Camına vuran yağmur damlalarını izliyordu sarı saçlı odasında. Nöbeti olmamasına rağmen gitmemişti eve. Dün geceden sonra uzun bir süre caddesinden bile geçmek gelmiyordu içinden fakat illaki yapacaktı biliyordu. Sessiz bir iç çekti gözlerini kapatmadan önce. Kararı alan kendisiydi o zaman niye bu kadar huzursuz hissediyordu, sonuçta bir belirsizliği bitirmişti ve ikisi için en doğru kararın bu olduğuna oldukça inanıyordu.
Uzun zamandır hayatındaydı Changbin. Korkutuyordu bu yüzden yokluğu. Dün gece o kapıdan çıktığında yaşadığı duygu karmaşasının eşini kaybetmenin verdiği bir his mi yoksa yıllardır hayatında olan birinin aniden çıkmasını getirdiği his miydi anlayamamıştı bile. Tıpkı sabaha kadar Hyunjin'in dizinde neden ağladığını bilmediği gibi.
Bıraksalar günlerce devam ederdi içindeki bu soru savaşıyla. Bu yüzden odasının kapısı aniden açıldığında daha gelen kişiyi ve haberi bilmeden teşekkür etti.
"Felix" bu telaşlı ses Hyunjin'e aitti. Ve hemen ardından devam ettiğinde sarı saçlı koşarak odadan çıktı. "Changbin" olmuştu çünkü ilk kelimesi.
Hyunjin arkasından bağırarak durmasını söylese de Felix sadece koşuyordu. 2 yıldır çalıştığı hastaneye bir kez bile gelmemişti. Büyük olan kötü anılara sahipti burada. Gelmezdi, gelemezdi. Aynı anılara Felix'de sahipti ama onun mesleği buydu. Daha hızlı toparlamıştı Changbin'e göre belki de öyle olmak zorunda kalmıştı, sorgulamadı hiçbir zaman bunları. Hala üçüncü ameliyathaneye giremese ya da acil odasında pencere kenarındaki yatağa bakamasa da bir şeyleri aştığına inanıyordu.
Şimdi acile doğru iki yıl önceki gibi aynı korkuyla koşarken tüm vücudunun titrediğini hissetti. Bir dakikalık mesafede karşılaşabileceği tüm görüntülere hazırladı kendisini. Hangi doktor şu an hastanedeydi, kim tatildeydi, kimler en hızlı şekilde gelebilirdi hepsini düşündü. İkinci ve dördüncü ameliyathaneler boştu. Bu güzeldi, beklemelerine gerek yoktu. Ya gelene kadar dedi aynı iç sesine. Ayakları saniyelik birbirine karışmıştı bu düşünceyle. Ve genç doktoru düşmekten son anda kurtaran yine düşüncelerindeki kişiydi.
"Changbin" diye fısıldadı önündeki yüze.
Bu sırada Hyunjin de yanlarına gelmiş, koştuğu için nefes nefese kalmıştı. Arkadaşının kendisini yanlış anlayacağını tahmin etmeliydi. Ve bu konuda daha önceden bir travması varken daha dikkatli olmalıydı.
"Changbin" dedi yine aynı ifadeyle Felix.
Büyük olan bıraksa yere düşeceğinden emin olduğu çocuğu sıkıca tutarken bembeyaz olmuş yüze baktı. Tanıyordu küçüğünü, o bir dakikada aklından geçenleri tahmin etmek zor değildi.
"Şşş" dedi kendisine çekerken "İyiyim, buradayım." Yaprak gibi titriyordu kollarındaki beden. Temaslarından rahatsız olmasından korktu bir an ama umursamadı. Felix'in şu an ihtiyacı olan bu temastı ve yapması için yeterliydi.
Changbin'in düşüncelerini kanıtlamak istercesine sıkıca sarıldı eşine Felix. Başını boynuna saklarken özlediği koku gözlerinin dolmasına neden olmuştu. Bu hissi hatırlayabilmesi için kaybetme korkusunu mu yaşaması gerekiyordu?
Aynı anda Seungmin'in kucağındaki, Changbin'in buraya gelme sebebi ikilinin yakınlaşmasını hissetmiş gibi küçük bir çığlık attı. Belki de unutulduğu için sinirlenmişti. İki sevgili kendisini hatırlatan sesle uzaklaşırken Felix sorarcasına eşine baktı. Temaslarının bozulmasından rahatsız olduğunu sadece arkadaşını gülerek izleyen Hyunjin fark etmişti.
"Chan hyung burada mı?" diye sordu Changbin.
Pusetteki bakışlarını geri eşine çevirdi Felix. Olumsuzca başını salladı sorduğu soruya. Fakat hala anlamadığı bu saatte getirdikleri bu bebek kimdi? Changbin'in hastaneye gelmesini gerektirecek kadar önemli olmalı diye düşündü. Yüzünü buruşturdu tanımadığı çocuğun tuttuğu bebeğe. Ardından Changbin'i neyden kıskandığını fark ettiğinde içinden bir tokat attı kendisine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
last chance| changlix
FanfictionTamamlandı, mini fic Felix boşanmak ister, Changbin ise eşinden son bir şans istemek için geldiği kapıda hiç beklemediği bir mucizeyle karşılaşır.