"geçmişteki olaylar ve kırılan kalpler."➡✨ kim yun ;
🚀
"Birbirlerine öyle kuvvetli sarılmışlardı ki.." Gözlerimi yuvarlayarak susmak bilmeyen Yuta'ya baktım. Sabah bizi Jeongin ile koltukta sarılmış bir şekilde uyuklarken bulduğun da susmak bilmemiş üstüne fotoğrafımızı bile çekmişti. Ve sabahtan beri bunun muhabbetini yapıyordu. Her zaman ki gibi öğle yemeğinde oturmuş yemek yiyorduk. Ama ben inatla benimle uğraşan biricik (!) arkadaşım tarafından sinir ediliyordum.
Derin bir 'oof' çekip çatalın Yuta'ya doğrultum. "Son kez söylüyorum kapa çeneni." İkimiz de sarhoştuk ve gece orada sızıp kalmıştık. Ne yapabilirdik ki? Benim aksime Jeongin gayet rahat duruyordu. Hatta Yuta'dan fotoğrafları bile istemişti. "Aa neden böyle söylüyorsun Yun-sshi? Çok vahşisin. Sabah Jeongin'e sarılırken çok uysal görünüyordun oysa."
Masanın altından Jisung'a bir tekme attığım da acı ile inlemişti. Zafer sırıtışları atarak önüme dönüp piavımdan bir kaşık aldım. "Okula yeni bir çocuk gelmiş duydunuz mu?" Masadaki bakışlar nihayet Seungmin'e dönmüştü. "Kimmiş?" diye sordum ağzımdakini çiğnerken.
"Seo Changbin."
Bakışlarım donuklaştı. Elimdeki kaşık masaya düştüğünde herkes bana bakmaya başlamıştı. Boğazıma kaçan pirinç taneleri yüzünden öksürmeye başladığım da Jeongin sırtımı sıvazlayarak bana su uzatmıştı. "İç şunu." Zar zor elindeki suyu alıp içtiğim de az da olsa rahatlamıştım. Seo Changbin?!
"Yoksa onu tanıyor musun Yun? Duyduğuma göre bizim sınıfa transfer olmuş. Yurt dışından daha yeni dönmüş. Herkes visualini konuşuyor." demişti Seungmin, her şeyden habersiz. Şu an bu masada onun kim olduğunu bilen Yuta, ben ve Jeongin'den başka kimse yoktu. Ve şu an bu sırrı paylaşmak için hazır hissettiğimi de sanmıyordum.
Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Sadece aynı ortaokulda okuduk o kadar. Tanımıyorum." Rahatsızca oturduğum yerde kıpırdandığımda belimde bir el hissetmiştim. Jeongin güven vermek istercesine çattığı kaşları ile bana bakıyordu. Ona küçük bir gülümseme bahşedip Yuta'ya döndüm. Onun da bakışları endişeliydi.
"Masa neden bu kadar sessizleşti çocuklar?" Jisung sorar gözlerle garip atmosferi dağıtmaya çalıştığın da kimseden ses çıkmadı. Dudaklarımı büzerek ayaklandım. "Size afiyet olsun. Benim kütüphaneye gitmem gerekiyor." Çantamı alıp omzuma taktığım da Jeongin'de benim gibi ayaklanmıştı. "Ben de seninle geleyim." Kafamı olumsuz anlamda iki yana sallayıp oturmasını sağladım.
"Yalnız halletmem gerekiyor." Jeongin her ne kadar ikna olmamış gibi dursa da derin bir nefes vererek yerine oturmuştu. "Derste görüşürüz çocuklar!" diyerek el salladım ve hızla arkamı dönerek kafetaryanın çıkışına ilerledim. O pislik buraya neden gelmişti ki? Onunla en son partide karşılaşmıştık. Ve en son kontrol ettiğim de hiçte iyi sonlanmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
müdürün oğlu | I.N ff ✔
Fanfictionyunnkim pist yakisikli kim yun, yunseol lisesi'nin popüler kraliçesiydi. müdürün oğlu yang jeongin'den yardım istediğinde işler istediği gibi gitmedi. yang jeongin x girl tüm hakları bana aittir !