3. bölüm

27 3 4
                                    

" Burda kalıyorsun bu kadar konu kapansın artık. "

Bir saattir Savaşla kavga ediyorduk. Ben burdan defolup, gitmek istiyordum. Fakat Savaş kalmamı istiyordu. Allah aşkına burda kalsam ne yapacaktım? Süs gibi burda mı oturacaktım. Tamam belki Devrimi öldürdüğünü görmüş , ve bana güvenmiyor olabilirdi. Bende güvenmezdim. Beni tanımıyordu çünkü.

Ama düşmanları olabilirdi katildi sonuçta. Ben burda kalırsam hayatım tehlikeye girebilirdi. Zaten Devrimle bara gittiğimden beri hayatım tehlikeye girmişti. Fakat ben geç fark etmiştim. Onu burdan gitmem için ikna etmeyi çalışmıştım. İşe yaradı mı? Tabii ki hayır, hayatımda hiç bu kadar inatçı birini görmemiştim. İki inatçı keçi masalını bilmeyen yoktur heralde.

Resmen Savaş ile, iki inatçı keçinin yol verme kavgası yapıyorduk. Merve ve Gökhan ikilisi kavgamız bitmez ise ikimizi bahçedeki havuza atacağını söyleyip, tehtit etmişlerdi. Mecburen susmuştum. Yüzme bilmiyordum. Yüzmeyi de sevmezdim zaten. Islanmaktan nefret ederdim. Sadece temiz olmam için banyo yapıyordum. Başka bir açıklaması yoktu. Ben sustuğumda Savaş ta susmuştu. Bir süre uzun bir sessizlik oldu...

Ardından Merve bana bir şeyler giymek için bana bir kutu karton poşeti uzatmıştı. Elime aldım ve tuttum. Teşekkür ettim . Ayrıca tebessüm ettim. Merdivenlere doğru gittim. Basamaklara adım adım çıkarken, Merve,Gökhan ve Savaşa bakıyordum. Merve tatlı gülümsemesini yerleştiriyordu. Savaş ciddi halde arkamdan gidişimi izliyordu. Tabii izlediğini bildiğimden haberi yoktu. Gökhan ise Savaş ve sevgilisine ve bana bakıyordu. Merdivenden çıktıktan sonra direk odama gidip, kapıyı hızlıca kilitledim. Açık pencereleri kapatıp, perdelerini çektim. Tamam önlem alınmıştı. Kimse üzerini giyinirken sana bakmaya cesaret edemeyecekler Dicle.

Aslında bu kadar önlem almazdım. Çok kafaya da takmazdım. On bir yaşından beri erken çizgi filmleri bırakıp, haber izler olmuştum. Haber izledikten sonra bir daha çizgi film izlemeyi bırakmıştım. Merak ediyordum her gün " yarın haberlerde hangi olaylar göreceğim." Diye düşünmeden duramazdım. Taciz ve tecavüz haberleri ben izlediğim zamanlarda pek olmazdı. Ama sonradan olmuştu maalesef... O haberler artığında sürekli beni biri izler mi? Diye düşünce çıkmıştı kendiliğinden.

Kıyafetleri poşetten çıkarıp, yatağa koydum. Neyse ki benim giyebileceğim tarzda bir kıyafet vermişti Merve bana. Lacivert elbiseyi çıkarıp, yatağa koydum. Şu an iç çamaşırlarım vardı üzerimde etrafa baktım. Şu an bir yabancının, tanımadığım birinin evinde üzerimi değiştiriyordum. Korkmam doğaldı. Sütyenimi çıkardım. Siyah sütyen tarzı üst giydim. Kot şortu giyip, ve göbeğim açık kaldığı için pembe hırka ile göbeğime doğru bağladım. Biraz gözükse de dert etmedim. Siyah çizme giyip, halkalı küpe ve kolye taktım.

Sanki gezmeye gidiyordum. Fakat başka giyecek bir şeyim yoktu bile. Verdiklerine şükretmelisin Dicle. Yoksa karşılarına dünkü kıyafetlerinle çıkmak zorunda kalacaktım. Öyle düşünüyordum fakat dünkü giydiğim kırmızı elbise, küpe, çantam ve ayakkabım kötü bir kıyafet değildi. Hele elbise sevdiğim rengi içeriyordu. Ama her yerde giyebileceğim tarzda değildi.

Makyaj masasına oturup, çantamdan kırmızı ruju çıkardım. Fondöten sürmedim yüzüm makyajsız kötü gözükmüyordu. Ruju dudaklarıma sürdükten sonra, rimel sürüp, makyajımı tamamlamıştım. Benim için makyaj bu kadardı fazlasına gerek yoktu. Masada tam kalkacakken, odanın kapısı tıklanınca, o tarafa döndüm.

" Girebilir miyim Dicle?" Ses Merve den gelmişti. " Tabii girebilirsin." Dedim. Ayağa kalkıp, kapının kilidini açtım. Merve de kapıyı açıp, içeri girmişti. Merve yeşil çiçekli beyaz yazlık elbise üzerinde pembe bir hırka ve beyaz spor ayakkabıları vardı. Pembe bir küpe takmıştı. Pembe bir makyaj yapmıştı. Parmağında yüzük vardı. Onu süzdükten sonra onunda beni süzdüğünü fark ettim. Merve gülümsedi.

Sevgili katil. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin