jungkook eve geri döndüğünde bahçede onu jimin'den kaçan ikili karşılamıştı.
"jungkook." yanında bittiler. "bize yardım-"
"jungkook bize yardım..." tekrarladı yorgun bir sesle. "jungkook size yardım, jungkook hayır kurumu mu?"
"değil tabi de... biz işe yararız, biz çok iyi evlatlarızdır."
"jimin'e ihanet etmişsiniz, iyi evlat anlayışınız bu mu?"
"hayır, hayır yanlış anladın." soobin lafı yeonjun'dan devraldı, çocuk konuştukça batıyordu. "biz jimin'leyken, onun pis işlerini yapardık. öldürülmesi gerekenleri öldürürdük. başarısız olduğumuz bir görev olmadı. istersen... senin de pis işlerini yapabiliriz. bizi jimin'den koruman karşılığında."
onları süzdü jungkook. "o zaman size bir görev vereceğim ve eğer beceremezseniz sizi jimin'e teslim edeceğim, anlaştık mı?"
"anlaştık." başını salladı soobin.
(&&.)
"jungkook neredesin sen!" taehyung arabanın kapısını çarpıp onun yanına gitti, kollarını ona sarıp bağrına bastı.
"buradayım moruk." ittirdi jungkook onu. "ne var?"
"çocuklarla konuştuğundan beri üç saattir ortalarda yoksun, ödümüz koptu."
"bir kediyi takip ediyordum. ne korkaksınız..." ellerini ceplerine soktu.
taehyung süzdü onu. "kediyi öldürmedin diye umuyorum. bu kan kimin?"
"birinin."
"kimi öldürdün?"
"bu bir sorgu mu?"
"kafana göre adam öldüremezsin."
sırıttı jungkook. "hadi ya?"
dişlerini sıktı taehyung. onu omzundan tutup arabaya çekiştirdi. "yürü, işimiz var."
"taehyung, eceline susamış gibisin." onun bileğini tutup sıktı, bükerek omzundan indirdi. "emir vermeler, beni sorgulamalar... melikin olduğumu unutmuş gibisin. haddini aşma."
acıya dayanmaya çalışıyordu taehyung zira bileği çatlamış olmalıydı. "melikimsin jungkook evet ama son on yıldır kafayı yemiş haldesin. seni durdurmaya gücüm yetmiyor olabilir ama bu çabalamayacağım anlamına gelmez. istersen olmayan canımı al, kalbimdeki son kanı iç. önemi yok. sadece dostlarımı korumak için yaşıyorum artık." duraksadı, dudaklarını ıslattı. "dikkatsizsin, bunun bedelini ödemeni istemiyorum."
jungkook cevap vermedi, taehyung dinleyip dinlemediğinden bile emin değildi. bileğini bırakıp arabaya bindi, taehyung da binmiş ve sürmeye başlamıştı.
bir uçurum kenarında durdular, jungkook gülerek arabadan indi. "ne o taehyung, beni öldürecek misin burada?"
taehyung yanına gelip arabayı kilitledi. "bilirsin ki sevgili dostum, kendimi öldürürüm yine seni öldürmem."
gülümsedi, elini onun omzuna koydu. "ölmene izin vermem taehyung."
"bir zamanlar birbirinizi gırtlaklıyordunuz, zaman nelere kadir..." seokjin elleri cebinde onu izliyordu. jungkook ona koşup sarıldı, seokjin de gülerek sarıldı ona.
her ne kadar en korkulan vampir lordu da olsa hala bir çocuk, diye düşündü taehyung.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🍒 Acı Kiraz ✓
FanficACI KİRAZ | ben acı kiraz tanı beni bana şarkılar söyle biraz ben kara beyaz her işim ters, dünyam ya lan (Kasvetli Kutlama'nın devamıdır, birinci kitabı okumanızı tavsiye ederim.) (+18 şiddet içeriği.) vampir soyu lideri jungkook ve azılı düşman...