0.5

43 11 1
                                    

Bo Ra odadan esneyerek çıkmıştı. Salonda gördüğü müşteriler ile gözlerini kocaman büyüttü. Yaklaşık 20 tane insan vardı çünkü. "Kim bilir ne kadar kazanıyorlardır..." diye iç geçirdi Bo Ra. Tuvaletin yerini bilmediği için sıkıştığı hâlde geçti oturdu koltuğa. Evden tanıdık birinin geçmesini bekliyordu.

Odadan Younghyun çıktığı gibi Bo Ra sevinçle ayağa kalktı. Çok beklememişti. "Günaydın!"
Younghyun gülümsedi. "Günaydın."
Bo Ra kaşlarını kaldırdı. "Tuvaletin yerini soracaktım."

Younghyun arka çaprazını işaret etti. "Burada. Eğer doluysa üst katlarda yine aynı yerde bulabilirsin."
Bo Ra gülümsedi. "Teşekkür ederim."
...

Kapıya ardı ardına vurulduktan sonra kapıyı açtı Younghyun. Sabahki miaafirlerden on altı tanesi gitmiş, dört tanesi de gezmek için dışarı çıkmışlardı. Younghyun kapıyı açmanın ardından belki de kendinden yirmi yaş kadar büyük adama döndü. "Bir aciliyetiniz mi var? Çünkü bir misafirhanenin kapısına bu şekilde vurup hiçbir misafiri korkutamazsınız."

Adam kaşlarını çattı. "Kızım buradaymış."

Younghyun kapıyı açtı. "Kızınız kim bilmiyorum, içeri buyurun. Ziyaretçi dosyasına bakmam lazım. Kızınızın adı-"

"Baba!"

Bo Ra salonda babasını bulmasıyla hızlıca ulaşıp sarıldı babasına. Babası sımsıkı sarıldı kızına ve saçlarını okşadı. "Nasılsın?"
Bo Ra gülümsedi. "İyiyim. Asıl sen nasılsın? Dünden beri ulaşamadım sana!"

Babası gülümsedi kocaman. "İyiyim ben güzel kızım. Eve gidelim hadi."
Younghyun, duyduğu son cümleyle Bo Ra'nın gözlerinin içine baktı. "Ya giderse..." telaşı kapladı içini.
Bo Ra başını iki yana salladı. "Olmaz baba. Evimizin adresinden haberdarlar, rahat bırakmazlar. Unut artık o evi."

Younghyun, Bo Ra'nın vereceği cevabı bekleyene kadar tuttuğu nefesini sonunda bıraktığında öyle bir ses çıkmıştı ki Bo Ra ve babası dönüp Younghyun'a bakmışlardı. Younghyun "kusura bakmayın" der gibi el işareti yaptığında ise önlerine geri döndüler.

"O hâlde ne yapacağız?"
Bo Ra fısıldadı bu sefer. "Burada kalalım, eğer yanında nakit varsa."
Younghyun duyduğu tavsiye ile araya girdi. "Sen ve baban bizim misafirimizsiniz. Para konusunu atlayabilirsin Bo Ra."

Bo Ra'nın babası gülümseyerek Younghyun'a baktı. "Teşekkürler evlat. Yalnız bir şey söyleyeceğim."
Son cümlesini dile getirirken bakışlarını kızına çevirmişti. "Amerika'daki küçük işletmeye göz atmam lazım, bu yüzden Amerika'ya uçacağım yarın. Dönmem beş günü bulur ve bu yüzden sen de bu sürede kendine iyi bakmalısın Bo Ra."

Cebinden çıkardığı yüklü parayı kızına uzattı. "Bu sürede bu parayla geçinebilmen lazım."

Bo Ra kaşlarını kaldırdı. "Amerika'da ne yapacaksın?"

Bo Ra'nın babası gülümsedi sakince. "Dedim ya küçük işletmemize bakacağım diye. Bunu her altı ayda bir rutin olarak yapıyorum bilmiyor musun? Şimdi gitmem gerek, seni çok seviyorum kızım."

Babası el sallayarak evden çıktığında Bo Ra dudaklarını büzerek mırıldandı. "Altı ayda bir kontrolmüş, zaten o küçük işletme yedi aydan beri var."

Younghyun gülmemek için dudaklarını sıktı. "Benim de gitmem lazım Bo Ra. Dowoon evde, haberin olsun."

Guest House ➵ young k + sua ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin