Okulun ilk haftası gayet mutlu başladı çünkü hayatımda artık Jessica vardı. Dersimiz bedendi, beden dersini tüm lise bölümü aynı anda yapıyordu. Abim amerikan futbolu oynuyordu ve orada Jessica vardı, pon pon kızlarından biriydi. Her zamanki provasını yapıyordu. Abim herkesi ezip geçiyordu. Yaptığı hareketten sonra herkezden bir alkış aldı. Sonra kızlara doğru yürüdü. Jessicaya baktı bir şeyler diyordu, Jessica reddedercesine onu itti ve geri döndü. Elimdeki basket topunu bırakıp oraya koştum. Abime sen ne yaptığını sanıyorsun dedim. Abim sen ne zaman büyüdünde benim yaptıklarıma karışıyorsun dedi. Ben ona bir daha dokunursan olacaklarından hiç memnun kalmayacağını söyledim. Abim yoksa sen! diyerek olayı anlamıştı ve ardından sırıttı. Jessica arkama sığındı hiç bu kadar güçlü hissetmemiştim kendimi. Abim bağırarak bakın, küçük Eric Jessicayla çıkıyor dedi. Kendimi zar zor tutuyordum. Ardından Jessicaya bebeğim emin ol sana bakamıyacak dedi. Bu durum benim patlamama sebep oldu. Yumruklarımı sıkıp Sethin suratına patlattım. Ardından beni kaldırıp bankın üzerine fırlattı. Acı içinde kalkar kalkmaz etrafımda bir sürü öğrenciyi kavga, kavga derken duydum. Ardından tekrar savrulup fırlatıldım. Bu sefer gözlerim bulanık görüyordu. Jessica bana yardım edememişti, abimin kasların gölgesinin altında olayın bitmesini bekliyordu. Korkmuştu benim için endişe ediyordu. Kafama son bir darbe daha yedim ve derin bir uykuya daldım. Gözlerimi açtığımda kendimi revirde buldum. Her yerimde buzlar vardı, kafam sarılmıştı. Başımda Jessica bekliyordu. Jessica nasılsın aşkım iyimisin diye sordu. Bende çok iyim Jessy dedim. Bu ismi sevmiştim kulağa daha hoş geliyordu. Su ister misin diye sordu. Yok sen iç dedim. Konuşurken sesim titriyordu. Jessica suyu ağızıma kadar yaklaştırdı. Bir yudum su içtim. Jessica bana teşekkür edecekti ama ben engelledim. Bunu onu çok sevdiğim ve onu korumak istediğim için yapmıştım. Beni dudağımdan öptü ve kaldırdı. Matematik dersine geç kalmak istemezsin herhalde dedi. Ona gülümseyerek ayağa kalktım. Seke seke yürüyordum. Sınıfa geldiğimde sınıfa girmekten utandım. Jessica bana bir bakış attı. Bunun ne demek olduğunu biliyordum. Cesaretimi topladım ve içeri girdik. Tüm sınıf bana baktı fakat yanımda Jessica olduğu için sınıf daha çok kıskançtan çatlamıştı. Herkes olayı biliyordu Öğretmenimiz bile biliyordu herhalde o yüzden ne olduğunu sormadı bile, dersi anlatmaya devam etti. Jessy yanıma oturdu. Tüm acımı o alıp götürüyordu. Tüm ders onu düşünerek geçti ve zil çaldı. Teneffüse çıkmak istemedim, herkesin beni bu şekilde görmesini istemiyordum açıkcası evede gitmeyi düşünmüyordum. Jessica'nın da babası kızdığı için eve gidemezdi. Kendimize okul çıkışı bir gökdelen bulduk. Orası artık bizim için özeldi çünkü her gün okul çıkışı evlerimiz yerine oraya gidiyorduk. İkimiz için kutsal bir yerdi. Bütün haftamız insanlar tarafından konuşularak geçti. Abime gözükmüyordum zaten okul tarafından aldığım dokunmazlığım var böylece abimin bana herhangi bir şey yapması imkansızdı aksi halde okuldan atılacaktı. Jessica'nın babası aramıyordu. Benimde aynı şekilde, sadece annem aramıştı onda da iyi olduğumu birkaç gün eve gelmeyeceğimi söyledim. Jessica yanımda bulunduğu sürece kendimi mutlu hissediyordum.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökdelen
Teen FictionYıl 2062, Şehir New York gün ışığı almayan soğuk bir yer. 3'üncü Dünya savaşı gerçekleşmiş ve Dünya Kuzey Amerikanın elinde. Hikayede Eric adında yakışıklı 17 yaşındaki bir gencin yaşamını anlatıyor....