Maskeli adam her zamanki gibi bu romantik ortamı bozup içine etmişti. Bu herif cidden bir dayağı hak ediyordu.
"Aferin Yoongi, ağzın iyi laf yapıyor. Cevabını sevdim, şanslısın."
"Daha ne kadar bu boktan şeye devam edeceğiz?"
Bu söylediğime ilk defa içten bir şekilde gülmüştü. Gülümsemesinde ne kinaye ne de öfke vardı. Saf mutluluk gibiydi ve böyle bir adamdan böyle bir gülümseme duymak açıkçası şaşırtıcıydı.
"Son 2 soru, ölümünüze son iki soru."
Ardından yüzünde peydah olan o "şeytanı sırıtış" yer edindi.
Adamın tek derdi bizi öldürmekti, bizi rastgele seçmediği bile meçhuldu. Çünkü ne Jimin'i ne de beni bu kadar sevmeyen ve öldürmek isteyen biri olduğunu düşünmüyordum.
Adamı tanımamam ve bizi rastgele seçmiş olduğu düşüncesi kulağa mantıklı gelirken aklımdaki "Niye biz?" sorusuna da bir kılıf uydurmuştum en azından.
O insanları rastgele seçip zaaflarından vuran bir psikopattı.
Kelimenin tam anlamıyla ona uyan şey buydu. Ardından sırıtışını hiç bozmadan Jimin'e doğru yaklaşmaya başladı. Sakin olmaya çalışırken tek düşündüğüm Jimin'di. Bu anıların onda travma yapmaması için dua eder olmuştum.
Maskeli adam Jimin'e iyice yaklaştı ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Ardından Jimin bana dönüp ağzını oynattı. "Seni seviyorum." ve ardından bir gözyaşı daha aktı o sevdiğim gözlerinden.
"Ona ne dedin seni pislik!?"
Adam hafif doğruldu ve yüzüme baktı. Maskeden dolayı anladığım kadarıyla şu an yüzünde bir gülümseme yoktu. Dudakları dümdüz bir çizgi şeklindeydi.
"Ona sonunuzu anlattım Yoon, bunlar gerçekler."
Onu hiç umursamayarak Jimin'e döndüm, yine ağlıyordu. Ona ne anlattığını bilmiyordum ama Jimin yıkılmıştı, sanki ne söylediyse yapacağına emin gibiydi.
"Jimin onu dinleme sevgilim, hiçbir şey olmayacak söz veriyorum."
Ardından Jimin ağlamayı az da olsa kesip bana gülümsedi. Sırf üzülmeyeyim diye yaptığı ortadaydı. Dudaklarını birbirine bastırdı ve konuştu.
"Sen sözünü hep tutarsın."
Ona kafamı sallayıp onayladım. Şu ana kadar ne söz verdiysem hepsini tutmuştum. Tutamayacağım sözler vermezdim hiçbir zaman. Şimdi de öyle olacaktı, bu sözümü de tutacak ve buradan el ele çıkacaktık.
Maskeli adam dudaklarını büzmüş ve sandalyeye oturmuştu.
"Ah Jimin, sevgiline bu kadar güvenmen gözlerimi yaşarttı."
Sonra duraksadı ve gülümsedi. Gülümsemesiyle beraber bana doğru döndü ve lafını tamamladı.
"Ama maalesef bu sefer sevgilin sözünü tutamayacak."
Jimin'e baktığımda gülüyordu. Bana inanıyordu. Bu beni de gülümsetmişti. Kimsenin bana güvenmesine ihtiyacım yoktu. Jimin güvense yeterdi ve o bana her zaman güvenirdi.
Maskeli adam Jimin ve benim gülümsediğimi görünce ayaklandı.
"Pekala, bu kadar romantizm yeter. İkiniz de artık canımı sıkmaya başladınız."
Ayağa kalkmasının ardından Jimin'in arkasına geçti. Merakla ne yapacağını beklerken Jimin yerinde kıpırdanıyordu. Adamın varlığı bile rahatsız ediciydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Danger 乂 YoonMin
Fanfiction[ TAMAMLANDI ] Min Yoongi'nin biricik sevgilisi Park Jimin büyük bir tehlikenin içindeydi. Min Yoongi 乂 Park Jimin Started : 02.11.2021 Finished : 10.04.2022