yoongi çimlerde elini gezdirirken rüzgarı dinliyordu. hava gri bulutlarla kaplıydı, kasvetli bir yağmur havası vardı sanki.
yere düşen izmaritin cılız sönme sesinin ardından taehyung'un tok sesini duydu. "beni neden çağırdın?"
"otursana." dedi dönmeden, eliyle yanını göstermişti. taehyung oturdu. ona baktı "neden çağ-"
yoongi hala ağaçları izliyordu. "seni çağırmak için bir sebebe mi ihtiyacım var taehyung, görmek istedim, çağırdım, bu kadar. olamaz mı?"
"olabilir..." mırıldandı taehyung. başını indirirken yoongi'nin önündeki pastayı gördü. "pasta?"
yoongi başını indirip pastaya baktı, gülümsedi. uzanıp pastayı aldı, cebinden çakmak çıkarıp üstündeki mumu yaktı. kan damlaları tabaktan akıyordu. "kanlı pasta. iyi ki doğdun."
"kanlı pasta mı? hayatımda daha saçma bir şey duymadım."
"lezzetli ama."
"lezzetli?"
"hmhm, kendi ellerimle yaptım. tavşan ciğeri ve ölü denizkızı kanından. denemek istemez misin?"
taehyung dehşet içinde baktı ona.
kıkırdadı yoongi. "tadına baksan seversin."
"yok almayayım ben..."
"hadi ama, doğum günün bugün. en azından tadına bak? bir parçacık?"
"tokum yoongi."
"götümün kenarı, tokmuş." jungkook yoongi'nin elindeki pastayı kaptı. "üç gün önce beslendin." parmaklarıyla pastadan bir parça koparıp ağzına attı. gözlerini kapatırken ciğeri yavaş yavaş çiğnedi, yutunca gözlerini açtı. "bayıldım buna. benim olsun mu?"
taehyung, "olsun." derken yoongi, "hayır!" demişti. "onun doğum günü pastası, jungkook çocukluk yapma."
"o yemez zaten. beslenmiyor ki hiç."
yerinde kıpırdandı rahatsızca taehyung, yoongi elini tuttu onun. "üstüne gitme."
"ağzımı açmadım." pastanın yarısını yemişti bile. "yeme bozukluğu olan vampir mi olur diye dalga geçerdim normalde ama ağzımı bile açmadım. açtım mı tae?"
ofladı taehyung. "niye geldin sen, bir hafta sonra mı aniden ortaya çıkasın geldi."
"bir hafta sonra pastamı yemeye mi geldin?"
"hayır taehyung'u arıyordum." boş tabağı koydu onun önüne, ağaca yaslanmış parmaklarını yalıyordu. "ne yapıyorsunuz?"
"doğum günü kutluyorduk, bir şeylerle beslensin diye uğraşıyordum..."
"beslerim ben onu, merak etme sen."
"üç günde bir mi besliyorsun?"
"zorla mı yedireyim yoongi?" jungkook ona baktı, işaret parmağını uzattı. "istersen şansını zorlama. hala sana kızgınım."
"yani üstünden on yıl geçmesine rağmen, beni öldürtmene, üstüne bir de kemiklerimin yarısını kırmana rağmen, hala affedilmedim mi?"
"hayır."
"ne?" taehyung ona döndü. "öldürtmene, mi? seni öldürten jungkook muydu?"
"ağzının yayını sikeyim yoongi." jungkook yanlarına gelip taehyung'un önüne oturdu. "dinle, anladığın gibi değil."
"on yıl boyunca, çektiğim tüm acılar senin yüzünden miydi?"
"taehyung dinler misin?"
taehyung dolu gözlerle baktı ona, ayaklandı ikisi de onu tutmaya çalışırken. "keşke en azından ailem dediğim kişilerin hepsi bana yalan söylemeseydi. keşke sen onlardan farklı olsaydın jungkook."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🍒 Acı Kiraz ✓
FanfictionACI KİRAZ | ben acı kiraz tanı beni bana şarkılar söyle biraz ben kara beyaz her işim ters, dünyam ya lan (Kasvetli Kutlama'nın devamıdır, birinci kitabı okumanızı tavsiye ederim.) (+18 şiddet içeriği.) vampir soyu lideri jungkook ve azılı düşman...