yıldıza basıp yorum yapmayı unutmayın lütfen, iyi okumalar. <3
efe arıyor...
aramayı yanıtladınız.
"yine ne sikim oldu komiser? saat gecenin ikisi, uyutmuyorsun beni."
"uyuturum. bana gel, eski günlerdeki gibi dizlerime yat. saçlarını okşayayım."
kartal, zihnine dolan anılarla iç çekti.
"eski bir inanışa göre her iç çekişte kalp bir damla kan kaybedermiş."
kartal güldü.
"desene, ölüm sebebimsin o zaman."
"hayır, yaşama sebebinim senin. hadi gel ve yat dizlerime."
"unut bunu komiser."
"unutamıyorum ki, kuşum. seninle ilgili hiçbir şeyi unutamıyorum. hepsi zihnimde. zihnimin en güzel yerinde. kimse çıkaramıyor, ben de unutmuyorum. emin ol, bir gelsen yabancı değildir zihnim sana; gönlümün bir zamanlar yabancı oluşu gibi."
"aşk dediğin bok gönülde yaşanmaz mı komiser? zihnin bana yabancı gelmese ne sikime yarayacak, benim yüreğimin sokaklarında senin ismin yazarken."
efe başını iki yana salladı.
"o zaman ben de yüreğimin sokaklarına senin ismini yazayım. belki sokaklarım sana çıkar."
"çıkmaz, komiser. benim sokaklarım sana çıkar ama hemen geri dönerim. öğrendik evelallah gönül işlerinde sikilmeyi. ama emin ol, senin sokakların çıkmaz bana."
"ya çıkarsa?"
"maya mı bu? ya tutarsa hesabına girip yeniden mi kırılacağız?"
kıkırdadı efe. hemen sonra eski haline döndü.
"kırılmazsın, kuşum. kırmam seni. girerim kanatlarının arasına, öylece dururum. sana bir zararım dokunmaz."
"sen zaten benim kanatlarımın altındaydın, komiser. ama ne yaptın biliyor musun?"
"ne yaptım?"
"seni kalkan misali koruyan kanatlarımı kırdın ve ben öylece kalakaldım. alıyor mu o kalın kafan?"
"kırmadım... hâlâ varlar."
kartal alayla sırıttı.
"aynen, varlar. eski vekil babana söyle, yeni kanat takar bana belki. birlikte uçarız."
"konuşmuyorum ki babamla... ama istersen söylerim."
kartal, sabır istiyormuşçasına yukarı baktı ve ofladı.
"haspinallah! kapa telefonu, komiser. kırmayayım kalbini."
"kır."
"kapat dedim."
"ben de sana kır dedim."
"alkollüsün, allah'ın ayyaşı. hatırlamayacaksın bile bu konuştuklarımızı. neyini kırayım senin?"
"kır işte, kuşum. böyle rahatlayacaksan kır kalbimi. yıkıma uğrat sokaklarımı; hepsine senin ismini yazarak inşa edelim."
"aşk öyle yıkıma uğratıp sonradan inşa edebileceğin bir şey değil, komiser. en iyisi mi sen uzak dur benden. bırak yanıp kavrulayım kendi kendime. ne sen iliş bana, ne ben ilişeyim sana. birbirimizin hayatına daha fazla dokunmadan göçüp gidelim buralardan."
"birlikte göçelim mi?"
"hayır, birlikte göçemeyiz. ben kartalım, sen benimle göçemezsin."
"hayır, sen kuşsun. ben de seninle göçmek için kartal olurum."
"sikimi olursun anca, ayyaş herif."
"olur, o da olur."
başını olumsuz anlamda salladı kartal. ne yapacaktı bu herifle, en ufak bir fikri yoktu. bir süre sessiz kaldı. karşıdan gelen nefes seslerini dinledi. öfkesi yavaşça yatıştı.
"komiser?"
cevap gelmedi. muhtemelen telefonun ucunda sızmıştı. kartal tebessüm etti. gözlerinden akmaya başlayan yaşları durdurma gereği hissetmeden son bir soru sorup kapattı telefonu.
"senin için neden sadece sarhoşken varım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stranger, efe x kartal
Fiksi Penggemarsaid that we're not lovers, we're just strangers