"bir vakit ona hiç ulaşamadım. Ariana olsun diğer herkes olsun hatta okulun müdürüne kadar herkesi aramıştım, ama kimse ondan habersizdi. Ben hariç birde Ari hariç kimse endişe etmiyordu, ona o kadar çok acıyordum ki.. her yeri aradım ama hala ortalıklarda yoktu, onun evinde deli gibi ağlıyorken ari'de beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama başarısız olmuştu. Akşama kadar belki akşamdan sabaha kadar deliler gibi ağlıyordum, ari ise yanımdan bir saniye ayrılmıyordu. Sonra telefonumun titremesi ile kimin aradığına bakmak için arka cebimden çıkardım, o arıyordu, gözlerimdeki bulanıklığı silip hızla açtım telefonu. 'nerdesin sen!? Beni hiç düşünmedin mi!? Senin için ne kadar endişelendiğimin farkında mısın!?' gibisinden bir sürü soru yağmuruna tutmuştum onu. O pek cevap vermedi, neredeydi bilmiyorum ama olduğu yer rüzgarlı bir yerdi. 'benim için endişe etme lütfen, ben ait olduğum yere gidecegim' ilk başta ne dediğini anlamasam da sonra jeton beynime düşmüştü. Kanım tüm vücudumdan bir anda çekilmişti. Zamanın durduğuna inanır mısınız? İşte o zaman benim için durmuştu. 'bana verdiğin sözü hatırlıyor musun? Benim için yaşa.. lütfen sözü tut ve benim için üzülme' bu sözleri defalarca söyleyip durdu. Ben orada kontrolümü kaybetmiş bir şekilde ağlıyordum ona 'lütfen yapma, beni düşün, aşkımızı düşün, kendini düşün, bunları birlikte atlatacağız' diyordum ama o beni dinlemiyordu. 'keske seni sevmeseydim, gitmek ve kalmak arasında bırakıyorsun beni' dedi. Çaresizce ölüm haberini bekliyordum o derece bir acı. 'yanıma gelmek istiyor musun?' dedi. Belki-de duydugum en ama en güzel cümle olabilirdi benim için. Kekeleyerek'de olsa evet dedim. Bana nerede olduğunu söyledi ve hızla evden çıkıp Ariana'yada birşey demeden gittim. Geldiğimde, öylece oturuyordu yanına gittim ve ona sarıldım, öpüp kokladım. 'beni çok korkuttun!' dedim ama yinede korkacaktım. Her türlü. Zamanın geçmesini bekliyorduk ikimizde. 'gitmem gerek' dedi. 'çok erken, lütfen biraz daha bekle' dedim. Kalması için onu tutamazdım, bebeğim zaten bitik durumdaydı. Onun için yaşayacaktım sözde. Ve o gittiğinde üzülmeyecektim (!). İkimizde bir köşeye uzandık, sırtı göğsüme dayandı, onu tüm kollarımla sıkıca tutmuştum. Sessizce ağlıyordum o ise beni güldürmeye çalışıyordu. 'hadi ama billie, benim için mutlu olmalısın artık acı cekmeyecegim' söze atladım. 'peki ya yokluğunda ne yapacağım?' bir süre sessizlik oldu. 'gitmem gerekiyor' dedi. Kalbim deliler gibi atıyordu, ama birşey yapamıyordum. Sadece tutmuştum onu. 'seni seviyorum' dedi gözlerime bakarak, 'seni seviyorum'dedim gözlerine bakarak. Ve dudağına öpücük kondurdum, zorlanıyordu ve sonra artık haraket etmediğini farkettim, ellerimi göğsüne çıkardığımda kalbinin atmadığını farkettim, teni anında soğumuştu. O an anlamıştım ki, hayatımın aşkı, ölmüştü... Bilmem kaç saat deliler gibi kendimi yırttım. Ambulansı aramak bile kaç saat sonra aklıma gelmişti. Ambulans geleseye kadar sıkıca sarıldım ona, evet o bana karşılık vermiyordu ama ben onu sıkıca tuttum kollarımda, bir saniye bile ayırmadım gözlerimi ondan... Yüzüne baktığımda gülümsüyor gibiydi, huzurluydu. Sanırım ait olduğu yere çoktan varmıştı, bir yıldız olmuştu. Ve ona dedim ki ' lütfen benim için parla, parla ki yeryüzünde olan ben, senin ışığını oradan da görebileyim' dedim ve dudağına belki-de ömür boyu izi olacak bir öpücük kondurdum. Son öpücük.. "
Billie'nin ağlamaklı olan gözleri beni bitiriyordu, Dalton'a baktığımda çoktan ağlamaya başlamıştı bile. ikisine de birer peçete uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Montsechia/Xxxtentacion Billie Eilish
Short Story'seni seviyorum' dedi gözlerime bakarak 'seni seviyorum' dedim gözlerine bakarak.. Başlangıç: 19.11.2021 Bitiş:19.11.2021