Onun sesiyle uyandım. Bir yerlerde, "çünkü ben varım sen varsın sen yoksun" çalıyordu. Kalkıp telefona baktığımda saat gece 3'tü. Neler olduğunu anlamak için odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Aşağı indiğimde o, koltukta uzanıyordu. Beni fark edip ayağa kalktı. Yanına doğru yöneldim. Göz göze geldiğimde fark ettiğim ilk şey bana ne kadar benzediği olmuştu. Gözleri, burnu, ağızı, benim gibi yeşil olan gözleri, kumral saçları. Oturmamı istedi. Yan yana oturduğumuzda, tam ona beni nerden tanıdığını soracaktım ki, kalkıp ilerde ki çekmeceye yöneldi. Geri geldiğinde elinde bir fotoğraf vardı. Fotoğrafı bana uzattı ve ben o an hayatımın bilmem kaçıncı en büyük şokunu yaşadım: fotoğrafta ben ve ölen abim vardı. Abim. Öldüğünü öğrendiğim zaman 15 yaşındaydım. Araba şarampole yuvarlanmıştı. Ve biz gittiğimizde kül olmuştu. Kimse bulamadı cesedini. Ben elimde ki fotoğrafa hayretler içinde baktıktan sonra ona dönüp konuşmaya başladım:
"Bu fotoğrafın sende ne işi var ve sen kimsin?"
"Kaçmış olabileceğim aklınıza geldi mi hiç?"
"K-kaçmak?"
"Evet, maalesef. Bunu yapmak zorundaydım, abiciğim."
Abiciğim mi? Şaka falan mıydı bu?
"Ne abisi? Sen neyden bahsediyorsun? Benim abim, 3 sene önce araba kazasında öldü."
"Emin misin?"
"Elbette eminim, ailem bana asla yalan söylemez."
"Eğer sana yalan söylememiş olsalardı şuan burada olmazdın."
"Bana artık kim olduğunu söyler misin?"
"Duru ciddi misin ya? Abinim işte neyini anlamıyorsun? Bak, farkındayım büyük bir şok yaşıyorsun ve neden kaçtığımı düşünüyorsun. Kısacasını söyleyeyim; sen neden kaçtıysan bende o yüzden kaçtım."
Şuan abim olduğunu iddia eden kişinin yüzüne bakıp yaşadıklarımı anlamlandırmaya çalışıyordum:
"Neyden kaçtın Duru?"
"Yalanlardan."
"Ailemizin sana söylediği yalanlardan değil mi? Tahmin edeyim bunların başında Ecrin'in ailesi ile ilgili olan mesele geliyor."
Nerden biliyordu ya? Ne oluyor burada?
"Anlaşılan sen konuşmayacaksın, o zaman ben anlatayım: bende yalanlardan kaçtım. Öğrenmem gereken hala bir sürü şey var ve çoğu seninle ve benimle ilgili. Kaza olayına gelirsek, baştan sona planlanmıştı her şey. Siz benim öldüğümü düşünecektiniz ama ben kaçmış olacaktım. Araba düşerken ben kendimi dışarıya attım. Çok yakın bir arkadaşımla kurmuştuk her şeyi. Daha sonra düşmenin etkisiyle hafif yara almıştım ve baygındım. Beni alıp buraya getirdi. Uyandığımda masanın üstünde 'ev senin dilediğini yap' yazılı bir kağıt vardı. O günden sonra arada nasıl olduğumu görmek için geldi ve bir daha hiç uğramadı."
Abimin anlattıklarını dinledikten sonra, 3 yıl boyunca yaşadığım görmemişlik hissi hem gözlerimi yaşarttı hem de ani bir hareketle ona sarılmamı tetikledi. Kokusu hiç değişmemişti. O gittikten sonra upuzun bir süre kendime gelemedim ve gözüm evde sürekli onu aradı. Her ne kadar normal abi-kardeşler gibi kavga etsek bile, o benim için çok değerliydi.
Bir süre öylece sarılıp kaldık. Onu çok özlemiştim.
"Peki bana neden söylemedin?"
"Çünkü geleceğini biliyordum."
"Nasıl yani?"
"Biliyordum çünkü, Ecrin söyledi. Yani söylemişti."
Bana anlatmaya başladığında ağlamamı tutamıyordum. Abim bir şekilde Ecrin'e ulaşmıştı ve beni sormuştu sürekli. Ecrin de ona kötü olduğumu, yaşadıklarımı kaldıramadığımı ve çok yıprandığımı söylemiş. Daha sonra Ecrin hastalığını öğrenip abime, bana buradan kaçmam gerektiğini anlatacağını söylemiş.
"İşte bu yüzden biliyordum geleceğini."
"Eee, şimdi ne yapacağız?"
"Şimdi yatacağız ve sabah kahvaltıdan sonra ne yapacağımızı düşüneceğiz."
"Yanında yatabilir miyim?"
"Tabi ki de."
Uzandık ve elinde ki kumandadan bir düğmeye bastı. O şarkı çalmaya başladı ve ben usul usul abimin kokusunu içime çeke çeke uykuya daldım:
Bunu sen seçtin. O kadar yalnızım ki yalnızlık bile beni terk etti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunu Sen Seçtin
Novela JuvenilBu; her şeyi arkasında bırakıp kaçan bir kızın hikayesi... Ya ailen aslında senden gerçek hayatını da saklıyorsa?