Hiç kimseye söylemediği şey, birinin hayatını tükettiğinde, bunun bir tadı olduğudur.
Kızarmış bir çilek gibi tatlı ve keskin kan kokusuyla sırılsıklam, çok fazla olduğunda neredeyse bunaltan baş döndürücü bir lezzet.
051121✔️
@valdera
Hayakawa ile olan bu şey, hastalıklı bir ilgiden bir tür saplantıya dönüştü.
Makima onu gördüğünde yüzünde tuhaf bir ifade belirdi, şimdi bunu nasıl kullanacağını hesaplamaya çalışıyormuş gibi.
Angel'ın gülesi geldi. Ondan yararlanmak istiyorsa, öyle olsun.
O zaten onun hizmetçisi.
İşaret ettiği kızı öldürür. Bunun yüzündeki gözyaşı miktarını az da olsa azaltıp azaltamayacağını merak ediyor.
Angel, Hayakawa'yı vazgeçirebilecek kimsenin olmadığını biliyor, ama birdenbire insanların bunu yapmak için neden bu kadar uğraştığını anlıyor.
İyi biri bu çukurda var olmayı hak etmiyor.
Makima, “Son zamanlarda Aki ile yakınlaştın.” diyor.
Elbette bir ikilem ama pay sahibi olmasına izin verilmeyen bir ikilem değil.
“Hayakawa? Sinir bozucu herifin teki. Onu burada istemiyordum."
"Ortak olacaksınız," diye karar veriyor Makima.
"Bence ikiniz birlikte iyi çalışacaksınız."
"Hm," diyor Angel.
"Sen öyle diyorsan."
"İşte," diyor Makima, kim bilir neresinden çıkardığı külah dondurmayı uzatarak.
"Bunu seviyorsun, değil mi?"
Açık pembe renk, omurgasını kaplayan bir mide bulantısı dalgası gönderiyor ve kasılmasına sebep oluyor.
"Evet," diyor, ona doğru bir kavrayış hareketi yaparak.
"Bana ver."
İfadesinde hiçbir şey titremiyor çünkü ona bu konuda hiçbir şey söylemedi, ama yine de onun üzerinde bir tür üstünlük elde etmek canlandırıcı.
Sonunda, ortakların bu ataması alakasız hâle geliyor. Makima, ortaya çıkar çıkmaz bunu unutuyor gibi görünüyor ve Angel'ın onu rahatsız etmek için hiçbir sebebi yok.
୨୧
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
