162 28 10
                                    

Jisung giydiği kırmızı gömleği ve siyah dar pantolonu ile salona, ondan önce hazırlanan sevgilisinin yanına gitti.

Minho ise mavi gömlek ve sıkı bacaklarını saran bir deri pantolon giymişti.

İkisi evden çıktıkıp arabaya bindiklerinde küçük olan heyecanla büyüğüne döndü. "Nereye gidiyoruz?"

Minho yan tarafında oturan Jisung'a eğilip dudaklarına hafif bir öpücük bıraktı. "Bekle biraz bebeğim. Sürpriz" dedi ve göz kırparak önüne döndü. Jisung ise heyecanını bastıramayarak yola odaklandı.

Geldikleri restoranta göz gezdirdi küçük olan lüks bir yer değildi. Ama basit bir yerde değildi. Tam kendisinin sevdiği gibi fazla göz kamaştırmayan ve aşırı resmiyet gerektirmiyen bir yerdi.

Arabadan indiklerinde küçüğünün elini tuttu Minho. Ardından içeri girdiler ve rezervasyonu oldukları yere oturdular.

"Önceden mi planlamıştın" Minho kafasını olumlu anlamda salladığında garson yanlarına gelmişti ve siparişlerini almıştı.

İkisinde yemekleri gelene kadar sohbet ettiler. Yemekleri geldiğinde ise konuşmalarını bölmeyip yemek yerken devam ettiler.

Büyük olan sürekli küçüğünün güzelliğine takılı kalıyordu. Bazen onun ne konuştuğunu duyamayıp sadece güzelliğine odaklanıyordu. Aynı şimdi olduğu gibi.

"Sen beni dinliyor musun?"

"Çok güzelsin"

Jisung'un sahte siniri anında utangaçlığa dönüşürken bakışlarını kaçırdı. Minho ise utanınca daha da tatlılaşan güzellikte yeniden kendini kaybetti.

"Aniden şöyle şeyler yapma özellikle dışarıda"

"Neden bu her yerde sana söylenilmeli" Jisung dahada kızarırken ağzını açmadı.

Yemekleri bittiklerinde ise Minho hesabı ödedi ve oradan çıktılar. Ardından tekrar arabaya bindiler ve sahile gitmek için yola koyuldular.

Vardıklarında ise havanın tatlı bir sıcaklıkta olduğun farkına vardılar.

Minho için zaman yaklaşıyordu. Ve yavaş yavaş heyecanı katlanıyordu.

Büyük olan küçünü kendine çevirerek iki elini tuttu.

Önce karşısındakini süzdü.

"Kırmızı sana çok yakışıyor Jisung" dedi

Red [MinSung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin