Bahar, annesi ve babası şehre gelmişlerdi. Yaklaşık 3 saat sonra Bahar'ın uçağı okulun bulunduğu şehre kalkacaktı. Bu sırada Bahar, babası ve annesiyle birlikte vakit geçiriyordu. Bahar'ın içindeki o his tazeliğini koruyordu. Annesinin ve babasının sanki hislerini okuyabiliyordu. Bu nereden çıkmıştı? Bu güne kadar hiç başına gelmemişti. Neler olup bittiği konusunda endişeliydi. Bir yerlerde oturup bir şeyler içmeye karar vermişlerdi. Garson ne istediklerini sormak için geldiğinde yine bir şeyler olduğunu sezmişti Bahar. Garsonun o anki düşünceleri sanki Bahar'ın kafasındaymış gibiydi. Bahar iyice gerginleşmişti. Bunu dışarıya da vuruyordu. Annesi ne olduğunu sorduğunda "galiba gideceğim için biraz üzgünüm hepsi bu." diye yanıtlamıştı. Kendi kendine bu şeylerin aşırı üzüntüden ve stresten olduğunu sanıyordu. Birkaç gün içerisinde geçeceğinden emindi. Tamamen hayal ürünü şeyler olduğunu düşünüyordu. Babası ve annesiyle birlikte bir şeyler içtikten sonra gitme vakti gelmişti. Havaalanına geldiler. Babası, Bahar'ın eşyalarını arabanın bagajından çıkartırken annesi de Bahar'a bazı şeyler nasihat ediyordu. En son ayrılık vakti gelmişti. Her ne kadar ailesiyle iletişimi zayıf olsa da gideceği için üzgün görünüyordu. Vedalaştılar ve Bahar uçağa binmek üzere yanlarından ayrıldı. İçerisinde büyük bir hüzün oluşması yetmiyormuş gibi insanların düşünceleri kafasının içindeymiş gibiydi. Tanımadığı insanlara karşı belli belirsiz bir şekilde oluyordu bunlar. Aldırış etmemeye karar verdi. Uçağa bindikten hemen sonra kulaklıklarını taktı ve gözlerini kapadı. Biraz uyuyabilirse bu olanların geçebileceğini düşünüyordu ancak bir türlü uyuyamıyordu. Arkada bıraktıkları aklına geliyordu. Anılar gözlerinin önünde tekrardan canlanıyor gibiydi. En çok Mehmet'i özleyeceğini biliyordu. Onsuz günlerinin nasıl geçeceğini düşünmekten alıkoyamıyordu kendini. Uçaktan iner inmez Mehmet'i arayacağını kafasında kurmuştu. Uçak yolculuğu boyunca etrafındaki insanların düşünceleri kafasından çıkmıyordu. Ama karmakarışık bir biçimde oluyordu bu. Net bir ifade yoktu. Kendi hayal dünyasında mı böyle bir şey yaşıyordu bir türlü emin olamıyordu. Sonunda yolculuk bitmişti. Uçaktan iner inmez Mehmet'i aradı ve onunla uzunca sohbet etti. Normalde her şeyi Mehmet'e anlatırdı ama bunu anlatmamayı tercih etti. Birkaç gün sonra bu olanlar düzeldiğinde her şeyin geçeceğini düşünüyordu ve sonrasında Mehmet'e anlatacaktı. Mehmet'le konuşması bittikten sonra taksiye bindi ve babasının söylediği adrese gitti. Burası güzel bir öğrenci yurduydu. Her şey öğrencilerin rahat etmesi için tasarlanmıştı. Burada öğrencinin ihtiyaç duyabileceği bütün şeyler mevcuttu. Eşyalarını buraya bıraktıktan sonra okuluna kayıt işlemlerini yapmak üzere yola koyuldu. Okula geldiğinde tanımadığı birçok insan gördü. Burada nasıl mutlu olabileceğini düşünmekten alıkoyamadı kendini. Sonuçta Mehmet yanında değildi. Tek ve en iyi arkadaşıydı. Belli belirsiz ona karşı bir şeyler de hissediyordu ancak o aşamaya ikisi de bir türlü geçmemişlerdi. Okuluna kaydını yaptırdı. Hatta bazı insanlarla tanışma fırsatı da bulmuştu. Bütün işlerini bitirdikten sonra yemek için bir yere gitmeye karar verdi. Güzel bir mekan gözüne kestirdi ve orada yemeğini yedi. Bunca zaman yaptığı o kadar iş süresince kafasındaki o sesler bir türlü gitmiyordu. Ama bunları düşünmemeye karar vermişti. Nasılsa birkaç güne geçer diye üstüne kafa yormuyordu. Yemeğini yedikten sonra kalacağı yurda dönüp dinlenmeye karar verdi. Kalacağı yurtta odalar 2 kişilikti. Her oda iki kattan oluşuyordu. Kendilerine ait yatacakları bir oda, banyo ve tuvalet mevcuttu. Diğer alanlar 2 kişinin ortak kullanımındaydı. Odaya girdiğinde aynı yaşlarda bir kızın yerleşmeye çalıştığını gördü. Kıza selam verdi ve kendisini tanıttı. Kızın ismi Rabia'ydı. İyi bir insana benziyordu ancak yine de mesafe koyarak yaklaşıyordu. Tanıştıktan sonra kendi odasına yöneldi ve eşyalarını yerleştirmeye başladı. Bu işlemden sonra ise tekrar Mehmet'i aradı ve neler yaptığını anlattı. Sonrasında ise uyumak için gözlerini kapadı.
Ertesi günün sabahında erken vakitte uyanmıştı. Güneşin ilk ışıklarının odasına girmesini çok seviyordu. Bu yüzden perdeleri hemen açtı. Biraz dışarı baktıktan sonra üstünü değiştirdi ve yürüyüş yapmak için dışarı çıkmaya karar verdi. Oda arkadaşı hâlâ uyuyordu. Gerekli şeyleri yanına aldıktan sonra kendine yürüyüş yapabileceği bir park aramaya başladı. Etrafı biraz keşfettikten sonra bulduğu parkın içinde yürüyüş yapmaya başladı. Burada birçok insan vardı ve acaba bu insanlara karşıda aynı şeylerin başıma gelecek mi diye düşünmeden duramadı. Ancak olmuyordu. Kafasındaki o sesler tamamen gitmişti. Kendi kendine "evet haklıydım. Bunlar tamamen benim hayal dünyamda yaşanan şeylerdi. Çok üzgün ve stresliydim. Ama artık geçti" diye söylendi. Bu durumdan memnundu çünkü iyi hissettirmişti. Yaklaşık 45 dakika koştuktan sonra yurda geri döndü. Oda arkadaşı Rabia'da uyanmıştı. Rabia, kendisine dışarıda kahvaltı yapmayı teklif etti. Bahar, ilk başta kabul etmek istemedi ancak sonrasında kabul etti. "Rabia hızlıca bir duş almam gerekiyor. Biraz yürüyüş yaptım. Ondan sonra çıkalım olur mu?" diye cevap verdi. Rabia bunu kabul etti ve ikisi de hazır olduktan sonra kahvaltı yapmaya çıktılar. Beraber güzel bir yer bulmak için yürüdüler. Bu sırada birbirlerinden bahsetmeye başladılar. Birbirlerini tartar gibiydiler çünkü ikisi de birbirlerine yabancıydı. İkisi de bunu yaparken zevk alıyormuş gibi davranıyorlardı. Nihayetinde güzel bir yer buldular ve kahvaltılarını yaptılar. Kahvaltı sırasında epeyce sohbet ettiler. Birbirlerini sevmiş gibiydiler. Her ne kadar karşılıklı olarak birbirlerini tartsalar da bu yavaşça son buluyor gibiydi. Hatta beraber alışveriş yapacaklardı. Yarın okulun ilk günüydü ve ikisi de çok heyecanlıydı. Kahvaltıdan sonra beraber alışveriş yaptılar. Birçok kıyafet aldılar. Birçok yeri gezdiler ve sonunda çok yorulmuşlardı. Yurda geri döndüklerinde ikisi de hızlıca yataklarına girdi. Bahar hemen Mehmet'i aramaya koyuldu. Bütün gün yaptıklarını ve Rabia'yı anlattı. Sonrasında ise gözlerini kapattı ve okulun ilk günü heyecanıyla uyuya kaldı.
Sabahın erken saatleriyle uyandı. Rabia'yı da uyandırdı ve beraber yürüyüşe gittiler. Birbirlerine ısınmış gibi görünüyorlardı. Yürüyüş bittikten sonra yurda döndüler. Hazırlıklarını yaptılar ve okula gitmek için ayrıldılar. Rabia Felsefe bölümündeydi. Okula geldikten sonra ikisi de fakültelerine gitmek üzere ayrıldılar. İkisi de çok heyecanlıydı. Bahar sınıfına girdiğinde hayalini kurduğu ortamın olduğunu fark etti. Kocaman bir amfi içerisinde onlarca meraklı insan. Orta sıralarda bir yere oturdu. Yanında bir kız oturuyordu. İkisi de birbirlerine selam verdiler ve öylece durdular. Sonrasında Bahar, yanındaki kızla tanışmak istedi. Eskiden insanlarla iletişim kurmak istemezdi ancak yeni bir hayata başlamıştı ve bunu daha farklı yapacaktı. "Merhaba ben Bahar." Dedi gülümseyerek. Yanındaki kız da "Merhaba ben Burçak." Diye karşılık verdi ve konuşmaya başladılar. Nereden geldikleri, ne yaptıkları hakkında sohbet ettiler. Bu okula girmek için herkesin bir proje sunması gerekiyordu. İkisi de projeleri hakkında birbirleriyle konuştular. Ve hoca sınıfa girmişti. İlk dersleri kendi alanları olan fizikti. Hoca kısa bir tanışma konuşması yaptıktan sonra sınıftaki öğrencilerle sohbet etmeye başladı. Normal bir tanıtım toplantısı gibiydi. Bütün gün böyle devam etmişti. Gün bittikten sonra Burçakla birlikte fakülteden ayrıldılar. Bahar Rabia'yı aradı ve buluşma noktasını belirlediler. Rabia'da biriyle tanışmıştı. Geldiklerinde birbirlerini tanıttılar. Bu kişi de Zeynep'ti. Hepsi aynı yurtta kalıyorlardı. Beraber dışarıda yemek yemeye karar verdiler. Yemek esnasında birbirleriyle güzel sohbet gerçekleştirdiler ve birbirlerini daha iyi tanıdılar. Sonrasında ise yurda geri dönmüşlerdi. Günün yorgunluğu hepsinin üstündeydi. Bahar odasına geldi ve yorgunluğunu atmak için duş aldı. Sonrasında ise yatağına uzandı ve Mehmet'i aradı. Uzunca bir sohbetin ardından odasındaki ortak kullanım alanına geldi. Rabia'da oradaydı. Bilgisayarı başında bir şeylerle uğraşıyordu. Bahar ne yaptığını sorsa da Rabia söylemedi. Projesi hakkında çalıştığını söylemekle yetindi. Sonra bilgisayarının ekranını kapattı ve Bahar'la sohbet etmeye başladı. Eski yaşantılardan birbirlerine bahsettiler. Yeri geldi güldüler yeri geldi hüzünlendiler. Epey konuştuktan sonra yeni güne uyanmak için yataklarına geçtiler. Bahar, Mehmet'le yaptıklarını ve yeni günün heyecanını düşünerek uyuya kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLYE
General FictionOkulu için beraber büyüdüğü ve çok sevdiği arkadaşından ve ailesinden ayrılmak zorunda kalan genç bir kadının, aşırı duygusal anlarında ortaya çıkan gizemli bir özelliğini keşfetmesi ve bu özelliğini nasıl kullanacağını bilmemesiyle başlayan bir yol...