aklımda, sen ve ben her zaman burada olacağız.

161 16 1
                                    

˚ ༘♡ ⋆。˚ ❀

Eren'in aklı, bir söz verdiğini hatırlayacak kadar açıktı. Armin ve Annie konuşurken bile, yıllar sonra yalnız vakit geçiriyorlardu. Belki de mezuniyetten beri ilk kez. Eren araya girmek istiyordu. Armin, Annie'in kollarına atılmasın diye önlerine bir titan göndermek istiyordu.

Eren umursamıyor, bencil olmak istiyordu. Böylece Armin'i Annie'nin aşk itirafının ortasında patikalara çağırdı. İlk başta onlar çocuktu. Belki de Armin'in etkisiydi. Eren'i böyle hatırlıyordu. Ve tabii ki, sorular sormaya başladı. Eren arkasını dönmeden önce hepsine tek tek cevap veriyordu.

"Eren... Nereye gidiyorsun?"

Çocuk Armin aniden ayağa kalkarak sordu. Çocukken korktuğu zaman yaptığı gibi dirseklerini tutuyordu. Eren gülümseyerek karşılık verdi.

"Söz vermiştik değil mi?" diye mırıldandı.

"Duvarların ardındaki dünyayı görmek için..."

Eren, Armin'e görmeye geldiği dünyanın tüm harikalarını gösterdi ve Armin'in gözlerindeki heyecanı izledi. Armin tezahürat yapıyordu, mavi gözleri aylardır ilk kez iri ve mutluydu.

Eren manzarayı izlemiyordu çünkü Armin'in gözlerindeki neşe, bu acımasız dünyanın sunduğu harikaların on katına değerdi.

Sonra...

En zor kısım geldi.

Her şey söylendiğinde, ikisi de yetişkin benliklerindeydiler. Küçük dalgalar kıyıya vuruyordu. Oturdular, aralarına sessizlik çöktü. Eren bu fırsatı bulup yakaladı. Arkasını dönüp Armin'in ellerini avuçlarının içine aldı, kaldırdı ve Armin'in şaşkın mavi gözlerinin önünde öptü.

"Armin Arlert," dedi.

"Her gece seni düşünerek uykuya dalıyorum."

Eren parmaklarının arasında mırıldandı.

"Seni seviyorum Armin, seni okyanusun ayı sevdiğinden daha çok seviyorum."

Armin'in gözleri aniden genişledi ve elini geri çekti.

Ama sarışın, Eren uzanıp ellerini omuzlarına doladığında onu durdurmamıştı.

Eren sarı saçlarına parmaklarını vurduğunda onu durdurmamıştı.

Eren kokusunu ciğerlerine çektiğinde onu durdurmamıştı.

"Seni seviyorum."

Eren, Armin'in inlediğini duymadı ama birdenbire umutsuzca sarılmaya karşılık verdiğini hissetti.

"Seni buraya kendi iyiliğim için getirdim."

Eren, Armin'in kokusundan derin bir nefes alarak mırıldandı.

"Böylece bir noktada seni kollarımda tuttuğumu bileceğim."

Armin'in vücudu titredi, dengesini kaybetti ve Eren'in vücuduna yapıştı.

"Eren ben-"

"Sus, söylemene gerek yok, beni aynı şekilde sevmediğini biliyorum... Ama lütfen söyleme."

"Aklımda, sen ve ben her zaman burada olacağız... Seni kollarımda tutabileceğim yer."

Armin dudağını ısırdı ve başını salladı.

"Eren, seni aptal-"

"Ne olursa olsun, sen ve ben her zaman burada olacağız."

Eren, gözlerinin buluşabilmesi için nazikçe geri çekilirken yemin ediyordu. Kendini biraz kaldırdı. Armin'in dudaklarını öpemez, bunlar ulaşamayacağı yerdeydi, bu yüzden alnını öptü ve başını çenesinin altına bıraktı.

"Bu bir veda, Armin. Umarım bir gün beni affedebilirsin."

Armin gergindi. Bir şeyler söylemek, bir şeyler yapmak istiyordu. Ancak Eren, yapamadan onun yoldan çıkmasına izin verdi.

Armin son kez Eren'in parmaklarından kayıp gitti.

...Başkasının eline.

❀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝙢𝙖𝙧𝙞𝙜𝙤𝙡𝙙𝙨 - 𝙚𝙧𝙚𝙢𝙞𝙣 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin