15 yıl sonra...
Yüzüne bırakılan ilk öpücükte uykusundan sıyrılmıştı büyük olan fakat bunu belli etmedi. Eşinin kelebek öpücükleri güneşi yeniden doğururken tatil gününde yatağında bunun keyfini biraz daha çıkartmak istedi.
"Uyandığını biliyorum Binnie."
Küçük olanın sesi uykudan uyandığı için daha da boğuklaşırken, kulağına ismini fısıldamasıyla Changbin istemsiz göz kapaklarını araladı. Eşinin gülümseyen yüzüyle karşılaştığında siyah saçlı sessiz bir iç çekti. Yıllar sanki onun için tersine akıyor gibiydi. Güzelliği her seferinde Changbin'in aklını başından alıyordu.
"Günaydın." diye mırıldandı düşüncelerinin aksine. Felix de aynı şekilde karşılık verirken yatar pozisyonda olduğu bedenin üstünde hafifçe yükselip Changbin'e baktı.
"Yaşlandın iyice uyandığın saate bak." diyerek alaylı bir gülüş verdi büyük olana Felix.
Changbin bunun açık bir meydan okuma olduğunun farkındaydı. Aynı gülüş kendi dudaklarında yer edindiğinde tek hamlede eşiyle yerlerini değiştirdi. Felix'in şaşkınlık dolu ifadesini üstten izleyen şimdi kendisiydi.
"Yaşlandım öyle mi?" diye sordu küçük olana doğru eğilmeden önce. Dizini sarışının bacak arasına bastırdığında istekle havalanan beden Changbin'i gülümsetmişti.
"Emin misin, prenses?" diye fısıldadı kulağının altındaki tene dudaklarını sürterken.
Felix cevap vermek yerine kollarını eşinin boynuna dolayıp kendisine çekti. Changbin'e alan yaratmak için hafifçe kafasını çevirirken dudaklarının yerini alan ıslak dili hissettiğinde dudaklarından kaçan sızlanmayı tutamadı.
İkili güzel bir pazar sabahına birbirini severek başlamak istemiş fakat odasında her zamankinden erken uyanmış birileri çoktan planlarını bozmak için odalarına doğru koşuyordu. Evin en küçüğü uyku sersemi babalarının odasına hızla dalarken, Felix oğluyla yarışacak bir hızla eşini üstünden atmıştı. Ne olduğunu anlamayan Changbin'e hayalini kurduğu sabahtan kalan tek şey düşerken çarptığı kafasıydı.
"Küçüklüğümden beri bir sahne hiç mi değişmez?" diye homurdandı oğulları göz devirirken.
"Biz de küçüklüğünden beri bir kapı çalma alışkanlığı edindiremedik sana." diye geri karşılık verdi Changbin yerden kalktıktan sonra.
"Baba ya!" diye bağırdı Hanji Felix'in kolları arasına girerken "Changbin babama bir şey de."
Felix her gün ikilinin arasında kalmaya alıştığı için sadece gülüp geçti. Çünkü kimin tarafını tutsa yeni bir tartışmaya kadar diğer kişi tarafından trip yiyordu.
"Erken uyanmışsın. Tatildi bugün." diyerek konuyu çevirdi sarı saçlı. Bu sırada Changbin'de oğlunun yanındaki kalan boşluğu doldurmuş, ilgiyle ona bakıyordu.
"Jiwoo ile buluşacağız." diye mırıldandı, iki babasıyla göz teması kurmamaya çalışıyordu bu sırada.
"Minho amcandan dayak yemek için bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum." diyerek oğlunun kendi gibi olan siyah saçlarını karıştırdı Changbin.
Hanji'nin yüzü düşerken babasına sarıldı. "Annemi ziyaret edecektik izin verir bence."
Felix'in gülen yüzü aynı hızla değişirken endişeyle Changbin'e baktı. Büyük olanda yaptıkları hatanın yeni farkına vardığında sessizce yutkundu. Ortamdaki havanın değiştiğini hisseden Hanji iki babasının ellerini tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
last chance| changlix
FanfictionTamamlandı, mini fic Felix boşanmak ister, Changbin ise eşinden son bir şans istemek için geldiği kapıda hiç beklemediği bir mucizeyle karşılaşır.