DERİN
"Anne Doruk'la Duru'yu neden Sevda teyzelere bıraktık?"
Onlar arkamızdan bize el sallarken annemle babam beni 2 koca valizle arka koltukta bırakmışlardı. Yaşları küçük olduğu için onlar bir şey anlamazdı ama ben az çok çözmüştüm ne olacağını: Annem ve babamla uzun bir yolculuğa çıkacaktık. Ama işler hiçte benim düşündüğüm gibi olmadı. Gittiğimiz yol şehir dışına giden yol değildi.
"Anne! Nereye gidiyoruz artık söyleyecek misin?"
Cansu teyzenin evinin önüne geldiğimizde durduk. Arabadan önce babam, hemen arkasından da annem indi. Cansu teyze kapıyı açtığında şaşırmıştı. Anlaşılan bizi burada beklemiyordu. Annem bir yandan ağlayıp bir yandan da Cansu teyzeyle konuşuyordu. Biraz konuştuktan sonra annem arabanın yanına geldi ve arka kapıyı açtı.
"Güzelim, sana bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama şunu bil: Bende baban da seni çok seviyoruz. Biz bir süre olmayacağız. Senden istediğim bizi ve kardeşlerini hiç aramaman. Biz sizinle iletişime geçene kadar teyzenlerde kalacaksınız. Biz bulacağız sizi tamam mı?"
Annem bunları söyledikten sonra kendini tutamayıp ağlamaya başlamıştı. Onu böyle görmeye dayanamıyordum, bir anda bende ağlamaya başladım. Arabadan indim, annem bir yandan babam bir yandan sarıldı bana. Daha çok ağlamaya başladım. Beni valizlerle teyzemin yanına bırakıp arabaya binip gittiler. O günden sonra teyzem bana hem anne, hem baba, hem de abla oldu. Teyze-yeğen ilişkisi değil de abla-kardeş ilişkisiydi aramızda ki. Her şeyi birlikte yapardık, beraber alışverişe giderdik, sinemaya giderdik, tatile bile giderdik.
Annem onları aramamamı söylemişti ama özlem duygusu içimi kemiriyordu. Bende dayanamayıp her yerde aradım. Bulamadım onları. Sonra da aramayı bıraktım zaten. Ta ki bir mektup gelene kadar. Teyzem evde değilken gelmişti, merak edip açtım ve okumaya başladım. Sonlarına geldikçe gözlerim daha da açılmaya başladı. Onları bulmuştum. Mektubun sonunda bir adres vardı. Tam evden çıkıp aramaya başlayacakken zarfın içinden bir mektup daha düştü. Bunda da başka bir adres vardı. Aynı mektubun onlara da gittiğinden şüphem yoktu çünkü mektupta onlardan bahsedilmişti.
Evden çıkıp ilk mektupta yazan adrese gittim. İçimde bir korku vardı, ya onlar değilse korkusuydu bu. Seslerini unutmamıştım, hala kulağımda bana 'abla' deyişleri çınlıyordu. Kapının önünde durdum, derin nefes alarak kapıyı çaldım. Ayak sesleri yaklaştıkça heyecanım daha da arttı. Kapı açıldı ve ben onları ne kadar özlediğimi bir daha anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunu Sen Seçtin
Teen FictionBu; her şeyi arkasında bırakıp kaçan bir kızın hikayesi... Ya ailen aslında senden gerçek hayatını da saklıyorsa?