Bir Şeylerin Başlangıcı

8 2 3
                                    


"Söyle nefesim, söyle anlat ona..."

"Senin ne işin var burada?"

"Bana sorana bak, evden kaçıp giden sensin. Asıl senin ne işin var burada?"

Son söylediği komik geldiği için hafif gülümsedim, ona da komik gelmiş olacak ki bana bakıp güldü.

"Evden kaçma konusunu hiç açmayalım çünkü açarsak asla bitmez bu konuşma."

"Peki, sen bilirsin. Defne'yle konuştum, sana ulaşamadığını söyledi."

"Evet, telefonum kapalı çünkü."

Kısa bir sessizlik oldu. Sonrasında ilk o konuştu:

"Duru, artık bana ne olduğunu anlatacak mısın?"

"Hayır."

"Duru!"

"Tamam ama anlatırsam bana inanacak mısın?"

"Sana her zaman inanırım biliyorsun."

Evet, inanırdı biliyordum. Hep inanmýþtý. Ona doğru dönüp her şeyi anlatmaya başladım. Ecrin 'in ölümünü, bana bıraktığı mektubu, ailemi, abimi, ablamız olduğunu iddia eden kişiyi. Beni dinlerken, ilk duyduğumda beni şok eden her şeye o da şaşırmıştı.

"İşte böyle, daha fazla şaşırma diye bir şey demiyorum. Kendine gelme süren başladı."

Sadece ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu. Bakışmamız 5-6 dakika sürdü, sonra bakışlarını yere çevirip birkaç dakika da öyle düşündü.

"Şimdi ben doğru mu anladım? Senin ailen aslında seni terk etti."

"Evet."

"Ve sen yıllardır ailen olarak teyzen ve enişteni biliyorsun."

"Evet."

"Abin de yaşıyor."

"Evet. Daha soru sormaya devam edecek misin, yoksa açlıktan ölelim mi?"

"Yok, yok ölmeyelim konuşacağımız şeyler var daha. İleride bir restoran var, yemekleri çok güzel istersen oraya gidelim."

Asla hayır diyemeyeceğim bir teklifti o yüzden ondan önce ben ayağa kalktım.

"Bu soruyu hiç sormayacaksın sanmıştım."

Çocuk seslerinden uzaklaşmaya başladıkça aklımda ki anılarda yavaş yavaş yok olmaya başladı, unutmaya başlamıyordum sadece bugünlük biraz olsun kendimle ve hala sevdiğim çocukla kalmak istiyordum. Onu çok özlemiştim ve onunda beni özlediğinden emindim. Bakışlarından ve davranışlarından anlayabiliyordum çünkü hala eski Kaan'dı karşımda duran kişi. Bana değer veren ve beni önemseyen Kaan.

"Ne düşünüyorsun daldın yine?"

"Hiç, seninle konuşmayı özlemişim."

"Bende."

Yemekleri istedik ve bir süre hiç konuşmadan etrafı izledik. Bu kafeyi hatırlıyordum, Ecrin'le geliyorduk buraya canımız sıkıldığında. Onu çok özledim, etrafımda olmasını, dertlerimi anlatabileceğim birinin olmasını, varlığını, her şeyini çok özledim.

"Evet, bana anlatmak istediğin başka şeyler var mı Duru?"

"Hayır, yok."

"Emin misin?"

"Evet."

"Peki, çok üstüne gelmeyeceğim ama unutma ne olursa olsun bana anlatabilirsin. Ecrin'in yokluğunda yaşadığın şeyler çok ağır Duru, yanında elbet birilerinin olmasını istemeyeceksin bu en doğal hakkın. Ama fazla içine dönük olursan kafayı yersin. İnsanlar susmak ister ama anlatılacak şeyler olunca susmak ağır da gelir bazen. Susma Duru, susma anlat dök içini. Sustukça her şey daha kötü olacak."

"Biliyorum Kaan, biliyorum susmamam gerek biliyorum susarsam iyi şeyler olmayacak ama yapamıyorum artık. Her şey o kadar üst üste geliyor ki ben kaldıramıyorum artık. Bünyem yaşadıklarımı kaldırmıyor. Çok konuşunca bir şey değişir belki ama ben konuşmak istemiyorum."

Bunları söylerken ağladığımı, yanağımdan süzülen yaşlardan anladım. O da fark etmiş olacak ki oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi, sandalyemi kendine çevirip ellerimi ellerinin içine aldı.

"Ağlama Duru, sen ağlayınca bende kötü oluyorum lütfen ağlama."

O bunu söyledikten sonra benim için yaptığı şeyler geldi aklıma. Aslında Kaan hep benim yanımdaydı, ne olursa olsun hiç yalnız bırakmadı beni.

"Teşekkür ederim Kaan, her şey için, ne olursa olsun yanımda olduğun için, beni hiç bırakmadığın için."

Gözlerini gözlerime dikti ve konuşmaya devam etti.

"Ben senin hep yanında olacağım, ne olursa olsun. Düştüğünde, ağladığında, kızdığında yanında olacağım. Sen anlayacağım, kimse anlamasa bile ben anlayacağım. Seni seviyorum Duru, ilk gördüğüm günden beri deli gibi seviyorum. Belki sana bunu hissettiremedim ama-"

Elinden tutup ayağa kaldırdım ve söylediği şeyi bitirmesine izin vermeden sarıldım ona. 

"Bende seni deli gibi seviyorum Kaan, ilk günkü gibi çok seviyorum. Sen değil, ben sana hissettiremedim belki özür dilerim."

"Çıkıyor muyuz biz şimdi?"

"Ben seni ilk gördüğüm günden beri kafamda çıkıyorduk zaten."

"O mezuniyet alışverişinde karşılaştığımız gün biraz daha âşık oldum sana haberin olsun."

Güldüm, güldü. Çok güzel gülüyordu. 

Yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra oturup yemeğimize devam ettik. Arada birbirimize bakıp gülümsüyorduk, kendimi Yeşilçam filmlerinde gibi hissettim.

Yemeğimiz bittikten sonra kafeden çıktık.

"Seni eve bırakmamı ister misin? Gerçi ev yakın belki yürümek istersin."

"Biraz yürüsem iyi olur pek iyi hissetmiyorum kendimi."

"Peki güzelim, sen nasıl istersen. Ama eve gittiğinde ara beni olur mu?"

"Ararım, merak etme."

"Bak onu deme işte, bugünden itibaren seni düşünmediğim herhangi bir anım olacağını düşünmüyorum."

"Seni seviyorum sevgilim, görüşürüz."

"Görüşürüz sevgilim."

  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 29, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bunu Sen SeçtinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin