7.Bölüm

123 5 75
                                    

Eylül'ün yanından ayrıldığımdan belki haftalar belki aylar geçmişti. Fakat hala tek bir cümle dahi yazmıyordu. Hatta cümleyi bırak tek bir kelime bile yazmamıştı. Gözlerini, gülüşünü, sesini, kokusunu o kadar çok özlemiştim ki.

İntihar girişiminden sonra ameliyat olduğundan dolayı depoya da uğramıyordu. Ben ise hergün belki gelir diye depoya hep gidiyordum. Fakat adamları dışında kendisi asla gelmiyordu. Özlemiştim. Kokusunu, gözlerini, gülüşünü, sesini...

Bundan birkaç yıl öncesinde ona ulaşamadığım gece gerçekten hayatımın anlamı olduğunu anlamıştım. En değer verdiğim insanın o olduğunu anlamıştım. Yaşama sebebimdi belki de. Ertesi gün Buse ile oturduğumu görünce yüzündeki ifadeyi çok net hatırlıyordum. Kendimden hiç o kadar nefret etmemiştim o gün. Yıkılmıştı. Gün boyu yine Buse'nin tehditleri yüzünden yanına gidememiştim. Hep uzaktan izlemişti beni. Proje ödevini de birlikte yapacaktık fakat o istememişti. Fazlasıyla haklıydı istememekte. O an gerçekten onu kaybettim diye çok korkmuştum. Proje ödevini yaptıktan sonra Buse gelecek demiştim ona. Evet Buse gelecekti ama ben çağırmamıştım onu eve. Kendisi zorla gelmişti. Eylül'ün ağladığını görünce daha da üzmek istemişti çünkü ikimizde onun o gece Buse geldiğinde gitmediğini biliyorduk. Aslında hiç beraber olmamıştık biz Buse ile. Sadece öyle göstermek istemişti. Başardı da. O an anlamıştım benden gittiğini, koptuğunu.

Düşüncelerim beni derin ve ıssız korkunç bir okyanusun içinde yalnız bırakır gibi tek başıma bırakıyordu. Artık ne düşüneceğimi ne yapacağımı bilmiyordum. Elimden gelen tek şey şuan içtiğim biramı daha fazla yudumlamaktı. Dibinde kalan son birayı da kafama diktikten sonra karşımda duran denizi izledim. Deniz insanı rahatlatır derlerdi. Aslında deniz de insanı rahatlatmazdı. İnsanlar sadece kendi içindeki verdikleri savaşı birileri ile paylaşmak istiyorlardı ve bu savaşı deniz ile paylaşmayı seçmişlerdi. Güya yüklerini azaltacaklarına inanıyorlardı.

Poşetteki bir diğer birayı daha aldım. Kafamı bu sefer denizden kaldırıp gökyüzüne çevirdim. Bir sürü yıldız vardı. Gülümsedim. Fazla güzellerdi. Biramı yavaş yavaş yudumlamaya başlamıştım ki telefonumun çalması her şeyi bozdu. Arayan belki Eylül'dür diye bir umutla telefona baktım fakat değildi. İbo arıyordu. Zaten başka kim arayabilirdi ki beni? İbo'yu çok bekletmeden telefona yanıt verdim.

-Aşk acısı çeken yavrum nasılsın?

-İbo ne diyeceksen de yoksa kapatıyorum seni çekecek durumda değilim.

-Tamam tamam kızma hemen. Yarın Mehtap ve Beyza çok güzel bir parti verecek. Seni de çağırıyorlar. Haber vereyim dedim.

-Ben geleme-

-Ha şunu da söyleyim yarın Eylül o partide olacak.

Duyduğum şeyler karşısında gülümsedim. Sonunda onu görmem onunla konuşmam için bir şans doğmuştu. Bu şansı kaçıramazdım.

-Ben gelirim diyecektim zaten. Saat kaçta parti?

-Valla akşam sekiz de başlayacak. Güzel giyinip gel kardeşim. Gerçi nasıl bir tip ve nasıl bir vücut varsa sende çuval giysen yakışıyor amınakoyim.

Söylediğine kahkaha attım.

-Neyse prensim yarın seni partide bekliyor olacağım. Öpüyorum bal yanaklarından bebeğim.

-İbo gay misin amınakoyim ya.

-Aman sana da iyilik yaramıyor. Bunu isteyen kaç kız var. Sen bulmuşsun da beğenmiyorsun.

-İbom söylediğin gibi onlar kız. Ben erkeğim. Sende erkeksin. Şimdi sen gidiyorsun o kızlara bunları diyorsun tamam mı?

-Aman tamam tamam hadi görüşürüz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 15, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DÜŞMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin