İkiside karınlarını doyurduktan sonra Minho hemen masayı kaldırdı. Ardından ikiside salona geçtip oturduklarında Jisung heyecanla büyüğüne döndü. "Bugün dışarı çıkalım mı? Alışverişe gideriz gezeriz" Büzülen dudakları öpüp ona yöneltilen soruyu cevapladı. "Birtanem bugün dinlensen mi sabah canım yanıyor diyordun. Hem bende yorgunum yarın çıkarız olur mu" Jisung kabul etmek zorunda kalıca başını salladı.
İkiside film izlemeye karar verince Jisung televizyondaki Netflix'den film açıp koltukta oturan sevgilisinin yanında onun kolunun altına girerek oturmuş ve Minho'nun beline sarılmıştı. Büyük olan kollarının arasında ki küçüğün saçlarına öpücük bırakıp yenice başlayan filme odaklandı.
Filmin nerdeyse yarısını izlediklerinde Minho ona sarılan bedenin yüzüne bakınca uyuduğunu anladı. Daha kalkala çok fazla olmadan yeniden uyuduğuna şaşırsada Jisung'u kucağına alıp odaya götürdü. Götürürken hafif mırıldansada uyanmamıştı.
Salona geri döndüğünde televizyonu kapatıp kendini koltuğa attı.
~🐶~
Jisung uyandığında kendini yatak odasında buldu. En son ne olduğunu hatırlamaya çalıştı.
Salonda film izliyorlardı ve Jisung en son gözlerini tartamadığı için onları kapatıp istemsizce uykuya dalmıştı. Kendisini buraya Minho'nun getirdiğini biliyordu.
Yavaşça yataktan kalktı. Odanın kapısına ilerleyip açtı ve dışarı çıktı. Evin içinde Minho'yu ararken koltukta telefonla oynuyor olduğunu gördü.
Minho, küçüğünü fark ettiği an elinden telefonu bırakıp ayağı kalktı ve kapının önünde uykulu gözlerle ona bakan sevgilisinin yanına gitti.
"Bebeğim günaydın" Minho kollarını ince bele sararken konuştu. "Akşam olmuş Minho ne günaydını" Jisung ona yanıt verdikten sonra kollarını büyüğünün boynuna dolayıp kafasını göğsüne yasladı.
"Aç mısın bir şeyler yemek ister misin" küçük olan olumsuz bir şekilde başını salladı. "Şuanlık değilim. Sadece böyle kalalım"
Minho onu kucağına alıp koltuğa oturdu. Tekrardan ellerini kendinden küçük bedenin ince beline yerleştirdi.
Jisung mayışırken gözlerini kapattı. Minho'nun kokusunu içine çekti. Bu koku onu rahatlatabilen bir kokuydu.
Anlatamazdı bu kokuyu. Her şeyden farklıydı. Garipti. Jisung için tekti bu koku. Hiç bir şey Minho'nun kokusu gibi değildi.
Minho kucağında uyumaya yakın olan sevgilisine baktı. Ardından saçlarını öptü. "Bebeğim yeni uyandın uyuma istersen hadi yemek yapalımda yiyelim"
"Ya nolur 5 dakika" Küçük olan gözlerini açmadan konuştuğunda Minho kıkırdadı. "Olmaz hadi kalk" Zor da olsa kaldırmıştı.
Jisung homurdanarak belinden tutan sevgilisiyle mutfağa girdiler. Minho, Jisung'u yemek masasının etrafındaki sandalyelerden birine oturtup "Ne yemek istersin ne yapalım" dedi
Jisung omuz silkti. "Fark etmez ne istiyorsan yap" Minho biraz düşündü. "Tteokbokkiye ne dersin" Jisung başını olumlu anlamda sallayınca. Büyük olan sevgilisinin burnuna öpücük kondurup işine koyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red [MinSung]
Fanfic"Kırmızı sana çok yakışıyor" dedi sevdiğine bakarak, "kırmızı sana hiç yakışmıyor" dedi sevgilisinin kanlar içindeki bedenine bakarak ~ANGST~ ~Diana~ Fikir: insatangram: kitty_blxck