Hiç kimseye söylemediği şey, birinin hayatını tükettiğinde, bunun bir tadı olduğudur.
Kızarmış bir çilek gibi tatlı ve keskin kan kokusuyla sırılsıklam, çok fazla olduğunda neredeyse bunaltan baş döndürücü bir lezzet.
051121✔️
@valdera
Hayakawa Aki ona bir mendil uzatıyor ve bir süredir birine dokunmaya en çok yaklaştığı an bu oluyor.
Bu aslında yalan. Angel birçok insana dokunur. O dokunduktan sonra genellikle ya ölürler ya da ölüme yaklaşırlar.
"Endişelenmiyor musun?" diye sorar Aki'ye, yüzünde bir gülümseme olduğunu düşündüğü şeyi toplayarak. Ama gerçekten gülmüyor, bugünlerde gülmek için pek fırsatı olmuyor.
Hayakawa da gülümsemiyor. Sadece makul, mantıklı davranıyor ve ondan korkmuyor çünkü bu aptalca olurdu.
Havada sallanan isimsiz bir şey var. Angel tereddüt eder, ancak sonunda belirsiz duyguya nezaket diyip geçer.
Yine de Hayakawa'nın onun ne demek istediğini anlayıp anlamadığını merak ediyor.
Bu sonuçsuz bir çaba ama midesinde bunun yanılsaması, birbirlerine gülümseyebilecekleri, hoş bir şekilde selamlaşabilecekleri ve arkadaş canlısı iş arkadaşları olabilecekleri bir gün hayal etmek için çırpınan küçük bir zevk tohumu var.
Ağzının, dişlerini çürüten şekerin hafiften tadına bakmadığı bir hayat gibi.
Kişisel olmayan ama tarif edilemez derecede önemli bir şey.
Çoğu zaman, insanların hayatlarının tadı çilek şurubu gibidir. Dayanılmaz derecede tatlı, değerli ve kırılgandır.
Angel bazen dünyada daha sefil insanların var olmasını diler. Ancak silahlarını yapmasına izin veren hayatın içkin anlamı ve onları bu kadar tatlı yapanın aynı anlam olduğunu varsayar.
Hayakawa gibi birinin yüzündeki düz, sorunlu ifade ve aptal saçı yüzünden hafifçe acı tadacağını hayal eder.
୨୧
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
