müdürün oğlu | I.N ff ✔

e i g h t

"hiçbir şey söylemedin."

★ ★ ★

Kim Yun'un Gözünden ;

" Geri zekalı arkadaşım, zaten aynı okulda üstüne üstlük aynı sınıfta okuyorsunuz. Nasıl saklanmayı planlıyorsun çocuktan?" Yuta omuzlarındaki ellerimden kurtulmaya çalışırken ben onu sarsıp arkasında saklanmaya devam ettim. Evet, Jeongin'den saklanıyordum. Çünkü dün gece aptal gibi sarhoş olmuştum bir de yetmezmiş gibi Jeongin'i aramış ve bir sürü mesaj atmıştım.

Tek hatırladığımda son içki bardağımdan sonra partiden çıkmış olduğum. Beni eve Jeongin mi veya bir başkası mı bıraktı hiçbir fikrim yok. Kısacası dün gece ne olduğunu bilmiyor, bilmekte istemiyorum. Bu beni deli gibi korkutuyor.

" Düzgün dursana çocuk! " diye sitem ettim sürekli hareket eden Yuta'ya. Öfkeli bir nefes vermiş ve aniden arkasını dönmüştü. "Ya kızım sen popülersin biliyorsun değil mi? Nasıl dikkat çekmemeyi planlıyorsun? Artı, sen neden saklanıyorsun zaten? Git konuş ne oldu anlatsın çocuk. Belki sandığın kadar kötü bir şey olmamıştır." Kafamı hızla iki yana salladım. Konuşamazdım ! Utanıyorum. "Ya Yun beni delirtme. O kadar içmeseydin o zaman. Ne vardı da o kadar içtin?"

Yuta tek kaşını kaldırmış bir şekilde bana bakmaya başladığında omuzlarım istemsizce düştü. "Dün partide şey ile karşılaştım.." dedim, yeri incelerken. "Kim ile karşılaştın Yun?" Yuta parmağını gözümün önünde şıklatıp ona bakmamı sağladı. Sesimin titrememesine dikkat ederek konuştum. "Seo Changbin ile.." Yuta anında gözlerini büyütmüştü. Hızla elimi tutup beni kimsenin olmadığı bir köşeye çekti. "O pislik sana bir şey mi yaptı?" diye sordu endişeli bir şekilde fısıldarken.

Sırtımı duvara yaslayıp kollarımı göğsümde bağladım. Bakışlarım tekrar ayaklarıma indi. "Hayır.." diyebildim. Dudaklarımı ıslatıp devam ettim. "Çok hatırlamıyorum,
onunla çarpıştım. Bana bir şeyler söyledi. Çakır keyiftim. Ne söylediğini anlayamadım bile ama aklıma tekrar o anılar doldu. Sonrası yok zaten bende." Yalan değildi. Olan buydu. Lisedeki zorbam Seo Changbin ile karşılaşmıştım. Bana ne söyledi hatırlamıyor olsamda iyi şeyler olmadığını tahmin ediyordum.  Aramızda geçen kısa bir sessizlikten sonra Yuta kolunu omzuma attı.

"O ve diğerleri artık geçmişte kaldı Yun. Sen büyüdün ve Kim Yun oldun. Üstelik benim gibi bir dostun var tatlım, kaslarım ile seni her şeyden ve herkesten korurum ben." dedi kol kaslarını göstererek. Beni güldürmeye çalıştığını biliyordum. Yuta her zaman ki Yuta. Tebessüm etsem de sonrasında gözlerim sinsice kısıldı. "Yumurta topların mı beni koruyacak? Hah."

"Bu yumurta topları için kaç kız salya akıtıyor biliyor musun sen? Ben saymayı bıraktım." dedi kasına bir öpücük kondururken. Yüzümü buruşturup kolunu ittirdim. "Saymana gerek yok. Başlamadan bitiyor zaten."

"Ya! Kim Yun buraya gel ! Koruman olmadan nereye gittiğini sanıyorsun?"

Yuta'dan kaçar gibi hızlandığımda onun şaşkın yüzüne bakarken sert bir gövdeye çarpmam ile küfür ederek birkaç adım geriledim. Kayadan mı yaratıldın be e insan? "Yun iyi misin?" Yuta endişeli sesi ile yanıma gelmişti. Kafamı bir şey yok anlamında sallayıp kafamı ovuşturdum. "Önüne baksana." Duyduğum ses ile gözlerim kocaman açıldı. Şansımı sikeyim ben.

Jeongin'den kaçarken Jeongin'e yakalanmak... Bu da benim yeteneğim. "Hadi ben bakmıyordum, sen niye dikkat etmiyorsun?"dedim, normal davranarak. Gözlerini yüzümde gezdirmiş ardından umursamazca omuz silkmişti. "Sadece seni sinir etmek istedim." Gözlerimi kısarak onun tepkisiz suratına baktım. Bir tane geçirsem ne olabilirdi ki?

"Sizin konuşacaklarınız var gibi görünüyor böyle bakıştığınıza göre. Ben sınıfa gideyim. Yun sen çantanı bana ver." Yuta zorla çantamı koluna takıp seri adımlarla bizim yanımızdan ayrıldı.
Yüce İsa şahidim, Yuta'yı diri diri mezara koyacağım.

"Dün gece hakkında bir şeyler hatırlıyor musun?" Bu soru Jeongin hala inatla bana dik dik bakmaya devam eden Jeongin'den gelmişti. Kafamı olumsuz anlamda sallarken gözlerimi etrafta gezdirdim. "Hayır, çakır keyif olduktan sonrası yok bende. Sanırım seni de arayıp rahatsız etmişim, özür dilerim." Bakışlarımı tepkisini ölçmek için yüzüne çevirdim. Kalp krizi geçirecek gibi oldum. Sırıtıyor muydu o? Hem de bana?

"Tesadüf eseri oraya yakındım. Sen de beni arayınca seninle dalga geçmek için yanına geldim. Merak etme sana dokunmadım, öyle birisi değilim. Sen ceketime kustun. Ben de Yuta'yı arayıp evinin adresini öğrendim. Seni evine getirdim sonra da geri döndüm." Gözlerim büyüdü, "Ceketine mi kustum?!" Kafasını salladı gülerek. Bir daha bir yudum içki yok.

"Evet, kustun. Tanrı Aşkına bir günde midene kaç tane yiyecek sığdırıyorsun?" Yanaklarım kızarmaya başladığında yerin dibine girmek istedim. "Özür dilerim, senin için ödeyeceğim olur mu?" Sakin bir tonda sormaya çalıştım. Çocuk o kadar bana yardım etmişti her ne kadar amacı dalga geçmek de olsa. Bir de üstüne çocuğun ceketine kusmuştum. Gerçekten maldım, koca bir mal. Aklıma takılan soru ile kaşlarımı çattım. "Yuta bana onu aradığını söylememişti?"

"Muhtelemen onu aradığımda zil zurna sarhoş olduğu içindir." dedi, omuz silkerek. Kafa salladım."
"Yine de sana ödeyeceğim. Bana bedenini söyle."

"Gerek yok. Sadece bir dahakine beni arama. Bu tek seferlik bir şeydi." Bir adım geriye gitti. "Neyse, derste görüşürüz." Gitmek için yeltendiğinde tekrar onu durdurdum. İlk kolundaki elime sonra da yüzüme çevirmişti bakışlarını. İç çekerek kolundaki elimi çektim. "Peki sana başka bir şey söyledim mi? Bazen saçmalayabiliyorum.." Merak dolu bakışlarımı irislerinde durdurdum. Çok beklemeden yanıtladı.

"Hayır hiçbir şey söylemedin."

★

sizce o gece ne oldu? :3

merak ediyor musunuz?!!

çoktan yazdım btw

oy vermeyi unutmayın,
görüşürüz <3

tam bir boyfriend yang jeongin :3