Guest House ➵ young k + sua ✔

0.9 ✔

"Sonunda buldum seni!" Younghyun sonunda nefes alış verişlerini düzene sokabilmişti. Az önceden beri Bo Ra'yı ararken telaştan sıklaşan nefesleri sonunda yavaşlayabilmişti. Bo Ra oturduğu salıncakta ayakları yere basa basa sallandırdı kendisini. "Sakin ol." Yanındaki salıncağı işaret etti. "Otursana."

Younghyun üzerindeki kabanı çıkartıp Bo Ra'nın omuzlarına örttü ve hemen yanındaki salıncağa oturdu. "Sarhoş musun?"

Bo Ra, biraz içmesine rağmen aklının başındaydı. Ancak biraz sarhoş taklidi yaparak ağızdan bir şeyler kaçırmaktan zarar gelmezdi. Başını iki yana salladı. "Değilim."

Younghyun gülümsedi. "Öylesin."

Bo Ra kaşlarını çattı. "Değilim dedim!"
Biraz sessizlik sürdü aralarında. Bo Ra hâlâ ayaklarını zemin üzerinde ileri geri yaparak kendisini sallandırıyordu. "Lisedeki ilk aşkım..." diye girdi lafa Bo Ra. "Sendin. Lisedeki diye belirtmek yanlış oldu, direkt sensin ilk aşkım."

Younghyun açılan konu yüzünden kendisini rahatsız hissetti. Sanki ağzından herhangi bir kelime çıkarsa tüm geçmişini kavrayacaktı Bo Ra. Younghyun sessizce dinledi Bo Ra'yı. "Müzik atolyesinde şahit oldukların, yanlış anlaşılmaydı. Umarım Dowoon anlatmıştır, çünkü sana aktarması için anlatmıştım hepsini."

Younghyun gülümseyerek yere indirdi bakışlarını. "Anlattı."

Bo Ra iç çekti. "Seni hâlâ unutamamıştım. Düğün günü aklımda sen vardın, ilk aşkım olduğun için mi ya da senden sonra hiç kimse olmadığı için mi bilmiyorum. O gün karşıma geçip şarkıya başladığın zaman mucize gibi gelmişti her şey. Midemde kelebekler hissetmiştim yıllar sonra tekrar."

Younghyun tam araya girecekti ki Bo Ra devam etti. "Orada olaylar yaşanırken senin arabaya binişine rastlamasaydım kalırdım ortada. Sana güvendiğim için binebildim o garaja, başkası olsa asla güvenmezdim. Galiba hâlâ seviyorum seni Younghyun-ah."

Younghyun gülümsemeye devam etti. "Bu kadar şeyi söyleyebildiğine göre kafan uçmuş senin. Hatırlamazsın muhtemelen. O yüzden ben de söyleyeyim bir şeyler."

"O günden sonra aşka küsmüştüm Bo Ra. Düğün günü sesim titrer diye korkmuştum, seni görmenin heyecanından ötürü. Şimdilerde ben de anlıyorum ki seni seviyorum. Aynı duyguları paylaşmak kalp ağrısından öldürecek beni. Mutluluktan kalbim ağrıyor."

Bo Ra gülümseyerek ayağa kalktı. "Sarhoş falan değilim aptal, sevgilim ol o hâlde."

Younghyun gözlerini büyüterek ayaklandı. Bo Ra ani ayağa kalkışı yüzünden az önce düşen Younghyun'un kabanını yerden alıp tekrar omuzlarını örttü ve elini Younghyun'un eline kenetledi. "Liseden bu yana yeterince zaman kaybettik, şoku at üzerinden ve daha fazla geç kalmayalım."

Younghyun kaşlarını kaldırdı. "Ne yapacağız yani?"

Bo Ra gözlerini kıstı. "Sen içtin galiba. Bir de ani bir şey söylemeyeceğim sana. Mala bağladın çünkü. Hiçbir şey yapmayacağız, sadece sevgili olduğumuz gerçeği bile yeterli."

Bo Ra elini Younghyun'un elinden çekip sımsıkı sarıldı bu sefer. "Sanırım Tanrı'ya bid teşekkür borçluyuz."

Eveeet

Nasıldı kitap bebişler?

Sizi çok seviyorum.
Bu arada mükemmel bir ship. Bu shipi kim istediyse onun alnından öpüyorum buradan.

Ship haricinde var mı bir isteğiniz?