"Milyarlara bölünüp hayata dağılan bir yıldızın tozuyum, oyunun kozuyum, yalancının pozuyum ben. İnancın özüyüm. Shiva'nın gözüyüm. Git diyenlere inat bu gece Mevlana'nın sözüyüm."
Bir anda beynimin içinde O'nun sesi yankılandı. Açan her kimse biliyordu bu şarkının, O'nun sesinin her derdime deva olduğunu. Gözlerimi açmaya zorladım kendimi ama her denemem canımı yakıyordu.
Bir kaç deneme sonrasında nihayet gözlerimi açabildim. Kafamı çevirmek istedim ama tam o sırada başıma bir ağrı girdi. Çığlık atmak istedim ama ona bile gücüm yoktu. Elimin yanında birinin eli vardı, hissediyordum. Kim olduğunu görememiştim ama yine de dokundum. Acıyı umursamayarak kafamı çevirdiğimde yanımda oturanın abim olduğunu gördüm. Boğazımda ki acı tada rağmen ona seslendim:
"Abi?"
"Güzelim? İyi misin?"
"Neden geldin?"
"Duru, bak, biliyorum bana çok kızgınsın. Emin ol bende çok kızgınım kendime sana bunları yaşattığım için. Ama keşke tüm bunları acı çekmemen için yaptığımı anlasan. Duru sen benim en değerlimsin, başıma gelen en tatlı belamsın, canımsın, ailemsin kısaca her şeyimsin. Seni üzmek isteyeceğim en son şey. Ama anla beni güzelim, lütfen."
"Peki ben öğrenecek miyim benden sakladığın bu şeyi?"
Tam bunu dediğim sırada telefonum çaldı. Arayan Yaren'di. Abimin çocukluk arkadaşıydı ve yaşımız yakın olduğu için ikimizin arası baya iyiydi.
"Evet evet, iyi durumu. Tamam ben söylerim seni aramasını." Telefonu kapattıktan sonra bana döndü.
"Seni soruyor. Sorunun cevabına gelecek olursak, evet, öğreneceksin."
"Tamam."
"Gitmeyeceksin, değil mi? Yine eskisi gibi olacağız?"
"Gitmeyeceğim. Zaten gitmemem gerekiyordu, özür dilerim."
"Önemli değil güzelim."
"Abi, 'En Derine' dinleyelim mi?"
Bunu söyledikten sonra hiçbir şey demeden telefonu eline aldı, şarkıyı başlattı ve O'nun sesi beynimde dolanmaya başladı:
"Bürün isyana içimi soğut biraz, dilimin ucunu biçiyo küfürleri bas..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunu Sen Seçtin
Teen FictionBu; her şeyi arkasında bırakıp kaçan bir kızın hikayesi... Ya ailen aslında senden gerçek hayatını da saklıyorsa?