|8|

319 36 331
                                    

Yorumlarınızı merakla bekliyorum💜

"Yaralarımın Etrafına Yıldızlar Çizdin, Ama Şimdi Kanıyorum"

"Yaralarımın Etrafına Yıldızlar Çizdin, Ama Şimdi Kanıyorum"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

boy epic // wicked

Depresyondaymışım gibi davranmayı sevmiyorum. Bana depresyondaymışım gibi davranılmasını da sevmiyorum. Bir şeyleri gerçekten bok ettiğimde ve bunu saklayamayacak kadar yıkık davranışlar sergilediğimde -yani gerçekten depresyonda olduğumda- ihtiyaç duyduğum tek kişi asla yanımda olmadığından, bu sadece farkındalığımı artırıp daha da tatsız hissetmeme sebep oluyor. Ji Eun'la aramızda hiç böyle bir sorun yaşanmadı, zira o hiçbir zaman yılışık tesellilerin kızı olmadığı gibi çöküş dönemlerimiz de çakıştığından çoğu zaman benimle uğraşacak hali de yoktu. Bunda kocamın aynı zamanda kardeşi olmasının da büyük etkisi var tabi.

Öte yandan keşke tüm bunları ailem için de söyleyebilseydim. Keşke onlar da Ji Eun gibi beni kendi halime bırakıp bir süre için de olsa acımı yaşamama izin verselerdi. Manyak ablam yine sinir krizi geçirip sakinleştirici almamın hemen sonrası "Kendini bu kadar bırakma." falan demeseydi mesela, ya da annem başsağlığına gelen insanları ayakta karşılamamın daha uygun olacağı konusunda nasihatler zırvalamasaydı, ben de cenaze töreninin ortasında SİKEYİM İNSANLARI diye bağırmazdım. Cidden bir ruh hastasına ait olan kıpkırmızı gözlerim ve tüm dehşetimle etraftaki kalabalığa bakıp HEPİNİZİ SİKEYİM diye tekrarlamazdım sözlerimi.

O anı biraz daha betimlemek istiyorum zira tam sözlerimi tamamladığım ve insanların korkunç bir sessizliğe gömüldüğü hayatımın en boktan on saniyelerinden birinde, ortam muhtemelen hayal ettiğinizden biraz -sadece biraz- farklıydı. Jeon Jungkook bu dünyadan giderken, bunun bizim için ne büyük kayıp olduğunu tokat gibi suratımıza çarpmak istiyordu sanırım. Seneler öncesinde bana bahsettiği ama ciddiye almadığım muhteşem cenaze planını cidden yapmış olmasını buna yoruyordum. Onu en az benim kadar ciddiye almamış olan Ji Eun'un listede yazan her şeyi küfrede küfrede yerine getirmesi de cabasıydı, sonradan öğrendiğime göre hayalini gerçekleştirmesi için uzun zaman önce ablasına saatlerce yalvarmış, karşılığında bir hafta köleliğini yapmayı bile kabul etmişti.

Ji Eun'un bu teklifi kabul ederken tek düşündüğü kardeşinin enayiliğinden faydalanmak olmalıydı. Yine de sonuç olarak; bahsettiğim klasik cenaze odasında, kocamın küllerinin ve geçen yaz sahilde mayolarımın birinin üstünü giyip kumdan kendine koca bir popo yaparak verdiği seksi deniz kızı pozlu fotoğrafın bulunduğu kürsünün hemen önündeydik. Arka planda Barbie Girl çalıyordu. Duvarda "Bu zamana kadarki en iyi cenaze törenine hoş geldiniz!" yazılı mor, parlak bir pankart vardı ve içeri giren herkese -Jungkook'un çok sevdiği- çilekli sütlerden ikram ediliyordu.

Kısacası ona ait olan her şey gibi garip, tatsız mizahlı ve bol hikayeli bir cenaze töreniydi. Ji Eun ilerleyen saatlerde şarkıların daha da avamlaştığını iddia ediyor ancak bu konuda yorum yapabilecek bir durumda değilim. Zira annemi terbiyesizliğim yüzünden neredeyse kalpten götürecek o meşhur monoloğumdan hemen sonra bayılmıştım- ki yanlış saymadıysam bu, o gün içinde üçüncü seferim falandı. Sonradan söylenene göre aynı şeyler tekrar yaşanmasın diye vitamin ve sakinleştirici zımbırtılarının yanı sıra bir de uyku ilacı verilmişti serumuma. Gözümü zar zor açabildiğim ilk vakit sonraki günün sabah saatleriydi.

l e s  m o n s t r e sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin