Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dpr Ian&Dpr Live,dianonds and pearls 1|Softcore and hardcore
Hareketlilik içinde bir durağanlık yaşamak,
Sanırım,bu her gün boğuşmaya başladığım bir şey haline gelmişti.
Hep bir koşuşturma yaşıyordum fakat bu koşuşturmalarda da hep aynı şeyler yaşanıyordu. Annemin kardeşime lanet bir kurtlu çorba yedirmemesi adına dolaplara hazır gıdalar istiflemek,evde beş dakika oyalanıp son durumu kontrol etmek,işe gidip müşterilere sahte bir enerji patlamasıyla geri dönüt vermek, vaktin hızlı geçmesini dilemek,eve gelmek ve Annem ölmediği için şükretmek,falan filan...kısacası Siktiğimin Quentin Tarantino filmleri kadar atraksiyon ve dram doluydu. Pes etmeyi düşünmüştüm,defalarca kez hem de fakat Bayan Wang'ın mahalle içinde sempozyum sunar gibi anlattığı incil hikayeleri aklımın bir köşesinde hala diri halde olduğundan bunu ertelemeyi tercih etmiştim. Ölüm git gide korkunçlaşmıştı,cehennem sanki daha da sıcak hale gelmişti ve ben de, Azrail gırtlağımdan öpene kadar falan-olabildiğince- sakince hayatımı sürdürmem gerektiğine kendimi inandırmıştım.
"Bir gün-Ah!Maria...bir gün kıçına şu kuyruklardan takacağım ve seni ayağı burkulmuş zavallı bir tavşan gibi yürünceye değin becereceğim!"
Doğru ya,sakinlik hayatımdan an itibariyle asla geçmeyecekti.
Duvarın dibinde kahkahalarla gülen kadının üzerine resmen çullanan adamdan gözlerimi hararetle kaçırırken hemen önümden yürüyen işverenim, beni yokladığını belli edercesine kısaca suratıma bakmış, sıkıntılı halimi gördüğü gibi"Endişelenme...sadece hardcore seviyorlar." diyip gülümsemişti. "Hardcore mu?" diye mırıldandım. Bu koridorun ucu ne zaman gelecekti?
"Hmhm...Hardcore."
"Ne demek ki?"diye sormuştum umursamazca. Ardından yeniden onlara bakmıştım. Vahşi duruyorlardı.
Belgesel çekimi gibi...tanrım-
"Ciddi misin?"demişti çocuk ve yeniden gülüş sesini işittiğimde dudaklarımı ısırmıştım. "Bir de çalışmak istiyorum diyorsun..." sağ elim sol dirseğimi ovuşturmaya başladı. Sıcaklamıştım. Basık bir yerdi ve gittikçe de basıklaşıyordu. "B-ben.. garip gözüküyor.."Demiştim gergince. Bir an yolun sonsuza kadar süreceğini zannettiğimden aniden durmasıyla birlikte afalladım. Kapı önündeydik ve o,elini cebine sokup ufak bir anahtar çıkarırken sitemimle birlikte yeniden konuşmuştu. "Cinsellikle ilgili bir terim." Bana bakmıyordu. Tamamen kilide odaklanmıştı. "Seksin hat safhada olduğu,herhangi bir sınır tanımayan türe deniyor." Kapıyı açtı ve gözleriyle içeriyi işaret etti. Yutkunmuş, ilk başımı öne çıkarıp odayı kısaca incelerken,"Hey..."dediğini işitmiştim. Ona döndü irislerim. Suratında tuhaf bir ifade vardı. Tutumuma karşı gözlerini kıstı.
