Tuanadan
Akşam olmuş vakit gelmişti, ip fener ve gerekli eşyalarımı içine koyduğum sırt çantamı alıp sessizce evden çıktım.
Önceden konuşup anlaştığımız buluşma yerine yani okulun yakınındaki bir durağın önüne geldim. Durağa gelmemle karşıdan gelen leya ve yağızı gördüm.
yağız: diğerleri gelmedi mi?
Tuana: henüz değil
Leya: umarım ailelerine yakalanmamışlardırBirden bir karaltı onlara doğru hızlıca geldi
Çağan: TABİKİ DE YAKALANMADIKK :)
Leya: ya çağan ödümüzü kopardın! Nerde kaldın?
Çağan: Annemin uyuması uzun sürdü. Neyse Deniz yokmu?
Esat: kim bilir nerde süt içiyordur
Defne: umarım uykusunda içmiyordur
Deniz: BURDAYIM
Leya: ya deniz niye bağırarak geliyorsun? Biri duyacak şimdi
Deniz: Amaan leya amma panikledin
Leya: biri bizi yakalarsa ozaman görürsün.
Deniz: öhömm öhöm, bayanlar baylar;
yürümüş olduğumuz bu yolda her koşulda ve her türlü benimle birlikte disipline gitmeye varmısınız?
hepsi birden: Varızz!
Deniz: E hadi gidelim ozaman görev bizi bekler.Yedi arkadaş karanlığın ortasında başlarına gelebilecek her türlü şeye razı şekilde okula doğru yürüyorlardı.
Deniz: Geldik mi?
Çağan: görmüyormusun deniz koskoca okulu
Deniz: Ne biliyim olm karanlıktan seni bile şuan tuana gibi görüyorum
Tuana: ne alaka lan
Deniz: bilemem karanlık
Yağız: ne bekliyoruz burda girelim artık içeri
Esat: hadi ozaman gazamız mübarek olsun arkadaşlar!İkinci katta camı açık olan kütüphane duvarına sırayla tırmanmaya başladılar.
Neyseki Leya kararında bir seçim yapıp borunun hemen yanındaki camı açık bırakmıştı böylece boruya basarak rahatça çıkabiliyorlardı.
Yukarı vardıklarında Tuana Yağız'a yaklaştı ve fısıltıyla konuştu;
Tuana: Az kalsın özgürü dövüyormuşsun?
Yağız: öyle oldu biraz
Tuana: neye sinirlendin acaba?:)
yağız: hiiç işte biliyorsun geçenki meseleler
tuana: Atma atma Leya için sinirlendiğini biliyoruzYağızın yanakları kızarmış birden bocalamıştı ne diyeceğini bilemedi, ağzından ilk çıkan şeyi söyliyiverdi;
yağız: yok canımm, o öyle değil kimse için adam dövüp disiplinlik olmam
Tuana: sallama sallama senden bahsediyoruz, ayrıca Leyadan hoşlandığını da bilmiyorum sanma.Yağız iyice kızarmış bu sefer birde terlemeye başlamıştı, son duyduğu karşısında şaşırmıştı, daha kendisi bile tam olarak emin değilken duygularından Tuana nasıl bu kadar kesin konuşabiliyordu?
Yağız: nasıl eminsin bu kadar?
Tuana: çünkü ona bakışların tuhaf, onun yanında sen tuhafsın. O gelince sanki Yağız gidiyor yerine başka bir yağız geliyor gibi.
Yağız hiç düşünmeden sordu;
Yağız: Oda anlamışmıdır?
Tuana: Bilmem, ama bana sorarsan oda sana karşı boş değil.Yağızın gözleri Leyaya gitmişti o sırada Leyanın da kafasını çevirmesiyle yeşilin tarifsiz güzel tonundaki gözleri ile buluştu gözleri.
Birden Leyanın aklına iki gün önce okuduğu bir kitaptaki satırlar geldi "gözlerin gözlerimin gözlediği yolu gözleseydi eğer, gözlerinle gözlerim göz göze gelirdi ey güzel gözlüm." Leya kendisine bakan Yağız'a gülümsedi.
Esat: yağız Tuana ne dikiliyorsunuz orda gelsenize
Tuana arkadaşına göz kırpmış esatı daha fazla sinirlendirmemek için yanına gitmişti.
Yağız kafasındaki düşünceleri -en azından şimdilik- bir kenara bırakıp arkadaşlarının yanına geldi.
Esat: Ee Leya buranın kapısı kilitli?
Leya cebindeki anahtarı çıkarıp gösterdi
Çağan: Bir dk yaa bu kütüphanenin anahtarı değilmi?
Leya: Evet
Defne: ama senin bunu müdür yardımcısına çoktan vermen gerekmiyormuydu?
Deniz: Çaldın mı yoksaa?!
Leya: çalmak değilde ödünç almak diyelim, geri vericem. Neyse boşverin şimdi anahtarı çıkalım hadi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinya {Tamamlandı}
AçãoBir zamanlar yakın olduğunuz biriyle şimdi iki yabancı gibi olmak nasıldır bilirmisiniz? iki düşman takım, kendini takım sanan bir düşman Lavinya | lyct