1 0 / 1 / 2 2

72 6 2
                                    

sevgili günlük,

merhaba yeni günlüğüm, Tuana ben. yeni başlangıçlara gebe olalım istedim seninle.
daha farkında, daha hakim, daha kontrollü olalım istedim.
bu yüzden yeni satırlarımı sana yazıyorum.

uzun bir yolculuktan geliyorum.
16. yaşımın ortalarında başlayan, beni tuvalete hapseden, yemek algımı bozan, kendimden suçlulukla nefret etmeme sebep olan, yemek gördüğümde ve yediğimde anksiyete krizleri yaşatan, kusmazsam; yediklerimi çıkarmazsam ölürmüşüm gibi hissettiren, önünü alamadığım bulimia'm ile uzun bir yolculuktan geliyorum. şimdi 20 yaşındayım, birkaç aya 21 olacağım.
kabaca dört yıldır hayatımda olan bu etkeni, belki de artık, ufak bir nefes arası ve ufak bir tereddütle yendiğimi söyleyebiliyorum.

bunun farkındalığını çok daha sevinçle, mutluluk ve heyecanla yaşarım sanıyordum. öyle olmadı.
çünkü gerçekten vazgeçtiğim bir noktada, üstüne düşünmekten, kurmaktan, sağlığım için endişe etmeyi bıraktığım bir noktada; mücadele etmekten gerçekten yorulup vazgeçtiğimde, o da benden vazgeçti.

bu yüzden yendiğimi bile fark edemedim.

hangi gündü bilmiyorum, belki bir hafta öncedir, penceremde sigara içerken "oha ben kendimi kusturmuyorum artık" oldum ve küçük bir aydınlanmayla fark ettim bunu.
ve ne yalan söyleyeyim, hiçbir duygu uyandırmadı bu bende.

sanırım bu çizginin çok ince olduğunu düşünüyorum. her an tekrarlarmışım gibi geliyor, sağlam gelmiyor gözüme. belki de kendimin en farkında olduğum yaşlarımı onunla geçirdiğimdendir, benim hayatımın bir parçası olmuştur belki istemeden, bu yüzden yokluğuna bu kadar sevinememişimdir. çünkü sorarsan, bunun tekrarlanması çok ufak bir tetiklenmeye bakıyor gibi.

bu yüzden kesin konuşmayacağım, ama kendimi epeydir kusturmuyorum ve başardığıma inanmak istiyorum. çabalarımın karşılıksız kaldığına inanıp vazgeçtiğim anda kurtulduğuma inanmak istiyorum. bünyemin ve zihnimin bunu duymaya ihtiyacı var gibi geliyor.

kendimi kusturmamamın en temel sebebi olarak yemeklerle ilişkimin değişmesini görüyorum. bir de tabii, bahsedeyim sana sevgili yeni günlüğüm, kendimi kusturmalarımın yanında bir zaman sonra, sanırım bu da 18'lerin sonu 19'ların başı gibi yaş dilimime denk geliyor, yeme atakları geçirmeye başladım.
hani şu, tıkınırcasına yemek olan, binge eating dediğimiz.
durum böyle olunca bulimia'mın boyutu doruklara çıkmıştı, ama gerçekten baş etmesi çok güçtü.
emin ol yapabilsem son verirdim.

bu binge'lerimin bitmesiyle kendimi kusturmalarım da bitti gibi görünüyor, kabaca. kendimi iyileştirme döneminde, ilk günlüğümde bahsettiğim gibi, hep bunun sebebine inmeye çalıştım. beni ne buna itiyor? hangi duygu? hangi düşünce? hep aradım cevaplarını. bazen buldum, bazen elim kolum bağlandı, bazen cevaplar değişti.
şimdi hayatımda değişen bir şey de yok.
üniversitelerin açılması, derslerin yüz yüze başlamasıyla okula gidip gelmeler, sosyalleşmeler, arkadaşlarda kalmalar, manitacılık işleri derken sanırım kendimi bile dinleyemediğim, kafamın hep dolu, dikkatimin hep dağınık olduğu bir döneme girdim. bu süreçte inan ne yemek yemek geldi aklıma, ne de kendimi kusturmak. kendimle baş başa kalamamak beni binge eating'den ve bulimia'dan kurtardı kısaca.
bu yüzden bunun tekrarlanması bir ışıltıya bakıyor gibi geliyor.
tabii, bunun olmaması için kendimi elbette yönetmeye çalışacağım. ben aynı süreçlerden geçmek, yeni yaşıma girerken bunlarla girmek istemiyorum.

telefonumun galerisinde ss'lediğim tüm diyet, tarif, spor fotoğraflarımı sildim. kalori sayan uygulamalarımı sildim, youtube'da zayıflama üzerine olan kanalları, spor kanallarını takipten çıktım. instagram'da bu içeriğe dair her şeyi gizledim, "ilgilenmiyorum" yaptım. çünkü gerçekten ilgilenmeme kararı aldım hepsiyle. kendimi rahat bıraktım vazgeçmişlikle.
tüm bu şeylerden arınmak zihnime o kadar iyi geldi ki.
hayır bunu yeme, kalorisi bu kadar; çok mu yedin, ölümüne spor yap; ödemin mi var, hayır o göbeğinden başka bir şey değil, bunu kabullen, kabullenmediğin için detoks tariflerine bak.

bu çok korkunç bir döngü.
ve ucu bucağı yok.

kendimin en iyi versiyonuyla yazıyorum bu satırlarımı, yeni günlüğüme.
en azından öyle olduğuma inanmak istiyorum.

kendimi sevmeyi hala öğreniyorum.
ve bu çok, ama çok güzel.

 sevgili günlük, ikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin