0.2

65 16 3
                                    

Younghyun yolun kenarında durdu ve arabadan içeri Dowoon'un girmesini bekledi. Sokağı dönen Dowoon, Younghyun'un arabasını görmesiyle gülümsedi ve arabaya doğru yürüdü. Ancak kafasını karıştıran görüntü ile arabanın ön koltuğuna doğru yürümek yerine arabanın arkasına doğru gitti ve bagajı iteledi. Kapanmayan bagajdan dışarı fırlayan birkaç kat beyaz örtü ile kaşlarını çatarak şöfor koltuğuna yürüdü Dowoon.

"Bagajda perdeden başka ne var?" dedi. İşlettikleri misafirhanenin perde ihtiyacı olduğu için bu gördüğü beyaz kumaşları normal karşılamıştı Dowoon. Ancak bagajın kapanmaması garibine gitmişti. Younghyun kaşlarını çatarak açık camın diğer tarafındaki Dowoon'a döndü. "Ne perdesi?"

Dowoon güldü. "Pekâlâ tutarın yarısını vereceğim zaten. Sadece başka ne aldın misafirhaneye onu söylemen yeterli. Salağa yatmana gerek yoktu."

Younghyun kaşlarını çattı. "Ne tutarı? Gerçekten anlamadım."

Dowoon kaşlarını çattı bu sefer. "Şaka mı yapıyorsun? Bagaj kapanmıyor!"
Younghyun aceleyle arabadan inip bagaja koştu. Tabii o anın endişesiyle bagajı açıp bakmak akıllarına gelmediğinden Younghyun da iteledi bagajı. Kapatmaya zorluyordu ikisi de. Ardından bagajdan gelen kadın sesiyle ikisi de şok içinde kaldılar. "Yeter artık itmeyin şunu!"

Younghyun şok içinde bagajı açtığında, bagajda kıvrılmış halde yatan Bo Ra'yı gördüler. Bo Ra çaresizlik içinde mırıldandı. "Özür dilerim, başka çarem yoktu."
...

Çoktan misafirhaneye doğru sürmeye başlamışlardı arabayı. Dowoon gülümseyerek konuştu, arka koltuğa dönerek. "Görüşmeyeli uzun zaman olmuş Bo Ra. Nasılsın?"
Bo Ra gülümsedi. "İyi sayılırım. Siz nasılsınız?"

Younghyun kafası karışık halde olduğundan kalan dikkatini sadece yola vermişti. Haliyle cevap bile vermemişti Bo Ra'ya. Dowoon cevap verdi. "Biz çok iyiyiz."

Bo Ra, yolda gördüğü otel ile birlikte lafa atladı. "Younghyun."
Younghyun seneler sonra Bo Ra'nın kendisinden ismini duyunca garip hissetmişti kendini. Yolun ortasında durdurdu arabayı Younghyun. Kafasını çevirip "Efendim?" dedi, güzel bir ses tonuyla.

O an arkadaki arabaların korno seslerini duymuyordu tabii. Dowoon bu konu da yardımcı olmak için Younghyun'un kafasına vurup bağırdı. "Kaza yapıyorduk geri zekalı! Sür artık şu arabayı."
Bo Ra kaşlarını çattı. "Dur, sen sürmeye devam etmeden ben ineyim. Çok zahmet verdim size. Özür dilerim."

Younghyun arabayı kenara çekti. Ardından Bo Ra arabadan indi ve yol üzerinde gördüğü otele doğru yürüdü. Younghyun, Bo Ra'nın arkasından seslendi. "Bo Ra!"

Bo Ra başını çevirip 'efendim' der gibi kaşlarını kaldırdı. Younghyun, Bo Ra'nın yanına ilerleyip konuştu bu sefer. "Bu otele yetecek kadar paran var mı?"
Bo Ra omuz silkti. "Yanımda hiç para yok ama en azından takıyla ödeme yapabilirim."

Younghyun cebinden kendi misafirhanelerinin kartını uzattı. "Olur da bir sorun çıkarsa bu numarayı ara."
Bo Ra kartı biraz inceledi ve ardından kocaman gülümsedi. "Misafirhane mi? Bu lisede bana 'hayalim' olarak bahsettiğin iş mi? Bu mükemmel Younghyun, hayalini gerçekleştirebilmişsin."

Younghyun gülümsedi. "Teşekkürler, şimdi gitmem gerek. Dediğim gibi bir sorun çıktığında hemen bu numarayı arayabilirsin."

Guest House ➵ young k + sua ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin