Bir teselli ver

307 25 95
                                    

*Evet bunu dinleyerek yazmaya başlıyorum bölüm sonuna doğru neler olur bilemiyorum ama yaşanacakların sorumlusu tamamen Orhan Gencebay'dır hiçbir sorumluluk kabul etmiyorum öpüldünüz. *

*Tw: k@n, bayılma, toksik aile*

Karşısında gördüğü ilk manzara nişanlısının çıplak sırtı oldu. Sonsuza kadar bu manzaraya uyanmak istiyordu. Bir süre bu manzaranın tadını çıkarttıktan sonra iyice yaklaşıp Atsumu'ya belinden darıldı ve kafasını o izlediği sırta yasladı. Bir süre bu şekilde kalınca tekrar uyukuya daldı.

Kalkıp kahvaltı yaptıktan sonra Atsumu merakla Kiyoomi'nin konuşmasını bekliyordu. Kiyoomi ise pek hevesli gibi durmuyordu. Kahvaltı boyunca sessizdi.

"Dışarı çıkıp temiz havada anlatmak ister misin? Parka çıkabiliriz ya da istediğin bir yer varsa..."

"Yok hayır evimizde kalmak istiyorum. Tüm gün boyunca evde kalmak istiyorum. Dışarının gürültüsü ve insanların pisliğiyle uğraşmak istemiyorum."

"Tamam bebeğim sen nasıl istersen öyle yapalım. Sonuçta bugünüm tamamen senin ve sadece senin iyi hissetmen için."

Salonda Atsumu koltuğun kenarında oturuyor Kiyoomi ise onun dizlerine kafasını koymuş uzanıyordu.

"Bitki çayı ya da istediğin herhangi bir şeyi getirmemi ister misin?"

"Hayır teşekkür ederim, yanımda sadece sen olsan yeter."

"Amma romantik çıktın sen de hee. Hadi dökül bakalım, seni bu kadar yıpratan şey ne?"

Kiyoomi gözlerini devirdikten sonra konuşmaya başladı "Ailemin iyi halli olduğunu biliyorsun. Çok iyi çok ilgili gibi görünürler dışarıdan. Çocuklarını özel okullara gönderirler; kulüplerinde, derslerinde hep başarılıdır onların çocukları. İstedikleri yapılır, ek dersler aldırılır.

Fakat asla manevi olarak yanımda değillerdi. Çoğu gün evde sadece ablamla ben olurdum. Annem gider birkaç hafta hiç gelmezdi. Babamın zaten evde varlığıyla yokluğu belli bile olmazdı."

Atsumu kucağındaki adamın saçlarını okşuyor ve dikkatlice hiçbir kelimesini kaçırmadan dinliyordu.

"Ebeveynlerim özellikle bana karşı aşırı mesafeliydi. Nedenini bilmiyorum. Belki de evdeki herkesin alfa olup sadece benim beta olmamdan kaynaklıydı. Ama daha küçücük çocukken bile kendi evimde istenmediğimi düşünürdüm.

Bir gün evde yine tek başımayım. Bendeki de cesaret ya, yasaklı olan bodruma inmeye karar verdim. İçerde cılız bir ışık vardı, net bir şekilde aydınlatmıyordu bile.

İçeri girip etrafı incelemeye başladım, her şeyin üstü tozluydu. Tek tozlu olmayan şeyler köşedeki rafta duran üç beş içki şişesiydi.

Bir anda ne olduğunu anlayamadan ışık söndü. Büyük ihtimalle ya elektrik gitti ya da lamba patladı. Tabii çocuk aklıyla bunları düşünmedim bile. El yordamıyla, bir şekilde kapıyı bulmaya çalıştım.

Elimi attığım her yer tozlu ve örümcek ağı kaplamıştı. Uzun bi süre kapıyı bulmaya çalıştım her yerdeki toz üzerime yapışmıştı. Tabii benim gözler dolmuş ağlamaya başlamışım burnumu çekiyorum falan. Tam kapı kolu elime geldi 'heh tamam kurtuldum çıkıyorum burdan' dedim ki kapı çarparak kapandığı için sıkışmış.

Nasıl zorluyorum kapıyı çekiştiriyorum yumrukluyorum. 'Kapıyı açın', 'burdayım'  diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Evde kimsenin olmadığını sonradan hatırladım. Boşuna kendimi parçalamıştım. O karanlık ve pis yerde tek başımaydım.

bir sen bir ben bir de bebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin