Emeğe saygı açısından biraz vote ister ve iyi okumalar dilerim.
"Asya, bu sen misin?!!!!"
Karşımda duran iri kıyım adam sinirle karışık alayla sordu,
"Onu nerden tanıyorsun."
Her ne kadar adamdan hoşlanmasam da cevap istediği çok bariz belliydi. Tekrar başımı Asya olarak düşündüğüm kıza çevirdim, hâla iki adam kollarından kavramış zorla yerde tutuyordu. İçimden bir ses çok ağır batağa girdin derken öbürü kaç ve buraya tekrar gelme diyordu.
Kaçmak kelimesini aklımda tartarken adam çok sert bir şekilde bağırdı,
"Sana dedim, o kızı nerden tanıyorsun."
Verebileceğim cevaplar; sevdiğim kız, hoşlandığım varlık, aşık olduğum insan gibi şeyler olabileceğinden sustum.
Adamı iyice sinirlendirmiş olmalıyım ki yakalarımdan tutup beni duvara itekledi. Dövüşmek hakkında en ufak bir bilgim olmadığı aklıma yeni yeni gelirken, babamın onca ısrarına rağmen dövüş kurslarına gitmediğime lanet ettim. Buradan kurtulmanın en kestirme yolunu bulmalıydım ama artık kendimi kurtarmanın bir anlamı kalmamıştı, iki kişilik bir plan yapmalıydım.
Tüm gücümü elime toplayıp burnuna yakın bir yere yumruğumu geçirdim, hafifçe sendeledi ve iki adım geriye gitti. Adam henüz toparlanmaya fırsat bulamamışken Asya'yı tutan adamlara doğru koştum ve üzerine uçtum. Adamın üzerine düşüp bir iki yumruk atarken, arkada sesler duydum. Fazla zarar veremediğim ve muhtemelen veremeyeceğim adamın üzerinden kalktım, arkamı döndüğümde biri elimden tutup koşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECESİZ KARANLIK
General FictionKimi insanlar güneşe gölge yaparlar, kimileri ise karanlığa kelime anlamı olurlar.