|10|

189 28 76
                                    

"Kırılmam Ama Bükülürüm Belki Rüzgarına"

"Kırılmam Ama Bükülürüm Belki Rüzgarına"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

twenty one pilots // heathens

Biri sizi sevmiyorsa yapabileceğiniz pek bir şey yoktur. Biri sizi sevmiyorsa ve o kişi annemse yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. İnsanlar mevcut akıl ve yüreklerini sanki yaratıcının lütfu değilmiş de alın teriyle kazanmış gibi davranmaya bayılırlar. Annemse buna öylesine inanır ki ona yanıldığını kanıtlamaya çalışmak kara talihimin ne kadar kara olduğunu tartışmakla aynı can sıkıcılık ve çaresizlik seviyesindedir.

Annem sizi sevmiyorsa gerçekten yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Jungkook'un da yoktu. Ona en başından bunu denemeye bile yeltenmemesini ve tüm sempatikliğini babamın gay olmasını umarak onun üzerine oynamasını falan söylediysem de beni pek dinlemedi. Gerçi annemin insanları tek bakışta yargılayan biri olduğundan ne kadar eminsem Jungkook'un da insanlara kendini sevdirme konusunda inatçı olduğundan bir o kadar emindim bu yüzden şaşırmamıştım. Daha çok sevgilimin haline acımış ve günün sonunda manyak aileme dayanamayıp beni terk etmesinden deli gibi korkmuştum.

Mezuniyet balosundan bir sonraki akşamdı ve üniversite sınavıma çok az bir zaman vardı. Erkek arkadaşımı ailemle tanıştırmak için hiç de uygun bir vakit değildi zira biz sevgili olalı daha yirmi dört saat bile olmamıştı. Onun gerçekten sevgilim olduğunu sesli söyleyebilecek kadar hazmedememiştim durumu. Ki zaten annem mezuniyet balosu başlayalı iki saat olmuşken bu kadar eğlencenin yeterli olduğuna karar verip beni almaya gelmeseydi ve bizi salonun bir köşesinde yarı sarhoş aptal aptal gülerken yakalamasaydı bunu ona bir süre söyleme niyetim yoktu, ne bileyim belki hayatımın sonuna kadar falan...

Ama işte oradaydık. Her akşam aynı saatte oturduğumuz yemek masasında bu kez fazladan bir tabak vardı. Ben gerginlikle gözlerimi annem dışında her yerde gezdirirken Jungkook elit aileme uyum sağlama işini fazla ciddiye alarak tabağındaki bezelye tanelerini çatal bıçakla kesmeye çalışıyordu. Ablam onun ne yaptığını görünce gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Sinirli gözlerimi dikip çatalımı aldım ve tabağımdaki bezelye tanelerine batırırken Jungkook'u gizlice dürttüm. Ne yaptığımı görünce anlamış gibi kaşlarını kaldırdı ve aptal bir gülüşle bana baktı. Başka bir zaman olsa kendisiyle dalga geçerdi ve başka bir zaman olsa kahkaha atarak onu seyrederdim. Bunun yerine gergince gülümsedim.

Annemin onu yemeğe davet etmesinin tek sebebinin ailemize uygun olmadığını bana göstermek olduğunu bilmiyormuş gibi görünüyordu.

"Yemekler gerçekten çok lezzetli, Bayan Park." dedi gülümseyerek. "Ellerinize sağlık."

"Yemekleri aşçımız yapıyor." Annem bıçak kesiğine benzer bir tebessümle gözlerini ona dikti. "Ama beğenmene sevindim."

"Öyle mi?" Jungkook ilgiyle kaşlarını kaldırdı. "Eğer müsaitse gitmeden kullandığı baharatların ismini almayı çok isterim." Bana döndü. "Aşçınızın adı ne?"

l e s  m o n s t r e sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin