Selam!
Ben Carmen.
İyi okumalar 💗
......
[yarmagüller]
namjoon:
arkadaşlar bilmiyorum farkında mısınız
ama jungkook ve taehyungdan uzun
süredir ses çıkmıyorhoseok:
bence öldülerseokjin:
katılıyorum......
Yukarı çıkalı henüz on dakika olmasına rağmen bileklerimdeki ipi çoktan çözmüş, eşyalarımı toparlamış ve gitmeye hazır hale gelmiştim. Elbette gidecektim. Başka ne yapacaktım? Taehyung'un beni istemediği belliydi. Bir şeylerden korkuyordu, anlayabiliyordum.
Benim de korkularım vardı. Çıplak kaldığımda beni beğenmeyeceğini düşündüğüm zaman çok korkuyordum mesela. Seksin sonunda "Yeteri kadar iyi değildin! Tam olarak gelmedim bile." deme ihtimalinden de çok korkuyordum ancak en çok korktuğum şey memnun kalmayıp bunu içine atacak ve bana asla söylemeyecek olmasıydı. Çünkü Taehyung böyle biriydi. Zehir içse, şerbet içtim derdi. Memnuniyetsizliğini asla dile getirmezdi. Tabii, bu bir yandan güzel de bir şeydi fakat her şeyiyle açık olmasını daha çok isterdim. Böylece aklımda soru işaretleri kalmaz ve ilişkimize daha güvenilir hislerle devam ederdim.
Düşüncelerimden sıyrılıp yerde boynu bükük duran çantamı da alarak merdivenlerden koşar adım aşağı inmiş ve salonun ortasında, biraz önce delice öpüştüğümüz koltuğum önünde volta atan aşkımla göz göze gelmiştim. Bana yalvarır gözlerle bakıyordu fakat ben biraz daha düşünmemiz gerektiğine inanıyordum. Çünkü doğru olan, yapılması gereken buydu ve aklıma başka bir çözüm yolu gelmiyordu. Taehyung'a aşıktım ve onunla cinsellik için çıkıyormuşum gibi gözükmek istemiyordum.
"Gidiyor musun?"
"Evet."
"Öyleyse ben de geliyorum."
"Biraz düşünme-"
"Beni burada bir başıma, yalnız bırakmak istemezsin değil mi?"
Başımı öne eğdim. Haklıydı, hava yağmurluydu ve ona bir şey olmasından deli gibi korkuyordum. Yanımda kollarımın altında olması hem benim için hem onun için hem de geçireceğimiz süreç için en sağlısı olacaktı. Şu an ne ben ondan ayrılmaya hazırdım ne de o benden, ki biz zaten birbirine bağlı iki ruhtuk.
Yaklaşık bir, on dakika boyunca ben girişteki tekli koltukta oturup yaşadıklarımızı düşünürken Taehyung ise bu süre zarfı içerisinde zaten hazır olan eşyalarını toplamış ve hayaller alemine derin bir dalış yapmış olan benim, saçlarıma uzun bir buse kondurmuştu.
Ürkmemiştim ya da başka herhangi bir tepki vermemiştim. Fazlasıyla kırgın ve mutsuzdum. Bu yüzden benden böyle insani tepkiler bekleyemezdi. Bana kalsa tek kelime bile etmeyecektim fakat içimdeki o aşık Jungkook'un da önüne geçemezdim.
"Kalın bir şey giy üstüne üşüteceksin." Dedim yüzüne dahi bakmadan. Hak etmiyordu belki ama sözlerime güvenmiyor olması beni o kadar üzüyordu ki, bu kalbime bıçak sokmak istememe neden oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓fuck my friends, they're gone - texting taekook, yoonmin
Fanfictionbu fic öylesine yazılmıs bir fic ciddiye almayın lütfen yoongi: okulda oturdum bi köşeye minnoş minnoş jiminimle yazışıyorum böyle ısınmış bana tam da o sırada çat diye karşımda bir ibare belirdi hesabınız bir süre askıya alındı yazıyo ilk bi şaşırd...