo hyungun buraya gelebilmesi için izin alacağım. Anlaştık mı? Ama bu evlenme işinden kimseye bahsetmeyeceksin. Sunoo bile bilmeyecek zamanı gelinceye kadar."

"Neden... Neden peki? Sevgilim var sonuçta. Onlar dedi diye benimle evlenmek zorunda değilsin."

"Onlar dedi diye mi? Küçükken sana en çok ne derdim ben?"

"Seninle evleneceğim derdin... Ama bununla ne alakası var?! O zaman küçüktük!"

"O zaman da 'ben prensim ile evleneceğim' derdin. Ve artık, prensin ben olacağım. Sevgilini unut. O şu an için senin kuklan. Mutlu olmana bak yani. Görüşürüz Cheo'm."

Hyunbin gidince odaya geri girdim. Bela mıknatısı falan mıydım acaba? Doğumum bile mutsuzluk getirmişti. Benim yüzümden babam bizi terk etmişti. Hastalığım geçeceğine bu yaşıma kadar ilerlemişti. En yakın arkadaşımdan ve arkadaşlarımdan beni uzaklaştırmıştı. Abimin başını derde sokuyordum. Sevgilime verdiğim söz adeta bir yalandı. Ve istemediğim biri ile evlenecektim... Hayat yüzüme gülüyor, evet. Ama "gereksizsin" diyerek.

Hâlâ uyuyan Heeseung'a bakıyordum. Öğrenmemeliydi... Kesinlikle bilmemeliydi. Ben de bu anı silmeliydim kafamdan, mutlu olmalıydım. İyileşip sevdiklerimi mutlu etmeliydim.

Çok yaşamasam bile...

Heeseung'ın yavaş yavaş uyandığını fark edince ona sarıldım.

"Neden... Gittin?" ~Heeseung

"Hm? Sadece... Öylesine." ~Cheonsa

"Çok mu uyudum?" ~Heeseung

"Hayır. 2 saattir uyuyorsun. Gece hiç uyumadığını düşünürsek az uyudun." ~Cheonsa

"Düşünmeyelim o zaman. Hiç bir şeyi. Sadece birbirimizi düşünelim." ~Heeseung

En iyisi buydu belki de. Ama mümkün olabilir miydi, tartışılır.

"Neden öyle bakıyorsun?" ~Heeseung

"Şey... Hastaneden izin alıp dışarıya çıkma şansım yok mu? Sen onlarla konuştun ve ikna edebiliyorsun. Ne istediklerini ve ne yapacağını iyi biliyorsun." ~Cheonsa

"Cheonsa... Hastane abimin arkadaşının babasının. Bu yüzden kalmama izin verdiler. Evet, bir şart koştum ve kabul ettiler. Ama buna izin vermezler. Ve haklılar da... Kalbini kırmak istemiyorum ama böylesi daha iyi. En azından değerlerinin iyiye gittiğini görene kadar. Anlıyor musun sevgilim?" ~Heeseung

"Tamam..." ~Cheonsa

"Bak, söz veriyorum, değerlerinin iyi gittiğini söyledikleri an izin alacağım. Anlaştık mı?" ~Heeseung

"Anlaştık." ~Cheonsa

⚜️

"Bu gerçekten güzel bir süpriz oldu!" ~Cheonsa

"Ya, ne güzel sürpriz anlatamam..." ~Heeseung

"Sus be! Geyik suratlı..." ~Mina

"Bu hastaneyi biliyormuşum ben. Onu fark ettim." ~Arin

"Tabii biliyorsun. Kolunu kırdığında abim seni hızlıca buranın acil bölümüne getirmişti." ~Heeseung

"Kolunu mu kırdın? Ne zaman?" ~Mina

"7. Sınıfta iken. 8. Sınıfın başında iyileşmişti kolum." ~Arin

"O zaman bizim bilmememiz normal." ~Cheonsa

"Evet. Ama siz... Neyse söylemeyeyim. Anneme söyler şimdi bu geyik." ~Arin

"Söyle söyle... Şu an hiç modum yok." ~Heeseung

"Ben geldim!!" Kapıyı çalmadan, adeta kıracak gibi açmıştı kapıyı.

"Yuh diyorum Niki, başka da bir şey demiyorum. Kırsaydın kapıyı keşke. Boşuna koymuşlar." ~Heeseung

"Sunoo hyung bunları gönderdi." Diyerek sırtında ki çantayı yere koydu ve açıp içindekileri koltuğa koymaya başladı.

"6 kitap... 3 peluş... 4 kutu mint choco... Başka?" ~Heeseung

"Başka bir şey yok. Taşıyamam diye koymadı. Babası evde olduğu için aceleyle koydu zaten." ~Niki

"Ona kendini de çantaya koymasını söylemiştim." ~Cheonsa

"Oldu. Kendini kargoya verseymiş bari." ~Niki

Hemşirenin gelmesi ile hepimiz sessizleşmiştik. Elinde ki dosyaya bakıyorduk.

"Böyle giderse iyileşirsin. Önceki sonuçlarına bakınca bu iki günde bile ilerleme olduğu anlaşılıyor. Ama çok az uyuyorsun. Üstelik sakinleştirici de veriliyor. Bu büyük bir sorun. Farkındasın, değil mi Cheonsa-shi?" ~Hemşire

"Uyuyamıyorum..." ~Cheonsa

"Neden?" ~Hemşire

"Bilmiyorum. Sadece erkenden uykum geliyor, 3 saat uyuyorum. Sonra uyanıyorum... Sonra... Canım yanıyor. Ve uyuyamıyorum.." ~Cheonsa

"Doktorunu çağıracağım. Uykusuzluğun bu kadar fazla olması ve bunu acının yapması ciddi bir durum. Canın yansa bile bir süre sonra uyuyakalman gerekir." ~Hemşire

Hemşire gidince ağlamaya başladım. Dördü de bana neden ağladığımı sorup duruyordu ama ben bir cevap vermiyordum.

Bir süre ağladıktan sonra "2 hafta uyku seviyemi ölçecekler. Her gün kere test yapacaklar. Daha fazla ilaç verecekler... İyileşemem. İyileşemeyeceğim. Olmayacak..." Diye azalan göz yaşlarım arasında konuştum.

"Saçmalama. İyileşeceksin. Üstelik sana iyi bir haberim var. Babanı senden nasıl uzak tutacağımızı buldum." ~Mina

DUMB ⚜ ENHYPEN ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin