Beom sevdiği adamın elini sıkıca tutarak arkasında bıraktığı arkasında bıraktığı enkazdan habersiz aklında ve kalbinde sadece sevdiği adamın varlığıyla çıktı mekandan. Taeye daha sonra bir açıklama yapıcaktı , yapması da gerekiyordu zaten.Yeonjun hiç ses çıkarmadan Beomun onu yönlendirmesine izin veriyordu. İstese bile ses çıkaramazdı zira şu an tek düşünebildiği avucunun içindeki minik ellerin sahibiydi. Beom onu cehenneme götürse bile sorun değildi. Sonunda ona kavuşmuşken mekanın ve zamanın çok da bir önemi yoktu.
Önlerine çıkan ilk taksiye bindiler. 'Beyaz Güller Tepesine gidelim lütfen' dedi Beoma ait olan ince ses. Yeonjun duyduğu mekanla bakışlarını Beoma çevirdi. Beomsa elleri Yeonjunun ellerinde dışarıyı izliyordu.
Taksici sessizlikten bunalmış olmalı ki radyo kanallarını gezmeye başladı. Adam bir türlü hoşuna giden bir şey bulamıyordu tam tekrar kanalı değiştiriyordu ki bindiklerinden beri adres dışında tek kelime etmeyen iki genç aynı anda değiştirmeyin diye bağırınca elini yavaşça tuşlardan çekti. İkili bağırdıkları için özür diler bir tonda teşekkür edip kendi hayal dünyalarına dalmışlardı bile.
FLASHBACK
Çıktıklarından beri ilk kavgalarını etmişlerdi ama bu kadar şiddetli bir kavga olacağınj hiç düşünmemişti Beom. Hatta Beom sakinleşmek adına evden çıkmasaydı ayrılma raddesine bile gelebilirlerdi.
Nasıl kavga etmeye başladıklarını bile farketmemişti Beom. Şakalaşırlarken bir anda alevlenmişti ortalık. Kavganın bir konusu bile yoktu belki ama ayrılma boyutuna gelecek kadar uzayıp şiddetlenmişti. Beom eğer aynı ortamda kalırlarsa daha kötü olacağını düşündüğü için montunu aldığı gibi fırladı evden.
Şimdi nereye gitmeliydi? Tae?
Hayır diye düşündü Beom. Yeonjun zaten sinirli bir de ona gittiğimi duyarsa daha kötü olur diye düşünüp vazgeçti Taelere gitmekten.Aklına gelen yerle bulduğu ilk taksiye atlayıp Beyaz Güller Tepesine gitti. Orayı çok severdi Beom. Orası onun kendiyle başbaşa kaldığı çok az kişinin çıkmaya zahmet edeceği bir tepedeydi. Aslında insanlar biraz çaba sarfedip çıksalar ve biraz ilerleseler harika bir manzara onları karşılayacak ama yapmıyorlardı. Beom değeri bilinmediği için üzülse de ona özel hissettirdiği içinde kimse bilmesin istiyordu. Kendi bile büyüsü bozulmasın diye çok gitmezdi. Bir şeyi çok yapınca alışkanlık haline geliyordu ve alışkanlıklar bir süre sonra insanı sadece bıktırırdı. Orası bir zorunluluk olsun istemiyordu o yüzden çok nadir giderdi oraya ve sadece iki kişiyi götürmüştü oraya :Tae ve Yeonjun.
Ve şimdi biraz yalnız kalıp düşünmek istiyordu. Telefonunu açıp en sevdiği çalma listesinden rastgele bir şarkı açıp telefonu yanına koydu. Zaten bir iki kişi vardı onlar da uzak kalıyordu yani şarkı sesi kimseyi rahatsız etmezdi. Çalan şarkıyla gülmeye başladı. Cidden mi? Kavga edip yalnız kalmak istediğimde bizim şarkımız mı çalıyor cidden ? Hayat asla onu aklımdan çıkarmama izin vermiyor diye düşünüp şarkıyı tekrar moduna alıp telefonu geri yerine koydu.
Ne kadar orda oturduğundan emin değildi belki bir saat belki de beş dakika. Eğer şarjı bitmeseydi bunu bilebilirdi ama tam bir klişe olarak şarjı bitti. Yeonjun arayıp ulaşamazsa telefonu kapattığını düşünecekti. Oflayarak kalktı yerinden. Bir de bunun azarını çekicez diyerek yürümeye başladı.
Yorulmuştu , üşümüştü ve uykusu gelmişti artık eve dönme vakti geldi diye düşünerek yürüdüğü tepeyi geri çıkmaya başladı.
Karşıdan gelen genç ne kadar da Yeonjuna benziyor diye düşündü Beom. Eğer gözlükleri olsaydı onun zaten Yeonjun olduğunu anlayabilirdi ama yanına gelene kadar farkedemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise - BEOMJUN
Fanfiction-Benden neden ayrıldığını bari söyle Yeonjun. Yalvarırım böyle gitme diyerek yere yığıldı Beomgyu. Sabah çok güzel başlayan günlerinin böyle bitmesini beklemiyordu. Hangi insan bir anda terkedileceğini düşünürdü ki? - Yerden kalk Gyu kendini ve be...