28

1.5K 161 103
                                    

"Ryujin hadi ama. Yapsan ne olacak?"

Aynı cümleyi son on beş dakika içinde otuzuncu duyuşum falan olduğundan dolayı sinirle ellerimi saçlarımdan geçirmiş ardından da istemeyerekte olsa kabul etmek zorunda kalıp yanımda oturan Yuna'ya son kez bakmış ve ayağa kalkmıştım.

Şu anda ne mi oluyordu? Hemen anlatayım.

Aslında gece gayet güzel başlamıştı. Yuna'yı evinden almıştım, yol boyunca tesadüfen de olsa couple gibi giyinmiş olmamıza gülümsemiştim ve sonra da partiye gelmiştik.

Biz geldiğimizde parti çoktan başladığı için ortalık fazlasıyla kalabalıktı. Bir de sadece bizim dönemi davet edeceklerini söylüyorlardı...

Parti kalabalık olsa da bir şekilde arkadaşlarımı bulup koluma giren Yuna'yı da alıp yanlarına gitmiştim. Yaklaşık yarım saat vakit geçirmiştik ve bu da gayet eğlenceli geçmişti. Fakat yarım saatin sonunda takımdakiler gelip takım kaptanı olarak minik bir konuşma yapmamı istemişlerdi. Ben de bunu saçma bulduğum için reddetmiştim. Ama tabi reddetmemi hiç önemsemeden ısrar etmeye devam etmişlerdi. Bir süre sonra Yuna da onlara katılıp ısrar etmeye başlayınca en sonunda dayanamamış ve kabul etmiştim.

Şimdi de bunun için arkadaşlarımla oturduğum koltuklardan kalkmış ve dj in bulunduğu hafif yükseltili kısma doğru ilerlemiştim. Bu sırada Soojin de müziği kapattırıp insanları susturmuştu.

Üç minik basamak çıkıp arkamdaki kalabalığa döndüğümde sanki az önce on beş dakika boyunca buraya çıkmayı reddeden ben değilmişim gibi gülümseyerek onları selamlamış ve ardından da büyük bir alkış almıştım.

Ne de olsa takım kaptanıyım bu kadar alkışı hakettim diye düşünerek kendi içimde bir süre böbürlendikten sonra aniden buraya çıktığım için hiçbir konuşma hazırlamadığımın aklıma gelmesi üzerine sıkıntılı bir nefes vermiştim. Ardından da kısa süreli bir düşünme süreci geçirdikten sonra kendimi toparlamış ve konuşmaya başlamıştım.

"Öncelikle eğlencenizi böldüğüm için özür diliyorum. Bana kalsa ben de konuşmazdım. Kendimi günün anlam ve önemi konuşmasını yapan sıkıcı okul müdürü gibi hissediyorum şu an."

Konuşmam üzerine bazı kişiler gülerken bazıları da sorun olmadığını söyleyip beni rahatlatmıştı. Bunun üzerine ben de konuşmaya devam etmiştim.

"Çok uzatmayacağım. O yüzden de direkt konuya giriyorum. Ben kaptanı olduğum basketbol takımına çok teşekkür ediyorum. Çünkü tahmin edemeyeceğiniz kadar çok çalıştılar. Bu sayede turnuvayı kazanabildik. Her ne kadar kaptan olmakla övünüp dursam da kazanma sebebimiz benim kaptan olmam değil elbet. Birlikte yaptığımız ve son birkaç aydır zamanımızın çoğunu alan antrenmanlar. Yani takım için maç öncesi yaptığım birkaç moral konuşması dışında çokta bir olayım yok."

Söylediklerimi yalanlayan Soojin yüzünden konuşmama yine ara verdiğimde herkes onun söylediklerime itiraz eden konuşmasına gülmüş ardından tekrar sessizleşip bana dönmüşlerdi. Bu sırada bense son birkaç cümle söyleyip bitirmek istediğim için o son birkaç cümlenin ne olması gerektiğine karar vermeye çalışıyordum.

Düşüncelerimi toparlamaya çalıştığım sırada gözüm az önce arkadaşlarımla oturduğumuz koltuklara kaymış ve Yuna'yla göz göze gelmiştim. Bu da konuşmayı nasıl bitirmem gerektiğinin anında kafamda şekillenmesine sebep olmuştu.

Bunun ardından da derince bir nefes alıp tekrar konuşmaya başlamış ve "Ben son olarak bir teşekkür daha etmek istiyorum. Bu sefer takım dışından birine teşekkür edeceğim. Çünkü o kişi mental olarak çökmüş ve umudumu yitirmiş olduğum zamanlarda hep bana destek oldu." deyip konuşmaya başlamadan önce göz temasımızı kestiğim Yuna'ya çevirmiştim bakışlarımı tekaradan. O da zaten bana bakıyor olduğu için göz göze geldiğimizde de "Son zamanlarda hep yanımda olduğun, ben kendime inanmasam bile bana inanıp destek olduğun için teşekkür ederim Yuna." demiştim.

Ardından da gelen alkış eşliğinde beni dinledikleri için kalabalığa teşekkür etmiş ve üzerinde bulunduğum minik bir sahneyi andıran yükseklikten üç basamaklı merdiveni kullanarak inmiştim.

İnsanların bakışlarını üzerimde hissetsem de bunu önemsemeyerek hızlı adımlarla konuşma yapmaya başlamadan önce oturduğum yere ilerlediğim sırada müziğin tekrar başlaması üzerine insanların dikkatleri üzerimden az da olsa çekilmiş dans etmeye başlamışlardı. Bu sırada bense tüm ilgimi gözlerimin içine bakarak oturduğu yerden kalkıp bana doğru gelen Yuna'ya vermiştim.

Sanki müzik sesi durmuş, etrafımızdaki tüm insanlar yok olmuş ve bu büyük odada benden başka sadece Yuna varmış gibi hissetmeye başladığım sırada Yuna'yla konuşmamdan önce birlikte oturduğumuz koltukların biraz ilerisinde buluştuğumuzda aramızda sadece bir adım kadar mesafe kalmıştı.

Birkaç saniyelik bakışmanın ardından Yuna'nın bana doğru attığı adımla o mesafe de kapanmış ve böylece de yüzlerimiz arasında yalnızca birkaç santimlik bir boşluk kalmamıştı. Bunun hemen ardındansa ikimiz de hızlıca birbirimizin dudaklarına yönelmiştik.

Birleşen dudaklarımızın ardından ellerim sanki bu anı bekliyormuşçasına hızlıca Yuna'nın ince beline yerleştiğinde o da ellerini omuzlarıma koymuştu. Bir nevi sarılıyorduk şu an aslında...

Sarılıyor gibi olan duruşumuzu fırsata çevirip Yuna'yı biraz daha kendime çektiğimde vücutlarımız tamamen birleşmiş ve onun vücut hatlarını rahatlıkla hissetmeye başlamıştım. Aynı zamanda da bu sırada dudaklarımın arasındaki Yuna'nın dudağını sert olmayan bir şekilde ısırıp ondan yavaşça ayrılmıştım.

Kısa süren öpüşmemizin ardından birbirine yapışık olan bedenlerimizi ayırmadan bir süre öylece durduktan sonra Yuna yülsek sesten dolayı duyamayacağım için kulağıma doğru yaklaşmış ve şakayla karışık ses tonuyla "Bana teşekkür etmiş olman beni çok etkiledi. Siksen bu kadar etkilenmezdim." deyip geri çekilmişti.

Tabi o şakasına konuştuğu için rahat rahat güldüğü sırada bense konuşurken kulağıma çarpan nefesi ve birkaç kez kısa süreli de olsa kulağıma temas eden dudaklarının etkisinden çıkmaya çalışıyordum. Hâlâ birbirine yapışık olarak olarak duran bedenlerimizse bana hiç yardımcı olmuyordu.

Henüz her şey çok yeni olduğundan dolayı ileri gitmek istemediğim için gergince gülümseyerek bedenlerimizi ayırdığımda Yuna'yı belinden tutmuş ve göz temasımızı keserek onu arkadaşlarımızın yanına doğru ilerletmeye başlamıştım.

Fakat keşke öyle yapmasaydım.

Çünkü daha arkadaşlarımın yanına varamadan Yeji üstüme atlamış ve yine öpüşmeyi ayıran taraf ben olduğum için beni döveceğini söylemişti.

Çünkü daha arkadaşlarımın yanına varamadan Yeji üstüme atlamış ve yine öpüşmeyi ayıran taraf ben olduğum için beni döveceğini söylemişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

of bolum pek icime sinmedi😔

neyse umarim siz begenmissinizdir💘

bu arada final yapicam bir iki bolume haberiniz olsun🧚🏻‍♀️

u re gay ↦ ryuna ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin