2|Drug

655 86 60
                                    

Keyifli okumalar^^

Keyifli okumalar^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2|Drug

"Okulun yok mu?"

Bar sandalyesine gelişigüzel bir şekilde kendimi bıraktığım anda Chris'ten aldığım ilk soru bu olmuştu. Dirseklerimi masaya yaslarken bir çeşit şurup şişesi benzeri şeyi bulunduğum noktaya dizen ona karşı kaşlarımı havalandırdım. "Saat altı, bu saatte okul olmaz." Demiştim. Omuzlarını silkti ve suratını umursamazca bükerken,"Kusura bakma."diye mırıldandı. "Hwang'ın oluyor da," İrislerim,dizdiği şişeler ve biraz sonra eline aldığı bardakta gezinirken devam etmişti.

"Liseli biriyle konuşmayalı çok oldu."

Gülümseyerek bana döndüğünde kendimi tepki vermeye zorlamıştım. Fakat bunda pek de başarılı değildim. Kafam öylesine doluydu ki neye odaklanmam gerektiğini bilmiyordum bile. Dün gece Hyunjin'le yaptığımız konuşma sonrası yeniden hastaneye gitmiştim ve kardeşimi oradan alıp eve götürmüştüm. Her şey o kadar boktandı ki, sabaha kadar kabus görmüş,üzerine üstlük yerdeki kanları okula gitmeden önce temizlemek zorunda kalmıştım.

Kardeşim içinse tanrıya bir şans daha vermek dışında elimden hiçbir şey gelmemişti.

"Güzel!"dedi Chris birden bire ve soyutlandığım ortamın gürültüsünü kulaklarım yeniden işitmeye başladığında önüme az önceki şişeleri ve bardağı koydu. "İşin Hyun gelene kadar yok...bana yardım edebilirsin." Gözlerimi kırpıştırmadan edemedim. Üzerimdeki havayı atmak adına şişenin tekini elime almış ve "Bu ne?"demiştim anlamazca. İç çekti. "Ah..bunlar metadon küçüğüm. Onları şu bardakla ezip toz haline getireceksin ve ben de..." dedikleriyle Chris'e bakmıştım şaşkınca. Şimdi plastik ufak ambalajlar çıkarıyordu. Siktir...başını bana çevirip göz kırptığında haddinden fazla neşeli durmuştu.

"Bunları satacağım. Bu puştların kırmızı reçeteli her sike fetişleri falan var çünkü."

Dudaklarım büzüldü. "Nasıl aldınız?" Demiştim ve ellerim dediğini yapmak adına hareketlenmişti. Plastik kapağı açıp masanın yüzeyine döktüm. "Hastanede tanıdıklarım var."demişti o da. Bardağın altıyla hapları ezmeye çoktan koyulmuşken, "Önemli birimde olmalılar,"diye mırıldandım.

"Öyleler...anestezik ve hasta boku temizleme birimi?"

Gülümsemiştim yavaşça. Bu elimdekine benzer birçok şeyin anneme şu anda verildiğinin farkındaydım. Rehabilite programları bir işe yaramamıştı çünkü. Ruhsal olarak kendini tedavi edebilecek bir konumda değildi. Tek çaresi ilaçlardı işte.

Tek çaresi,acıkana ve altına işeyene kadar aptal bir odada tutulmaktı.



Hepimizi hayata bağlayan birtakım şeyler vardı. Her ne kadar dünyadan nefret edip gebermek istesek de beyaz ışığın korkusunu ister istemez yaşıyorduk ve bir tür...günah çıkardığımıza kendimizi inandırmaya çalışıyorduk. Kızılderililer gibi meme ucu kesmiyorduk belki fakat hayatın bizim için o acıyı aratmayacak başka sürprizleri mutlaka oluyordu ve bunlarla baş etmek bazen cidden de zorlayıcı oluyordu.

Softcore | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin