🌊1🌊

28 3 0
                                    

Okulun bahçesine adımımı atmamla beraber arkadan tanıdık olan o ses geldi "güzelim!" n'oluyor diye kafamı çevirdiğim sırada aklımda iki fikir belirdi, bir yanim 'iki tane patlat şuna' diyor. Bir diğer yanim ise 'guzelin miyim sahiden' diye çığlık atmak istiyordu.

Ben ise melek yanımı dinleyip adımlarımı hızlandırdım ve aramızdaki bir adımlık mesafeden okkalı bir tokat savurdum Alper'in bebek yüzüne.

Tamam elim serttir ama bu kadarını bende beklemiyordum, biraz geri çekilip yüzünde oluşturduğum şahesere baktım, yakışmıtı sanki.

Vurmanın etkisiyle yana yaslanan başını hala kaldırmadan yan yan bana bakıyordu, o sırada içimdeki suçluluk duygusunu bastırmak için konuşmaya başladım daha doğrusu cadılık etmeye
"Ya sana kaç kez diyeceğim bana 'güzelim' diye ses-len-me , kıt beyinli misin kardeşim nesini anlamiyorsun?Beni bir rahat bırakıp siktir git!"
Deyip arkamı döndüm gidiyordum ki bir kol elimi nazikçe kavrayıp geriye dönmeme sebep oldu, ona baktığımda tam bir piç edasıyla sırıtıyordu sonra sadece benim duyabileceğim bir ses tonunda
"Sen siktir ben giderim." diye mırıldandı.

Sinirden kızaran yüzümle koşar adımlarla okula girdim şuan kendimi lavobaya kilitlemeliydim yoksa yanaklarimdaki bu sıcaklık ile buharlaşabilirdim.

Tuvaletlerden birine girip kapıyı içerden kilitledigimde derin bir off çektim.
Hayır ne yani belki az sert vurmuş olabilirim ama o da çok ileriye gitti. Bunun hesabini sormayı aklımın bir köşesinde not ettikten sonra tuvaletten çıkıp saçimi başını düzelttim sonra yanaklarimi sıktırıp yüzüme biraz renk gelmesini bekledim ve olabildiğince yavaş bir şekilde sınıfa girdim.

(Yazar notu:buraya kadar okuduysan vote atabilir misin atmazsan da canın sağolsun. )

Dersimiz tarihti ve hocanın tek derdi ay sonu yatacak maaşıydı bu yüzden beni pek takmadı.
Bende sakince gidip dördüncü sıradaki yerime oturdum. O sırada sırtıma vurulan iki elle irkilip arkami döndüm bizim kızlar bana sorgularcasina bakıyordu.

Anlaşılan ders boş geçecekti , dayanamayıp göz ucuyla Alper'e baktım. Yüzünün vurduğun kısmını masaya dayamış, uyur gibi bir haldeydi. Anlık acıma hissi geldi ve sonra hemen gitti, çünkü gerçekten hak etmişti bu yüzden umrumda degildi. Ben ona kaç kez söylemiştim, ve haklıydım da bir kez olsun düzgünce dinleyip insanca konuşabilirdi. Hep böyleydi bana karşı iki senedir. Aynı sınıftaydık şimdi onbirinci sınıf olduk. İyi bir çocuktu Alper ama arkadaş ortamı cidden kötüydü ve bundan Alper de ister istemez etkikeniyordu, muhtemelen benimle iletişim kurarken de arkadaşlarının poh pohlamasiyla konuşuyordu çünkü ben onu sakin ,nazik birisi olarak tanışmıştım ve bir insanın özünün değişmesi biraz zordu, aslında bende bu yuzden hep uyarmıştım onu hiç terslememiştim. Normalde agresif bir insanım ama aynı zamanda da eglenceliyim. Bu yüzden sağım solum belli olmaz ama ayni şeyi Alper için yapamamiştim, nedenini bilmediğim bir şekilde yumuşak davranmıştım ona karşı. Tatlı çocuktu , yani dangalağin teki demek istedim işte şey...

Kafamı iki yana hızlıca salladiğimda Aylin ve Ecem bana baktılar.

Aylin: Derin sen bizi dinlemiyor musun?

Ecem: yok bacimsu ne dinlemesi, kafa gitmiş baksana nereye gittiyse artik.

Ecem'e ofladim aslında hiç konuşasım yoktu. Bende Alper gibi kafami sıraya koyup biraz dinlenmek istedim.
Zil çaldığında kafami masadan kaldırıp etrafa baktım herkes koşarak kantine gidiyordu ' ne çabuk öğlen arası olmuş' diye mırıldandım. Sondan aç olmadığim için çantadan okuma kitabını çıkartmıştım ki Aylin kolumdan tutarak beni kantine sürükledi. Kalabalık kantin sırasından tost ve kolalarimizi alıp bahçeye çıktık.
...

Eve geldiğimde o kadar yorgunum ki kendimi hemen odama attım. Normalde ilk işim tıkınmak olur ama hiç halim yoktu o yüzden biraz yatağıma uzanıp kitabımı okumak istedim. Üzerini değiştirip çantadan kitabımı çıkardım, kendimi yatağa attım. Kitabımı açtığımda içinden ufak bir kağıt düştü, kağıdı elime alıp açtım ;

"Dayak senden gelecek ise seve seve razı olurum gül güzeli...
Bu gün ne fark ettim biliyor musun?
Seni gerçekten rahatsız ediyorum, üzgünüm. Keşke başkalarının sesi yerine kalbimin sesini dinleyerek
konuşsaydim seninle belki o zaman şuan bulunduğunum durumdan daha iyi bir konumda olurdum
senin gözünde.
Beni affeder misin?
Söz veriyorum sana, olduğum gibi davranacağım ve rahatsız etmeyeceğim.
-sevgilerimle gül güzeline, Alper..."

♥♥♥

Ve bölüm sonu... Nasıl buldunuz?
İlerleyen bölümlerde texting olacak.
Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere👋

Kitap tamamen kendi, özgün çalışmamdır. Çalınması veya kopyalanması durumunda yasal işlemler başlatılacaktır. Daha önce başlattım.

Sımsıkı Tut Ellerimi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin