Bölümün sonunda fikle alakalı sorduğum soruda cevabınıza ihtiyacım var, yardımcı olursanız çok sevinirim♡
İyi okumalar..._______________________________________
"Günaydın!"
Sarı saçlı kantinden aldığı iki bardağı arkadaşının çalışma masasına bıraktı. Hasta alımları daha açılmadığı için vakitleri vardı.
"Günaydın." dedi Hyunjin de aynı şekilde. Ardından gülümseyerek;
"Bu enerjinizi neye borçluyuz?" diye sordu.
Arkadaşını görmediği iki günde yüzüne renk geldiğini odasının penceresinden bile fark edebilmişti. Hastaneye adımını atar atmaz eski Felix gibi gördüğü herkese selam verip nasıl olduklarını sormuş ardından hastalarıyla dakikalarca sohbet etmişti. Ve bu halleri ister istemez evdeki durumların iyi olmasına yoruyor ve ümitlenmeyi engelleyemiyordu Hyunjin.
"Ben hep böyleyim canım senin ruhun ölmüş." dedi çayından bir yudum aldıktan sonra.
Hyunjin sesli bir kahkaha atıp kafasını geri düşürdü. Garip gelebilirdi ama en yakını olan bu çocuğun kendisine laf sokmalarını bile özlemişti.
"Evde durumlar iyi sanırım." diye sordu tatlı bir imayla Hyunjin.
Uzun boylunun konuşmasıyla Felix farkında olmadan gülümsedi. Ardından anlamadığı bir utangaçlık hissetti ve bu hali karşısındaki bedenin durumu çok yanlış anlamasına neden olmuştu.
"Tanrım Felix yoksa," dedi Hyunjin şok olmuş bir şekilde. "Seviştiniz mi?"
Ağzındaki çayı son anda tutan sarı saçlı kocaman olmuş gözlerini arkadaşına çevirdi. Dilinin yanmasını umursamadan hızla sıcak çayı yuttu.
"Saçmalama Hyunjin. O kadar sorunun arasında bunu mu düşündün cidden." dedi şokla.
Aldığı cevaptan memnun olmadı Hyunjin ve yüzünü asarken bunu oldukça belli etmişti. Sonuçta bir seneden fazladır kendisini tutuyordu arkadaşı. Gerçekten onun için üzülüyordu.
"Karşımda kızarınca aklıma ne gelebilir acaba?" diye homurdandı. "Neyse cidden nasılsınız ve bebek ne yapıyor?"
Felix elindeki karton bardakta küçük parmaklarını gezdirirken hafifçe omuz silkti. Hafta sonları belki çoğu insana göre sıradan ama Felix'e göre rüya gibiydi. Sabahları eşinin kolları arasında uyanmış yine aynı şekilde geceleri o kolların arasında uyuya kalmıştı. Birlikte hazırladıkları kahvaltı ve akşam yemeklerinde saatlerce sohbet etmişlerdi. Olaylı geçen bez değiştirme işleminden sonra o görevi Changbin üstlenmiş Felix de geceleri uyanan minik misafirleriyle ilgilenmişti. Ardından dünkü banyo savaşları aklına geldiğinde hafifçe kıkırdadı. Küçüğü kesinlikle sudan nefret ediyordu.
"Heyooo, dünyadan Felix'e beni duyuyor musun?" diyerek karşısındaki çocuğa el salladı Hyunjin fakat gördüğünden emin değildi.
Arkadaşının seslenmelerinden birini yakaladığında hemen ona döndü. Yüzünde samimi bir gülüşle kendisini izlediğini gördü. Bu rahatlamasını sağlarken hızlıca günlerini özet geçti.
"Şimdi Changbin hyung mu ilgileniyor onunla? "diye sordu Hyunjin konuşmaları bitince.
Felix başını aşağı yukarı salladı. Zaten bu konu şaşırdığı ayrı bir mevzuydu.
"Evet yıllık izninden kullanıyor."
Hyunjin de şaşırmıştı buna. Çünkü arkadaşının anlattığına göre Jisung'un ölümünde bile kendisine verilen zorunlu izinleri dahi kullanmamış, günlerce emniyette vakit geçiriyordu. Sevgilisi ise Changbin'in kendisine zarar vermesinden korktuğu ve aynı zamanda Felix'e söz verdiği için günlerce onun yanında kalmıştı. Gerçekten çok zor günler geçirmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
last chance| changlix
FanfictionTamamlandı, mini fic Felix boşanmak ister, Changbin ise eşinden son bir şans istemek için geldiği kapıda hiç beklemediği bir mucizeyle karşılaşır.