˚ ༘♡ ⋆。˚ ❀Armin'i böyle yanmış, altın bukleleri gitmiş ve gözlerinin mavisi sönmüş olarak görünce göğsünde varlığından habersiz bir sızı, yüreğinde bir boşluk hissetti.
Armin Arlert, kabaca 160 boyunda, kalbinde Maria duvarında hiçbir titanın dolduramayacağı bir delik bırakmıştı.
Eren bir adım atıyor, sonra bir adım daha, Berthold'un bacaksız ve kolsuz hâlini de yanına alıyor. Etrafındaki dünyanın değiştiğini fark etmek için hâlâ çok erken.
Eren, Berthold'u bir kenara attı ve Armin'i kollarına aldı. Daha önce dolgun olan dudakların acıyla soluması hem rahatlatıcı hem de açık yaradaki tuz gibiydi.
"Armin!"
Nefesi kesildi. Armin derin bir nefes aldı.
Eren vücudunu kaldırıp kulağını Armin'in göğsüne bastırdı. Nabız sesi, duyduğu en iyi ve en kötü şeydi. Eren'in gözlerinde yaşlar toplandı.
"Armin..." diye mırıldandı, sonunda Armin'in hayatta olduğunu anladı.
"Nefes almaya devam et!"
"Aynen böyle!"
"Yapabilirsin Armin."
Hiçbir acı kalbini o anki gibi sıkıştıramazdı.
❀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙢𝙖𝙧𝙞𝙜𝙤𝙡𝙙𝙨 - 𝙚𝙧𝙚𝙢𝙞𝙣 ✓
FanfictionO gün Armin, kucağında bir kitapla nehirden aşağı koşarak geldi. Armin Arlert'in okyanuslar, buzdan topraklar, alevli sular ve özgürlük vaadiyle Eren Jager'ı kendine köle yaptığı o gün, karşılıksız aşkları için Eren'i boğan çiçekleri doğurdu. hanah...