Dışlanmayı hepimiz yaşamışızdır. Öylece susup dinlemek,tepki verememek,kendini oraya ait hissetmemek en kötü hislerden birisidir. Herkes bir kafada konuşur,herkes farklı konular anlatır. Ama senin kafan bambaşka yerlerdedir. Mesela ondadır. Gününün her saniyesine kadar onu düşünürsün. Acaba ne yapıyor, acaba şuan nerede? Gibi sorular sorarsın kendine. Ne yaptığını merak edersin. Sonra da anlarsın ki artık abayı yakmışsındır. Peki bir insan kendisine kötü davranan birisini neden sever? Neden kendine bu kötülüğü yapar? Sevgisini haketmediği birini neden günün her saniyesinde aklında tutar? Bu kendi elinde midir ?
Tabii ki insanın elinde olan bir şey değildir bu. Eğer birini severseniz, o size ne yaparsa yapsın vazgeçemiyorsunuz. Sevmeye devam ediyorsunuz. Yaptığınız şeyin canınızı yakacağını bildiğiniz halde ondan vazgeçemiyorsunuz. Zaman geçiyor,geçiyor derken bir bakmışsınız ki artık duygularınız yok olmuş. Kimseye karşı bir şey hissedemez hale gelmişsinizdir.İnsanlar çok yanlış kişilere aşık oluyor. Onu çok sevecek insanlar varken,onu asla takmayacak birine gidiyor kalpleri. Onu neyin mutlu edeceğini bildiği halde hatasını bile bile onu seçerek yapıyor. Sonrada hayatı boyunca pişmanlık çekiyor. Sizce bu bilerek mi yapılıyor ?
Bence değil. İnsan aşık olacağı insanı seçemez. Kalp neyi ve kimi isterse onu sever. Kendi seçtiğini değil. İnsan kendi istediğini sevebilseydi canı yanmazdı. Sonra bir şarkı sözü geliyor aklıma;
"İnsanlar genç yaşta yanlış kişilere aşık olurlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK KALPLER
Short Storyİnsanın en güzel zamanlarıdır çocukluk. Çocukken büyümek istersiniz, büyüdüğünüz zaman ise çocuk olmayı. Ya da büyüyün en fazla ne olabilir ki?