Atsumu hastaneye yatırılalı 2 gün olmuştu bile. Ertesi gün hastaneden çıkacaktı. Omi iki gündür yaptığı gibi sabah erkenden kalkıp hastaneye gitmek için hazırlandı.
"Tak tak. Tahmin et kim geldi."
Kiyoomi içeri girerken ağzıyla kapı sesi çıkartıp ortamı eğlendirmeye çalışıyordu. Garip bir sessizlik vardı odada, belki uyuyordur diye düşündü Kiyoomi, kapıdan kafasını uzatırken.
İçeri tamamen girdiğinde ise boş yatakla karşılaştı.
"Atsu?"
Etrafa bakındı eşyaları hâlâ buradaydı. Peki ya kocası?
Panikle odadan çıkıp sekreterin yanına gitti.
"Pardon, 415 numaralı odada kalan hasta, Miya Atsumu nerede? Odasında olması lazım ama yok."
"Bir saniye hemen bakıyorum. Hmm siz neyi oluyordunuz?"
"Kocası, kocasıyım."
Kiyoomi hiç olmadığı kadar paniklemişti. Nefesinin kesilmeye ve soğuk soğuk terlemeye başladığını hissetti. Kötü bir şey olmuş olamazdı. 'Biliyordum kötü bir şeyler olacağını, biliyordum.' diye kendine kızıyordu.
"Şu anda yoğun bakımda görünüyor, bir saat kadar önce oraya geçmesi uygun görülmüş. İsterseniz oraya gidip oradaki hemşirelerden daha net bir bilgi alabilirsiniz."
Yoğun bakım Kiyoomi'nin kafasının içinde yankılanan tek şey bu olmuştu. Niye yoğun bakıma kaldırmışlardı ki kocasını. O çok güçlü ve sağlıklı bir adamdı. Yoğun bakımda çelimsiz hasta kişiler olur bir kere o oraya yakışmaz ki, ne işi var?
" P-peki teşekkürler."
Artık ne düşüneceğini bilemiyordu. Gözleri mi dolmaya başlamıştı? Koşuyordu, tüm gücüyle sevdiği adamın yanına koşuyordu. Sevdiği adamın başına sırf kendi isteği için kötü bir şey gelmiş olmasını kaldıramazdı, bu çok bencilceydi.
Kocaman 'Yoğun Bakım' yazını gördüğü anda dona kaldı. Koşmaktan nefes nefese kalmıştı. Bir yandan hemen kocasının yanına gitmek istiyor diğer yandan da öğrenmek istemeyeceği şeyleri duymaktan korkuyordu.
Bir kaç saniyenin ardından kendini toparlayıp ordaki sekrete Atsumu'yu sordu.
"Evet sabah uyandığında fenalaşmış, buraya karaciğer yetmezliği diye yazmışlar. İsterseniz yetkili hemşireyi çağırayım onunla konuşun. Durumu stabil görünüyor şu an için zaten, sizi yanına alacaktır."
"Tamam çok teşekkürler."
Karaciğer yetmezliği mi? Olamaz ki. Onun kocası çok sağlıklı birisidir. Koskoca sporcu adam neden böyle oldu ki neden?
Kiyoomi düşüncelerinden hemşirenin sesiyle sıyrıldı.
"Siz bay Miya'nın kocasısınız galiba. Şimdi durumu şöyle izah edeyim. Üzerinde uyguladığımız tedaviye bağlı olarak karaciğerinde hasar meydana gelmiş. Buna bağlı olarak karaciğer yetmezliği yaşamak üzereydi, neyse ki durumu erkenden fark edip müdahale ettik.
Fakat şu an için tedavisini durdurmak zorundayız. Karaciğeri daha fazlasını kaldıramaz. Durumunun kötüleşme ihtimaline karşı bir süre gözlem altında tutmamız gerekiyor, bu da size söylenenden biraz daha fazla olacak gibi."
"P-peki onu görebilir miyim? Ayrıca ne kadar daha kalacak burada?"
"Şu an için en az bir hafta hastanemizde müşahede altında tutacağız, yoğun bakımdan ise duruma göre gün sonunda çıkmış olur. Buyrun şurada dezenfekte olduktan sonra içeri girebilirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir sen bir ben bir de bebek
Fanfictionher şey çok ciddili. burada konuşulan her konuyu ciddiye almalısınız, hiçbir şey şaka amaçlı değildir. btw karakterler benim diil furudate-sensei'ye saygılar