Red [MinSung]

⁵

Jisung gülümseyip büyüğünün dudağını öptü. "Mavide sana" aynı şekilde onu öptüğünde gülümsemişti.

Büyük olan söyleyeceği şeyleri kafasınfada toparlamaya çalışıyordu. Ama sanki bu onun güzel yüzü karşısında biraz imkansızdı. Tatlı tatlı duran dudakları, yumuşacık yanakları, uzun kirpikleri.

O yumuşacık yanağında elini gezdird6im. Çok güzeldi. Ve bunun karşısında dahada heyecanlanıyordu.

"Jisung..."

O ise gözlerini kapatmış kafasını büyük olanın eline doğru yatırmıştı. Ağzından küçük bir "hmm" sesi çıktı.

Minho'nun elleri tekrar sevgilisinin eline indiğinde. Diğeri gözlerini açmıştı. Kuruyan dudaklarını ıslatıp konuşmaya başladı.

"Sen çok güzelsin. Ben sana doyamıyorum. Hayatımın en güzel anlarını yaşattın bana. Sen beni bulana kadar sonu olmayan karanlık bir tünelde kaybolmuştum. Sen geldiğin an karanlıktan kurtuldum. Sen geldiğin an çıkmaz tünelin çıkışını buldum. Sen benim her şeyimsin. Ve hep öyle kalacaksın. Sensiz hayat düşünemiyorum. Düşünmekte istemiyorum zaten. Hayatımın bu noktasına kadar güzel anılarla donattığın yaşamımı bundan sonrada donatır mısın? Benimle evlenir misin meleğim?"

Jisung'un gözleri dolmuştu. Ne diyeceğini bilmiyordu. Böyle bir şey şuan beklemiyordu.

Elleri hala ayrılmamıştı. Ama Jisung ellerini geri çekip kollarını hızla büyüğünün boynuna dolarken haykırdı.

"EVET. LANET OLSUN EVET. Seni çok seviyorum Minho"

Kollarını ince bele dolayıp boynuna küçük öpücükler bıraktı. Ardından geri çekilip cebindeki yüzüğü çıkardığında Jisung'un ağzı şaşkınlıkla aralandı.

Minho gülümseyip küçüğün elini tuttu. Ve yüzüğü ince ve narin parmaklara geçirdi. Jisung hala şaşkınken Minho onu kendine çekip dudaklarına yapıştı.

İkili birbirleri narince öperken etraftaki az sayıda insanlar onlara bakarak gülüyor ve fotoğraflarını çekiyorlardı.

Onlarsa kimseyi umursamadan sadece birbirlerindeydiler.